Yalan * Bedriye Aksakal

AKSAKAL'CA
26.03.2013 / 00:00
Bu aralar siyasetçisi- iş adamı- sanatçısı durmadan kadınlarımızı övüyorlar. Hani kimi hayallerinin peşinden koşan kadınlarımızı, dayak yiyen kadınlarımızı övüyorlar. Dünya mı değişiyor? Yoksa bu övgüler bir yıl sonra yapılacak yerel seçimler için kadını oy potansiyeli olarak gördükleri için mi bu sözler?
Beş yılda bir hatırlanan kadınlarımız, nedense parti liderlerinin dilinde. ?Eli öpülesi analarımız? diyorlar. ?Diyorlar ki: cefakar, fedakar analarımız? Bizi katılın. ?Ardından olmayacak vaatler.
Ah! o kadınlarımızın kimi aşk dedikleri için öldürüldüler. Kimi dumana tutsak olup yok olup gitti. Onlarında bir yalanın arkasından koşup gitmeleri, sonlarını getirdi. Yalan herkesin ağzında bir sakız. Çiğnendikçe çoğalıyor. Çoğaldıkça yalana, yalanlar ulanıyor. En çok da yalanı kocaman kocaman gördüğümüz sayınlar söylüyor.
Öğrenciliğimden, bu zamana dek değişmeyenler, Bülent Hasgönül?ün dediği gibi tilkiler, sistemin çarkında pek güzel yalanlarıyla dönüyorlar. Döndükçe de yalan makinesi var hızıyla işliyor.
Bir düşünür der ki:
?yalan söyleyebilen bir kimse insan sayılmaya, susmayı bilmeyen bir kimse de baş olmaya layık değildir.? Gel de bu sözden sonra tilkilerin söyledikleri sözlere yalan deme.
Viktor Hugo?da der ki:
?Az yalan söylenemez, yalan söyleyen her yalanı söyler. ?
Doğru söze ne denir? Bu günlerde çevremde o kadar çok yalan söyleyen var ki. Oysa yalan kadar insanı alçaltan bir olgu yoktur. Bir insan yalan söylemeye başladı mı, yalanların ardı kesilmiyor. Yalanı söyleyen kişi de kendi de yalanın içinde yuvarlanıp gidiyor.
Bacon?da şöyle söyler:
?İşe yalan karıştırmak altın ve gümüş paralar için bir halita kullanmaya benzer. Halita madene sağlamlık verir; ama kıymetini de düşürür. ?
İnsan yaşamı boyunca kıymetini düşürmemeli. Yalan üzerine yaşamını kurmamalı. Bir insan hiçbir halde yalan söylemek hürriyetine sahip değildir.
Bakıyorum da geçmişten bu güne yazılmış gazeteleri de okuduğumda halkı soyanlar zamanında en üst noktaya gelmişler.Monte?nin deyişiyle:
?Ayrı ayrı birer ahlaksız yaratık olan insanlar, toplu oldukları zaman namuslu kişi olurlar. ?
Albert Camus?ta insanları sınıflara ayırmış:
?İnsanlar üç sınıfa ayrılırlar.
Yalan söylemeye zorunlu olmaktansa gizlenecek bir şeyleri olmamayı yeğ görenler. İkincisi:
Gizlenecek bir şeyleri olmaktansa yalan söylemeyi yeğ görenler. Üçüncüsü:
Hem yalan söylemeyi, hem de gizlenecek bir şeyleri olmalarını sevenler.
Ne diyor şair:
SERMAYEYE?İ ŞAİRAN TÜKENMEZ
DÜNYA TÜKENİR YALAN TÜKENMEZ .