Konuşsam Sessizlik Sussam Ayrılık * Yılmaz Odabaşı

resmin rehindir gurbetimdegurbetimde sesleri aşındırmış kimliksiz bir kasabave senin kederini ıslatan o yağmurlar rehin alnı özlemle dağınık bir akşam getirdim sanasar, büyüt ellerinle, konuk et sıcaklığınakonuk et kanatları kanatılmış kuşlar getirdim sana… ve akşam, bir kez dahasaçlarını topla ve dağıt sesini rüzgârlara“bir of çeksen karşıki…

Bu Sensin * Yılmaz Odabaşı

Bu sensin Ve sesin Bu terin ve tenin haklı ıslaklığı Kal öyle Isıt gözlerimi gülüşlerinle Birazdan kapılar kırılacak belki de Birazdan kapkara bir örtü olabilir gözlerimizde Biz diz kırarken sinesinde sancının Yolunur papatya Deşilir ten Ve yara da ! Çünkü ölmek günleri biraz da Gülmek…

Aşkın Bilançosu * Yılmaz Odabaşı

Igidersin; yağmurlarda kırık kalır mızrabımgidersin; ardından dilsiz bir ihanet gider gidersin; her şey gidergidersin; kalbimde bir tabur ayaklanırilgilenmez ordular, hükümetler gidersin; ne rezil bir an’dır buyazdıkça silinen sözcükler gibidir hayatgidersin; bir hazin dramdır bu /kanmadım aynalara sana kandığım kadariçimde bir boşluk sana yandığım kadar…/ IIbugün…

Akşamdır * Yılmaz Odabaşı

Isularıboğdudalgalar…ses hoyratsevinç yılgınşakaklarım sonbahar II “muhbiri çoğalmış sevdanın”yapışmış tenime terelime kirsessizliğin ortasında bir deli rüzgar akşamdıravuçlarında marmara?nın akşamdırşiire karıştı sularsularda çoğalır sevdalar ellerim ah! ellerimnasılanlatsamgecegece kokuyor çocuklar

Bir Çiçek * Cemal Süreya

Bir çiçek duruyordu, orda, bir yerde, Bir yanlışı düzeltircesine açmış; Gelmiş ta ağzımın kenarında Konuşur durur. Bir gemi bembeyaz teniyle açıklarda, Güverteleri uçtan uca orman; Aldım çiçeğimi şurama bastım, Bastım ki yalnızlığımmış. Bir başına arşınlıyor bir adam mavi treni Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.

Balzamin * Cemal Süreya

Sen el kadar bir kadınsındır Sabahlara kadar beyaz ve kirpikli. Bazı ağaçlara kapı komşu, Bazı çiçeklerin andırdığı. İş bu kadarla bitse iyi; Bir insan edinmişsindir kendine, Bir şarkı edinmişsindir, bir umut Güzelsindir de oldukça, çocuksundur da Saçlarınla beraber penceredeyken Besbelli arandığından haberli Gemiler eskirken, deniz…

Tango * Cemal Süreya

Biber ki yasa dışı önderidir sebzelerin: Şu sofrada ikimiz için de vur emri! Sözcükler alevler içinde nasıl da serin! Orta yerde durmuyor bir türlü yumru. Bu akşamüstü üç şey doğruladı beni: Kulüp rakısının üstündeki resim, bir; Ortak arkadaşımız prens hayati, iki; Üçüncüsünü sorma, bizimle ilgilidir….

Beni Öp Sonra Doğur Beni * Cemal Süreya

Şimdiutançtır tanelenensarışın çocukların başaklarında. Ovadangözü bağlı bir leylak kokusu ovadançeviriyor o küçücük güneşimizi. Taşarak evlerden taraçalardangelip sesime yerleşiyor. Sesimin esnek baldıranısesimin alaca baldıranı. Ve kuşlara doğrufildişi: rüzgarın tavrı.Dağ: güneş iskeleti. Tahta heykeller arasındadenizin yavrusu kocaman. Kan görüyorum taş görüyorumbütün heykeller arasındakarabasan ılık acemi– uykusuzluğun sütlü…

Sevgilim Ben Şimdi * Cemal Süreya

Sevgilim ben şimdi büyük bir kentte seni düşünmekteyim Elimde uçuk mavi bir kalem cebimde iki paket sigara Hayatımız geçiyor gözlerimin önünden Çıkıp gitmelerimiz, su içmelerimiz, öpüştüklerimiz "Ağlarım aklıma geldikçe gülüştüklerimiz". Çiçekler, çiçekler, su verdim bu sabah çiçeklere O gülün yüzü gülmüyor sensiz O köklensin diye…

