Fetihler ve Fatihler üzerine

Bozkurt Güvenç Y
Fetihler ve Fatihler üzerine

“Türkler, Orta Asya, İran ve Küçük Asya ile Bizans’ tan gelen Yunan ve Roma uygarlıklarının sentezini yaptı.”    Ekrem Akurgal (Cumhuriyet, 6 Haziran 1988).

Nisan ve Mayıs 2016 boyunca yaşadığımız yasaklar ve kutlamalar bir dizi anımın tazelenmesine yol açtı. Çocukluğumda her gün Abbasağa Ermeni Kilisesi’nin çan sesini duyardık…

Sabahattin Eyüboğlu 1967’de şöyle yazmıştı: “Bu ülke bizim olduğu için bizim, onu fethettiğimiz için değil. Fetihçiler ona sahip çıkmıyor. Şimdi bizler hem fatih hem fethedilmişiz…”

Ava giden avlanır deyimi, bana İstanbul’un Fethi'ni anımsatır. Anadolu misali, biz İstanbul’u fethettik ama o da bizi fethetti. Osmanlılar, Roma-Bizans başkentini “Konstantiniye” olarak da bilirdi, ama Osmanlıcılar kentsel dönüşüm adına bugün kenti sil baştan yok ediyorlar.

Anadolu nasıl Türk oldu? Selçuklu Tarihçisi Osman Turan söz verdi ama yazmadı. İnalcık Hoca, “Osmanlı tahrif edilmiştir, sosyal kültürel tarihini yeniden yazmak gerekir” diyor (Nokta 1983:27). Fethedilen Bizans’ın tükenmeyen etkisi için bkz. Georg Ostrogorsky (1996: 524-27).

“Sosyal yapıların, devletlerden daha uzun ömürlü olduğu” görüşünde birleşen İlber Ortaylı ve tarih profesörü Angelik Laio, Anadolu’nun Türkleşmesi sürecinin, Bizans, Türk, Arap ve Ermeni kaynaklarından yazılmasını önerdiler (Cumhuriyet, 8 Aralık 1991). Anadolu savaşla fethedildiği gibi, savaşlarla Türkleşmişti (Güvenç 2010: 4. Bölüm).

İstanbul adının “İslam-Bol”dan geldiği tezi doğrulanmadı. Oysa, Elence “İs-tin-polis” (kale içi, merkezi) sözünden geldiği inandırıcıdır, Bolu, Niğbolu, Safranbolu ve diğerleri gibi. (Sevan Nişanyan, 2002). İstanbul’un Fethi'ni 1953 yılından beri kutluyorduk. Bu yıl nedense Fatih’siz kutladık. Tayfun Atay, İstanbul’un Fethi'ni kabul etmeyen IŞİD’i ve “Fatihsiz Fetih” geleneğini başlatan AKP’yi sorguladı (Cumhuriyet, 29 Mayıs 2016).

Etkilenme kaçınılmaz

Prof. Fuat Köprülü’nün (1931), “Bizans Müesseselerinin Osmanlı’ya Tesiri olmadığı” görüşü, tartışmalıdır. Yüzlerce yıl komşu yaşayan iki topluluğun birbirini etkilememesi mümkün mü? Pazarda Kılıç ile kalkan dışında balık, sebze ve ot isimleri Elence’den geliyor. Elence asıllı sözcükler Arapça ve Fransızca’dan sonra 3. sıradadır. Çoğu, Tanzimat’ın bilim okullarından gelir. Helenler ile Sırplar da çok sözcük almıştır bizden.

İlber Ortaylı’ya göre Fatih Sultan Mehmet, kendi çağının belki de en bilgili, yetenekli ve dirayetli kumandanı idi. İstanbul’u İkinci Roma’nın başkenti yapmış; bir iki istisna dışında Rumlar, Osmanlı'nın “milletler politikası” altında güvenle yaşamışlar. Ancak, II. Dünya Savaşı'nda gayri Müslimlere yüklenen Varlık Vergisi ve ağır cezalar (Bkz. Cahit Kayra, 2011); Demokrat Parti yönetiminde on binlerce Hristiyan ailenin ülkeyi terk etmesine yol açan 6-7 Eylül olayları, laik Cumhuriyetin bağışlanmayan yanılgıları  olmuştur.

Konstantiniye, Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilmişti.

Ancak, Konstantiniye'nin hala fethedilmediğini savunan ve ülkemizde ideolojik bir desteğe sahip görünen IŞİD'çiler, Dünyaya cihat açarken ülkemizi de bölebilir. AB’de Soykırım dosyalarının yeniden gündeme getirilmesi, etnik çatışmaları tetikleyebilir.

İngiltere, “Doğu Sorunu 1774-1923” politikasıyla (M.S. Andersen, 2000) 1918-22 yıllarında Konstantinopolis'i bir süre yönetti ama emperyalist başarısını sürdüremedi.

Orta çağların son bulması, İstanbul’un Fethi’ne değil, Matbaanın Keşfine veya Aydınlanma’ya bağlanabilir. Çöken Osmanlı’nın yerine Türk ulusunu inşa eden Mustafa Kemal, İstanbul’un ikinci Fatih'idir.

“Türkiye nereye gidiyor?” Bilmiyorum. “Seçimle geldim ama seçimle gitmem” kararında direnenlerin de bildiğinden emin değilim.

Bozkurt Güvenç