Delisi * Özdemir Asaf

Yoğun karanlığa karşı Darmadağın saçı-başı Kımıl-kımıl gözü-kaşı Vurur ışıldanır çarşı Ki yoğun yanlış içinde Çizgileri nokta-nokta Kesip-kesip alıp-satar Ayırır kuruyu yaşı Yatar uyur sokaklarda Panayır, pazar-yeri'nde Bir deli, birçok, kör, şaşı Bağırmak düşer mi, ya da Yetişir mi, uyuyorlar, Paylaşmışlar sonu başı Bir adam, başı…

Bu Sevgidir * Özdemir Asaf

Onun güzelliğini herkes görüyorsa o bence az güzeldir. Herkes biliyorsa o bence hiç güzel değildir. Onun güzelliğini yalnız ben görüyorsam bu sevgidir. Yalnız ben biliyorsam bu aşktır. Hiç kimse görmüyorsa bu yalnızlıktır.

Adına * Özdemir Asaf

Gece denize yanaştım O, sulardan geliyordu Duydum, ne iyi dedim… Baktım, O, bir gemide geçiyordu Bağırdım; Gel'siz, Gitme'siz. Döndüm çakıllara sordum; Siz kimdensiniz Dediler durandan, Bizi yakın edenden. Denizi sorguya çektim… Dedim; Görüyor musun yaşadığımı Yetinemedim. Tuttum yakaladım kendimi Getirdim gözlerinize serdim Durdum, size soruyorum;…

Dünyanın En Tuhaf Mahluku * Nazım Hikmet

Akrep gibisin kardeşim,korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.Serçe gibisin kardeşim,serçenin telaşı içindesin.Midye gibisin kardeşim,midye gibi kapalı, rahat.Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.Bir değil, beş değil, yüz milyonlarlasın maalesef.Koyun gibisin kardeşim,gocuklu celep kaldırınca sopasınısürüye katılıverirsin hemenve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,hani…

Kerem Gibi * Nazım Hikmet

Hava kurşun gibi ağır!!Bağır bağır bağır bağırıyorum.Koşun kurşun erit- -meğe çağırıyorum… O diyor ki bana :– Sen kendi sesinle kül olursun ey! Kerem gibi yana yana…"Deeeert çok, hemdert yok"Yürek- -lerinkulak- -ları sağır…Hava kurşun gibi ağır… Ben diyorum ki ona :– Kül olayım Kerem gibi yana…

Karıma Mektup * Nazım Hikmet

33 – 11 – 11 Bursa Hapisane Bir tanem!Son mektubunda :"Başım sızlıyor yüreğim sersem!" diyorsun."Seni asarlarsa seni kaybedersem;" diyorsun; "yaşıyamam!"Yaşarsın karıcığım,kara bir duman gibi dağılır hatıram rüzgârda;yaşarsın, kalbimin kızıl saçlı bacısıen fazla bir yıl sürer yirminci asırlılarda ölüm acısı.Ölümbir ipte sallanan bir ölü.Bu ölüme bir…

Üç Selvi * Nazım Hikmet

Kapımın önünde üç selvi vardı. Üç selvi.Selviler rüzgârda sallanırlardı. Üç selvi.Kökleri yerde, başları yıldızlarda üç selvi.Selviler sallanırlardı rüzgârda. Üç selvi.Bir gece düşman bastı evi . Üç selvi.Yatağımda öldürüldüm ben. Üç selvi.Kesildi selviler köklerinden. Üç selvi.Artık ne kökleri yerde, başları yıldızlarda üç selvi.Selviler sallanmıyorlar rüzgârda. Üç…

ŞEYH BEDREDDİN DESTANI'NDAN * Nazım Hikmet

1. Sedirde al yeşil, dal dal Bursa ipeklisi,duvarda mavi bir bahçe gibi Kütahyalı çiniler,gümüş ibriklerde şarap,bakır lengerlerde kızarmış kuzular nar idi.Öz kardeşi Musayı ok kirişiyle boğupyani bir altın leğende kardeş kanıyla aptest alarakÇelebi Sultan Memet tahta çıkmış hünkâr idi.Çelebi hünkâr idi ammaÂl Osman ülkesinde esenbir…

Karayılan HikÂyesi * Nazım Hikmet

Antepliler silâhşor olur,uçan turnayı gözündenkaçan tavşanı ard ayağından vururlarve arap kısrağının üstündetaze yeşil selvi gibi ince uzun dururlar. Antep sıcak, Antep çetin yerdir.Antepliler silâhşor olur.Antepliler yiğit kişilerdir. Karayılan Karayılan olmazdan önceAntep köylüklerinde ırgattı.Belki rahatsızdı, belki rahattı,bunu düşünmeye vakit bırakmıyordular,yaşıyordu bir tarla sıçanı gibive korkaktı bir…