Sizin Hiç Babanız Öldü mü? * Cemal Süreya

Sizin hiç babanız öldü mü?Benim bir kere öldü kör oldumYıkadılar aldılar götürdülerBabamdan ummazdım bunu kör oldumSiz hiç hamama gittiniz mi?Ben gittim lambanın biri söndüGözümün biri söndü kör oldumTepede bir gökyüzü vardı yuvarlakSöylelemesine maviydi kör oldumTaşlara gelince hamam taşlarınaTaşlar pırıl pırıldı ayna gibiydiTaşlarda yüzümün yarısını gördümBir…

Yazmam Daha Aşk Şiiri * Cemal Süreya

Oydu bir bakışta tanıdım onuKuşlar bakımından uçarıÇocuk tutumuyla beklenmedikUzatmış ay aydınlık karanlığımaNerden uzatmışsa tenha boynunu Dünyanın en güzel kadını oyduSaçlarını tarasa baştan başa rumeliOtursa ama hiç oturmaz kiKan kadını rüzgardı atlarınHep andım ne yaşanır olduğunu En çok neresi mi ağzıydı elbetBütün duyarlıklara ayarlıÖpüşlerin türlüsünden elhamraSınırsız…

Afyon Garındaki * Cemal Süreya

Afyon garındaki küçük kızı anımsa, hani, Trene binerken pabuçlarını çıkarmıştı; Varto depremini düşün , yardım olarak Batı'dan Gönderilmiş bir kutu süttozunu ve sütyeni. Adam süttozuyla evinin duvarlarını badana etmişti, Karısıysa saklamıştı ne olduğunu bilmediği sütyeni, Kulaklık olarak kullanmayı düşünüyordu onu kışın; Tanrım gerçekten çocukluk günlerinizde…

Bir Ülke Olabilir Sevda * Özdemir İnce

Kaç cemre düştü yüreğine şimdiye kadar, kaç unutulmuş nisan var vişne sürgünü kollarında? Dağılıyor uyku kokusu gövdenin dilim meme uçlarına dokunduğu zaman; ateşten sapı üzerinde dönüyor ayçiçeği, bir güneş doğuyor bacaklarının arasında. Kollarımla sarıyorum, örtüyorum seni, günler ve geceler uzuyor ve savurmaya hazırlanıyor gövden gövdemi

Bahçıvan * Özdemir İnce

Rüzgara bırakma şikayet dilekçeni yakarmalarla gelmez dünya sen git onun ayağına Rüzgara bırakma şikayet dilekçeni veba sesiyle konuşuyor kahinler yasaların dünyayı kirlettiği söyleniyor yas tutuyor üzümde şarap ve su dileniyor kavmin çocukları Rüzgara bırakma şikayet dilekçeni zaman daralıyor, aylardan dikim ayı derinden sür tarlanın toprağını…

İnsanlar… * Ataol Behramoğlu

İnsanlar da ülkelere benziyorSınırları var, yüzölçümleriYasaları varBayrakları, ilkeleriKimi dağlık bir arazidir.Kimi kıraçKimi bereketliKimi dardırKimi engin gözalabildiğinceKiminin sınırlarından sıkı pasaport denetimiyle girilebilir.Elini kolunu sallayarak girersin kiminden içeriSonuçta ne küçümse insanları kızımNe de önemse gereğinden çokAma anlamaya çalışNedir ve ne kadar genişleyebilir yüzölçümleri

İlkbahar * Ataol Behramoğlu

Yüzümü bulutlara kaldırıp Dua eder gibi mırıldanıyorum Kuşlarla, otlarla yıkanıyorum Rüzgarla, ilkbaharla Güneş gözkapaklarımı ısıtıyor Ah! Güvenilmez ilkbahar güneşi Rüyada mıyım, gerçek mi bu Hem var gibiyim, hem yok gibi Bir güney kentinde, bir kıyı kahvesinde Başakların sonsuz salınışı Burada, kendimle başbaşa Ömrümü böylece tamamlayabilirim…

Bir Ana * Necati Cumalı

Kadın çamaşırdan dönüyor olmalıydı Kolunda bohça, sert soda kabartmış ellerini O yaşta bütün yahudi kadınları gibi Sırtında eski bir siyah kadife hırka Bir şikayet yorgunluk ifadesi bakışlarında Küçük, çilli, dik kızıl saçlı Satılmamış gazeteleri koltuğunda Üşüyen bütün küçük çocuklar gibi Burnunu çeke çeke, avuçlarını hohlıya…

Necdet Evliyagil * Sevgiliye

Sen olmasan da yapraklarRüzgârın peşi sıra gidecek.Sen gülmesen de baharSevincini, renkli bahçelere götürecek..Rüzgâr esecek;Deniz ve gökMaviliğini sürdürecek;Sen olmasan da kalbimdekiSes, gene uzaklara;Hem de çok uzaklara gidecek.

1 2 3 17