Manisa?nın İşgali ve Yangını * Bedriye Aksakal

AKSAKAL'CA
27.03.2013 / 00:00
Bu aralar yoğun bir tempoyla çalışıyorum. Zamanında Manisa?nın işgal acılarını yaşamış, Manisa?nın yangınını görmüş rahmete kavuşmuş büyüklerimden dinlediğim ve yazdığım yazıları gözden geçiriyorum. Bu yazıları incelememin nedeni; birileri zamanında TV? lere çıkıp, İşgal yıllarında Yunan, Ege?ye çıkmamıştır demesi. Nasıl olurda tarihi incelemeden böyle bir sav ortaya atılır aklım hafsalam almıyor.
Manisa?nın tarihi çınarlarından duyduklarımı zaman zaman yazacağım.Onların bana söylediklerini , yerel televizyonda yaptığım ?Anılarda Manisa? programında ki alıntıları bir kez daha banttan dinleyince, Manisa?nın işgal ve yangınını yazma gereği duydum.Anılarını anlatanlardan birisi de Manisa?da doğmuş büyümüş, yaşamının tümünü Manisa?da geçirmiş, rahmetli Bedriye Teyze(Akgümüş) idi. Bedriye Teyze Manisa yangını ve işgali şöyle anlatmıştı:
?Manisa?da söylentiler çıktı. Manisa?yı yakacaklar diye. Ulucami?nin üzerinden dağa kaçtık. Dağda birkaç gün kaldık. Biz dağdayken annemin sol koluna soğuk kurşun girdi, yaralandı. Bu arada Hilali Ahmer(Kızılay) yaralı var mı yok mu diye ahalinin arasında geziyordu. Annemin yarasına da baktılar. Kurşunu çıkaramadılar. Anneannem, annemin yaralandığını ve kanlar içinde olduğunu görünce ödü çatladı. Anneannem, anneme: ?Sen ölme, sağol, ben senin yerine kurban olayım. Kızım üç çocuğu ile ne olacak diye üzülerek, dokuz gün sonra anneannem ölüyor. Gerçekten anneannem kurban oluyor.
Dağda bir fısıltı, düşmanın kovulduğu söylendi. Hepimizde hem sevinç hem hüzün var. Manisa bir Cuma günü alınırken, dağdan alev alev yanan Manisa?yı seyrederken, feryatlarımız dağı taşı inletiyordu. Dağdan indiğimizde, çok üzüldük. Evlerimiz tarla gibi olmuş. Evler yanmış. Sokağımızda bir iki ev yanmamış. Biz bir Yahudi evine sığındık. Yahudi İzmir?e gitmiş.
Görsen kızım öyle berbattı ki o görüntüler. Allah bir daha öyle günler göster-mesin.? feyişi kulaklarımda bir tını.Söyleşisini devam ederken şu açıklamaları da yapmıştı:
?Babam, annemi İzmir?de doktora götürdü. Annem savaşta yaralandı diye ?gazi? olarak baktılar. Altmış lira bakım için para verildi. Daha sonra doktor Mustafa annemin kolundaki kurşunu çıkardı. Annem o kurşunu sakladı. Gelene gidene gösterdi. Daha sonra anneme maaş bağlamak istediler. Babam:
?Ben yetim hakkı yemem, aileme de yedirtmem. Halim vaktim iyi, aileme ben bakarım,? diyerek maaşı kabul etmedi.?
Bu asil davranış karşısında öyle duygulandım ki: ?Devlet malı deniz, yemeyen domuz? misali yıllardır milletimizi hortumlayanları düşündüm. Onlara fırsat verenleri de Allah?a havale ettim.
Bedriye teyze, yine acılı günlerine döndüğünde:
?İzmir?de oturan babamın teyzesi Reşide Hanım, bizi İzmir?e çağırdı. Bir hafta anneme baktı, devlette baktı. Devlet baba, (mübadele zamanı) İzmir?de sana ev verelim demiş. Babam: ?Annemin, babamın yerlerini bırakamam? diyerek evi kabul etmedi. Manisa?ya döndüğümüzde, Yahudi komşumuz(İzmir?e giden);?siz bizim evde oturunuz,? dedi. Ve biz o evde ikamet etmeye başladık.?
?O evi anlatır mısın?? dediğimde de:
?İşgal sırasında ve yangında evi çapulcular yağma etmiş. Sadece antika, kocaman küpler kalmış. Babam kalan bütün eşyaları topladı. Yahudi İzmir?den geldi. Babama: ?Evi Manisa?nın zenginleri istedi. Ama ben hiç birine satmadım. Sen benim eşyalarımı koruduğun için bu evi sana satacağım,? diyerek evi babama 1200 liraya sattı. Yahudi yedi arabayla eşyalarını taşıdı. Kapı numarasını, antika kapı tokmaklarını, Meryem resimlerini ve yazılarını da alarak İzmir?e giderken babamla vedalaşmalarında biz de ağladık.