Alet

Oldukça seçkin görünüşlü bir bayan uçakla İsviçreden dönmekteydi.Yanında oturmakta olan rahibe “-Özür dilerim peder, sizden bir iyilik isteyebilir miyim?” diye sordu. Rahip : “-Elbette kızım, senin için ne yapabilirim?” diye cevapladı. Kadın açıkladı: “- İşte problemim; kendime yeni bir epilasyon aleti aldım ve buna oldukça…

Üç Kuğu Üç Yontu * Ahmet Uysal

ida'nın buluşturduğuüç çakıl taşıydık ıslaküç lirik dize! hayıtların duldasındadoğayla tozlaşanüç gelincik! ırmağın alnacındayızgüz otları savruluyoralnımıza! homeros'un izinisürüyoruz sunaklardatanrıçalarla öpüşerek! troyalı helena içingülün dibine üç gülüç gül daha! bulut arıtıryağmur damıtırızaşkın yorumundan! gizil yönüyüzsonsuzluk ülkesininbiziz o büyücü! böğürtlenli keçi yolundaüç yalın yüreküç imge çapkını! söylencemize dönüp…

Soğan ve Yararları

Faydaları saymakla bitmiyor! A, B ve C vitaminleri ile potasyum, magnezyum, kalsiyum, sodyum, iyot, fosfor ve kükürt mineralleri bakımından oldukça zengin olan soğanın faydaları saymakla bitmiyor. İşte soğan yemek için beş neden…İçerdiği sülfür kolesterol ve trigiliserid seviyesini düşürüyor, kanın pıhtılaşmasını engelliyor; dolayısıyla kalp sağlığına yararı…

Eşik * Hidayet Karakuş

eşiğe vuruyor başparmakgünlerimize gerili sazın tellerisöz derinlerde yapmış yuvasınıdalgıçlar balıkadamlaro deniz ülkesinin sevdalı yurttaşlarıbütün yaratıkları okşayarak severlerağızlarında sözcükleri mavi bir dilinsan sevince coğrafyalar küçülürboyutları değişir sözcüklerinürperdiğinde dizlerin soluğun ısınırişte o zaman bütün cepheleri boşaltsönsün sonsuza kadar silahların ateşisöyle doğan güne uç veren çiçeğesöyle yürüsün yaşamın…

Buğu * Hidayet Karakuş

balkonumuzgünümüzü kuruttuğumuz bahçeçıkrığın aralıksız sesisenin yaptığın işlerişarkıya dönüştürür saksılardaoğlumuzuyanmıştır coşkulu düşlerindenuyurken aklına kaçanroman kahramanlarıyla tartışıryaşamın bin bir öyküsüyle doluserüvenlerinielinde mercekleri insanlığınkendi satırlarında gezinirçayımızsenin düşlerini demlediğin sabahince belli sevinçlere dökülenbardağa buğusu sığmayan kadınsigaran şakıyor gün ışığına karşısöylemekten çekindiğin sevgimizitürküler yakıyor dağlardaki rüzgârderinlere kayan yeraltı sularınabenzeyen aşklar…

Roman Yazdım

“Akıl hastanesinde bir deli, okumayı yazmayı seven bir delinin yanına gelmiş.Elinde kalın bir kitap, uzatmış:– Bir roman yazdım, sana bir hafta süre, oku bana fikrini belirt..– Tamam, okurum…Bir hafta sonra kitabı iade etmiş, aralarında geçen konuşma şöyle:– Nasıl buldun kitabı?– Çok iyi ancak içinde mevzu…

Eylül Oluyor * Süreyya Berfe

Küçük bir basamağıbütün varlığıyla geçmeye çalışıyoryeni yürüyen bir çocuk;bütün gücüyle, bütün acemiliğiyle, bütünsevimliliğiyle.Basamak duvar oluyor, set oluyor.Ana-babalar denizde, eğlencede yemekte.Tahtıravalli inip kalkıyor,salıncağın etekleri rüzgârdaRenklerle, ışıklarla cıvıldıyor bahçe.Yeni yürüyen çocuk basamağa bakıyor:Çok uzaklara bakıyor sanki, çok uzaklara.Eylül oluyor sevimliliği, gücü, acemiliğiBir anlık Eylül oluyor. Ne Ağustosu…

Taşrada Hüznün Gölgesi Uzar * Şeref Bilsel

Süslenip bir yangına gideriz seninlerüyanın gümüş kapısına…Akşamın kadehi kırılır dizlerimizdeevler, ağzında bir parça tabutla gelirve başlar sıkıntı mermerde.Süslenip bir yangına gideriz seninledağlardan çalı çırpı toplayan sesimizbayırların ve kanaviçelerin üstüneyemin eder.Duvarda eski tüfekler,yanlış uzatılmış bir cumartesi gibiparklarda salkım saçak aşklarve kadınlar ses altında,yüklü gözlerle bakar dallarakar…

Hüseyin Alemdar * Ayna

Aşka çalışma yaşı kırktır doğudaaynada çalkalanmış bir kalpleaşkın amentüsünü görmüştüm yüzümdeisot bir yanma şiire çalışıyordumiçime dökmüştü Balıklıgöl tüm balıklarınıFırat ile Dicle'nin aşkıydım Urfa'da Şairlere aşkı ve hayatı şehirler öğretirher şair hüznün tekerrürü bir şehirdir aslında! Aynalarda saklanma yaşı kırkbirdir doğudakırkbirimde Hakkâri'ye saklanmıştım annem yerineFerit Edgü…

