Sivil Toplum Gönüllülüğü Konusunda Özürlü Müyüz? * Mehmet Hekim

Öncelikle şunu bir açıklayalım. Ne demek sivil toplum örgütü veya kuruluşu. Sivil toplum kuruluşu, resmi kurumlar dışında ve bunlardan bağımsız olarak çalışan, politik, sosyal, kültürel, hukuki ve çevresel amaçları doğrultusunda lobi çalışmaları, ikna ve eylemlerle çalışan, üyelerini ve çalışanlarını gönüllülük usulüyle alan, kâr amacı gütmeyen ve gelirlerini bağışlar ve/veya üyelik ödemeleri ile sağlayan kuruluşlardır. Sivil toplum örgütleri oda sendika vakıf ve dernek adı altında faaliyet gösterir. Vakıf dernekler topluma yararlı bir hizmet geliştirmek için kurulmuş yasal topluluklardır ve herkese yardım etmek için kurulmuşlardır. ( tr.wikipedia.org)
Küreselleşme ile birlikte günümüzde sivil toplum kuruluşlarının önemi her geçen gün artmakta ve neredeyse siyasi partilerden bile etkili güç haline gelmektedir. Her STÖ ayrı bir rol modeli üstlenerek, farklı farklı konu ve başlıklar altında faaliyet gösterdikçe, bu kuruluşlar sayesinde insanlarımız da seslerini daha sıkça duyurabilmeye başladılar. Bugün dünyada ve ülkemizde insan, çevre, çocuk, kadın, gençlik, engelliler, iş dünyası, kültür, sanat, spor, turizm vb. gibi daha birçok alanda faaliyet göstermek üzere kurulan ve sayıları her geçen yıl artan sivil toplum örgütleri var.
Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı (TÜSEV) CIVIUS işbirliği ile hazırlanan ?Türkiye?de Sivil Toplum: Bir Dönüm Noktası ?adlı raporda Türk toplumunun sosyal hayatı ele alındı. Aynı anda 56 ülkede yapılan Sivil Toplum Endeksi Projesine göre Türkiye?de sivil toplum gerçeği şöyle:
Türkiye?de 4.547?si vakıf, 86.031?i dernek olmak üzere, 90.578 STK faaliyet göstermektedir, bu rakamlara sendikalar meslek odaları ve kooperatifler de eklenmesi durumunda bu sayı 150.000?i aşmaktadır.
Türkiye nüfusuna oranla STK sayısı oldukça düşüktür; ülke genelinde ortalama her 780 kişiye 1 STK düşmektedir. Vakıf ve derneklerin %42?si İstanbul, Ankara, İzmir, Adana ve Bursa?da.
Türkiye?de gençlerin sivil topluma katılımı 55 ülke arasında en düşük oranda %8 gerçekleşmektedir. Gençlerin katılım gösterdiği STK türleri arasında spor kulüpleri başta gelmektedir.
Kadınlar STK üyelerinin sadece %16?sını, yöneticilerin ise %14,4?ünün oluşturuyor. Ancak kadın katılımında son yıllarda düşüş gözlemleniyor. 2005?de %22 olan kadın dernek üyesi oranları 2008?de %16?ya düşmüştür.
Türkiye?de derneklerin %18,1?inin ?dini hizmetlerin geliştirilmesine yönelik hizmet faaliyetleri ?veren cami dernekleri, %14,3?ünün spor kulüpleri, %13,7?sini yardımlaşma dernekleri, 59,5?ini kalkınma ve konut dernekleri, %10?unu mesleki dayanışma örgütleri oluşturmaktadır.
STK?ların çalışma alanları arasında sosyal yardım %56.1, eğitim %47.5 ve sağlık %21.84 başı çekmektedir. Resmi kayıtlara göre sadece %1.28?i demokrasi-hukuk-insan hakları alanında çalışmaktadır. Yorumu sizlere bırakıyorum.
Günümüzde ABD ve AB sivil toplum kuruluşu sayıları açısından en zengin konumdalar. Gelişmiş ülkelerde neredeyse her kavram ve konu başlığı için ayrı bir STÖ kuruluyor. Hatta bazı AB ülkelerinde sivil toplum örgütlerine üye sayısı o ülke nüfusunun 5- 10 misli fazlası bile olabiliyor. Örneğin nüfusu 9 milyon civarında olan İsveç'te sivil toplum örgütlerine üye olanların sayılarının toplamı 70 -80 milyon civarı. Yani her bir vatandaş en az 5 dernek üyesi ve bu sayı kişi başına bazen 10 – 11 olabiliyor. Sanırım onlarla bizim aramızda kültür ve ekonomik fark bu olsa gerek?
Çevre ? Çocuk ? Gençlik ? Engelliler- İş Dünyası ? Kültür-Sanat – İnsan Hakları ? Hayvan Hakları-Trafik Kazaları- Kadın Hakları vs. konusunda daha duyarlı ve etkili olmak için sivil toplum kuruluşlarında görev alalım. Lütfen artık sivil toplum denince aklımıza üç beş kişinin bir araya gelerek kurduğu hemşeri dernekleri gelmesin?
.