Eşik * Hidayet Karakuş

eşiğe vuruyor başparmak
günlerimize gerili sazın telleri
söz derinlerde yapmış yuvasını
dalgıçlar balıkadamlar
o deniz ülkesinin sevdalı yurttaşları
bütün yaratıkları okşayarak severler
ağızlarında sözcükleri mavi bir dil
insan sevince coğrafyalar küçülür
boyutları değişir sözcüklerin
ürperdiğinde dizlerin soluğun ısınır
işte o zaman bütün cepheleri boşalt
sönsün sonsuza kadar silahların ateşi
söyle doğan güne uç veren çiçeğe
söyle yürüsün yaşamın yaprakları sana doğru
yürüsün barış olsun
insan yazdığını mı yaşar
metin çapraz yapıyor dizelerini
“yangınlardan geliyorum dedi adam
ve yangınlara gitti yanık”
yattığı yeri seçemeyen her ölü gibi
uzanıyor boylu boyunca
kendini yakanların rüyasına
eşiğe vuruyor başparmak
kadın sevdalarıyla kayıp
adam toprak altında dinliyor
yeryüzü seslerini kımıltısını yaşamın
ısı yükseliyor yanaklarında
gizinden soyunduğu bölümler elinde
öyküsüne dönmüş erkek
insan yazdığını mı yaşar
hüzün çapraz vuruyor sözcüklere
gökyüzünde yitik yıldız yolları
“depremlerden geliyorum dedi kadın
depremlere gitti yanık”
renklere kan kokusu sinmiş
dağlar yeraltında yatıyor utançtan
insan yazdığını mı yaşar
eşiğe düşüyor başparmak
sularda iz süren avcılar gibi
mecazları sedef kakmalı göğsümüzde
anıları darb-ı mesel artık
insan sevince coğrafyalar küçülür
boyutları değişir gün ışığının
ürperdiğinde sesin dizlerin titrer
işte o zaman bütün siperleri bırak
paslansın gök boşluğunda savaş çığlıkları
elini ver batan güne doğan yıldıza
söyle yürüsün yaşamın yaprakları sana doğru
eşiğe vursun başparmak barış olsun
1995
Hidayet KARAKUŞ
Ateş Mektupları-Bilgi Yayınevi, 1995