Hüseyin Alemdar * Güzel Yalan

Bir fotoğrafta üç şâirbiri hayta, biri hâlim, biri heveskârSina, Ahmet, Hüseyinbakmayın objektife gülümsediklerine öyleüçü de helecan üçü de hafakanüçü âh yalan bir âna kan Derler ki şiire helâlgöğü anlatır Sina daimaher dizesi kendine lâl–Ahmet mi! Derler ki şiiri alkoliyi de cancağ'zım sarhoş bir dizesini gördünüz…

Hüseyin Alemdar * Güzel Yalan

Bir fotoğrafta üç şâirbiri hayta, biri hâlim, biri heveskârSina, Ahmet, Hüseyinbakmayın objektife gülümsediklerine öyleüçü de helecan üçü de hafakanüçü âh yalan bir âna kan Derler ki şiire helâlgöğü anlatır Sina daimaher dizesi kendine lâl–Ahmet mi! Derler ki şiiri alkoliyi de cancağ'zım sarhoş bir dizesini gördünüz…

Hüsnü Arkan * Düşler Sokağı

Ben kuşlardan da küçüktüm bir gece vaktiydiAşk tuttu elimden benimGeçtim düşler sokağından bir gece vaktiydiCeplerimde hacıyatmazlar Yağmur yağsa, uykum kaçsaBir kuş konsa badi parmağımaAğlardım bir başıma Sevdadandır dedi annem aldırmaAldırma gel yanıma Kaç mevsim aşk pazarında geçti yalanlarlaDüş sattım aldanmışlaraAklım kaçıverdi elimden bir gece vaktiydiSevdiğim…

Dalgalar * Gülseli İnal

Bu sabah salkım söğütler sallanacak yine ölüler üstündeçırpınacak öylece uzak kıyılardaesecek ses veren yüreğinin üstünden doğru rüzgârıgeçenlerde anlatmıştır bozkırın acımasızlığıinsanoğlunun suçlu yürüyüşünü kutsal dağa hani canım hatırlasana, şimdi oturduğun yerde eskidenbir tahtın bulunduğunuışıklı bir kapıdankanatlanmış ayaklarınlageçmiştik birliktegelirleröperler seni, yağmur saçlı sicim saçlı ruhlartanıdık onlar, geçen…

Adsız * Gülseli İnal

Ağaran yıldız gökleKızıl yer arasındaAteşe yürürdümAsmak için ruhumuKendimi beklerdimHepArık yargıDövme inciyleİnerdi gövdemdenGöğün yargıcıGöğüs uçlarımaTutunanAk yağmurÇünkü seninBu toprağın incisineBir aldırışsızlığın vardıNesneler elinde geri gelirGözbebeklerinSuyu küçümserdiÇünkü senKalbinde parlak bir maden taşırdınSırtındaki gümüş çıkıntıYüreğindeki madeni uyarırdıSen hep kendine giderdinGiderdinGiderdinYakılmayı bekleyerekIlık saçlarına zümrütDokunana dekGözbebeklerine giderdinGiderdin…

Bu Alemde Kral Tanımam * Yılmaz Güney

Sen hiç ölümün gölgesinde özgürlüğü yaşadın mıBir garibanın elinden tutup da hiç kadere rest çektin miAlçağın adisine ispiyoncusuna kurşun yağdırdın mıDedim ya gülüm ben bu alemde kral tanımam Sen zevkini sefanı sürerken ben hayat okulunu okuyordumSen elin cilalı mermer taşlarında kibar beylerle dans ederkenBen hergün…

Bir Gün * Yılmaz Güney

Hangi zorluğuyenmemiş insanoğlu.Hele taşıyorsa içindebu insanca sevgiyi.Güzel günlerzorlu duraklardangeçer sevdiğim.Damla damlabirikiyor insan.Damla damla sevgili…Bir günakıp gideceğiz hayata.Duvarlar yıkılacak,açılacak bütün kapılarbilesin.Benim yüreğimsensin şimdiseni vurur durur…Ve yine damla damlaçoğalıyorsun içimde.

Arkadaş * Yılmaz Güney

Olmasın o ta içtenGülen gözlerde yaşBir gün gelip ayrılsak daSeninle arkadaş Bir kıvılcım düşer önceBüyür yavaş yavaşBir bakarsın volkan olmuşYanmışsın arkadaş Dolduramaz boşluğunuNe ana ne kardaşBu en güzel bu en sıcakDuygudur arkadaş Ortak olmak her sevinceHer derde kedereVe yürümek ömür boyuBeraberce el ele Olmayacak o…

Yalnız Uyku * Cevat Çapan

Muazzez uykulu bir kadındıUyudu kollarımda.Uyuma Muazzez, dedim dudaklarımlaDudakları uyandı. Aklımda kır çiçekleri kızlarKızlar ağustosböcekleri.Yanımda MuazzezinYorulmuş yalnızlığı. Bilmeden özlediğimİçlerinde küçücükBayramlar olan kızlar.Sevdiğim MuazzezinÇürümüş çıplaklığı. Bunlar boyalı saçları MuazzezinBunlar benim delikanlı kollarım.

1 2 3 8