Türk Köylüsü * Nazım Hikmet

Topraktan öğrenip kitapsız bilendir.Hoca Nasreddin gibi ağlayan Bayburtlu Zihni gibi gülendir.Ferhad'dır Kerem'dir ve Keloğlan'dır.Yol görünür onun garip serine,analar, babalar umudu keser,kahbe felek ona eder oyunu.Çarşambayı sel alır,bir yâr sever el alır,kanadı kırılır çöllerde kalır,ölmeden mezara koyarlar onu.O, "Yunusu biçâredir baştan ayağa yâredir",ağu içer su yerine.Fakat…

Davet * Nazım Hikmet

Dörtnala gelip Uzak Asya'danAkdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim. Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplakve ipek bir halıya benziyen toprak, bu cehennem, bu cennet bizim. Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,yok edin insanın insana kulluğunu, bu dâvet bizim… Yaşamak bir ağaç…

Yirminci Asra Dair * Nazım Hikmet

– Uyumak şimdi, uyanmak yüzyıl sonra, sevgilim… – Hayır, kendi asrım beni korkutmuyor ben kaçak değilim.Asrım sefil, asrım yüz kızartıcı,asrım cesur, büyük ve kahraman.Dünyaya erken gelmişim diye kahretmedim hiçbir zaman.Ben yirminci asırlıyımve bununla övünüyorum,Bana yeteryirminci asırda olduğum safta olmak bizim tarafta olmakve dövüşmek yeni bir…

Ölüme Dair * Nazım Hikmet

ÖLÜME DAİR Buyrun, oturun dostlar,hoş gelip sefalar getirdiniz.Biliyorum, ben uyurkenhücreme pencereden girdiniz.Ne ince boyunlu ilâç şişesinine kırmızı kutuyu devirdiniz.Yüzünüzde yıldızların aydınlığıbaşucumda durup el ele verdiniz.Buyrun oturun dostlarhoş gelip sefalar getirdiniz. Neden öyle yüzüme bir tuhaf bakılıyor?Osman oğlu Hâşim.Ne tuhaf şey,hani siz ölmüştünüz kardeşim.İstanbul limanında kömür…

Ceviz Ağacı * Nazım Hikmet

Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz,ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda,budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz.Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında. Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda.Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl.Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril,koparıver, gözlerinin, gülüm, yaşını sil.Yapraklarım ellerimdir,…

Cenaze Merasimim * Nazım Hikmet

Bizim avludan mı kalkacak cenazem?Nasıl indireceksiniz beni üçüncü kattan?Asansöre sığmaz tabut,merdivenlerse daracık. Belki avluda dizboyu güneş ve güvercinler olacak,belki kar yağacak çocuk çığlıklarıyla dolu,belki ıslak asfaltıyla yağmur.Ve avluda çöp bidonları duracak her zamanki gibi. Kamyona, yerli gelenekle, yüzüm açık yükleneceksem,bir şey damlayabilir alnıma bir güvercinden…

Hapiste Yatacak Olana Bazı Öğütler * Nazım Hikmet

Dünyadan memleketinden insandan umudun kesik değil diye ipe çekilmeyip de atılırsan içeriye yatarsan on yıl on beş yıl daha da yatacağından başkasallansaydım ipin ucunda bir bayrak gibi keşke demeyeceksinyaşamakta ayak direyeceksin. Belki bahtiyarlık değildir artıkboynunun borcudur fakat düşmana inat bir gün fazla yaşamak. İçerde bir…

Yine Sana Dair * Nazım Hikmet

Sende; ben, kutba giden bir geminin sergüzeştini, Sende; ben, kumarbaz macerasını keşiflerin, Sende uzaklığı, Sende; ben, imkansızlığı seviyorum. Güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine Ve kan ter içinde, aç ve öfkeli, Ve bir avcı iştahıyla etini dişlemek senin. Sende, ben, imkansızlığı seviyorum, Fakat asla…

Salkım Söğüt * Nazım Hikmet

Akıyordu sugösterip aynasında söğüt ağaçlarını.Salkımsöğütler yıkıyordu suda saçlarını!Yanan yalın kılıçları çarparak söğütlerekoşuyordu kızıl atlılar güneşin battığı yere!Birdenbire kuş gibivurulmuş gibikanadındanyaralı bir atlı yuvarlandı atından!Bağırmadı,gidenleri geri çağırmadı,baktı yalnız dolu gözlerleuzaklaşan atlıların parıldayan nallarına! Ah ne yazık!Ne yazık ki onadörtnal giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak,beyaz…

Vay Kurban * Ahmed Arif

Dağlarının, dağlarının ardı, Nazlıdır. Uçurum kıyısında incecik bir yol Gider dolana dolana, Bir hastan vardır, umutsuz, Belki Ayşe, belki Elif Endamı kuytuda başak, Memesinin, memesinin altında, Bir sancı, Bir hayın bıçak… Ölüm bu, Fukara ölümü Geldim, geliyorum demez. Ya bir kuşluk vakti, ya akşamüstü, Ya…