Her Yer Şiddet * Mehmet Hekim

Dünkü haberlerde severek ve hatta kaçarak evlendiği eşini boğarak öldüren ve 6 ay sonra mahkemenin ?nefs-i müdafaa? sayarak beraat eden Gülfidan Kuşoğlu?nun yaşamını okudum ve içim titredi. Artık basında öldürme ve şiddet kanıksanacak sıradan bir olay haline geldi.
Şiddet mağdurlarına savunma görevini üstlenmiş kurum olarak ?Baro? gelmektedir. Gelin görün ki onlar da şiddet ve taciz kurbanları? Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu?nun, yaptığı araştırmaya göre, kadın avukatların yüzde 4?ü tecavüz, yüzde 84?ü cinsel taciz, yüzde 71?i şiddete uğruyor. TBB Kadın Hukuku Komisyonu?nun Türkiye genelinde 3 bin 63 avukatla yaptığı ankette ilginç sonuçlar ortaya çıktı. Kadın avukatların yüzde 60?ı şiddete uğradığını kaydederken bu kapsamdakilerin yüzde 84?ü taciz, yüzde 12?si cinsel konulu tehdit, yüzde 4?ü tecavüze uğradığını açıkladı. ?Psikolojik şiddet? kapsamında avukatların yüzde 33?ü hakaret, yüzde 17?si aşağılamaya maruz kalırken yüzde 15?i küfür mağduru olduğunu kaydetti.
Avukatlara şiddet ve taciz uyguluyoruz da herhalde hayatımızı emanet ettiğimiz doktorlarımız sevdiğimizden şiddet uyguluyoruz. İnsan sevdiğini döver de sever de diye anlamsız içi boş sözümüz vardır ya? Son günlerde doktorlara şiddet arttı ve çok fazla da tepki gösteremedik. Sağlık iş kolundaki sendikalarımız tarafından yapılan araştırmada, sağlık çalışanlarının yüzde 30'unun birkaç defa sözlü ve fiziksel şiddete maruz kaldığı belirlendi. Araştırmaya katılanların yüzde olarak 7,2'sini doktorlar, 21,9'unu hemşireler, 13,1'ini ebeler, 21'ini sağlık teknikeri/teknisyenler, 11,4'ünü sağlık memurları, 24,9'nu memurlar ve hizmetliler oluşturdu.
Şiddet uygulayan insanları eğitimciler olarak bizler yetiştiriyorsak çözüm yollarını bulmak da bize düşüyor. Bakanlık merkez örgütünün bu konuda taşra yapılanmasına yardımcı olması gerekiyor. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Eğitimi Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanlığı (EARGED), öğretmenlerin şiddet konusundaki görüşlerini ortaya koyarak şiddetin okullarda ve toplumda önlenebilmesi amacıyla çözüm önerileri geliştirmek için ''Öğretmenlerin Şiddet Konusundaki Bilgileri, Gözlemleri, Değerlendirmeleri ve Çözüm Önerileri'' araştırması yaptı. MEB'in yaptığı araştırmaya göre, ''Okulların çoğunluğunun yaşanacak bir şiddet olayı karşısında nasıl müdahale edeceklerine dair bir planları yok! ? Öğretmenlere okulda şiddete yönelik önlemlerin, görüşlerin, çözüm yollarının sorulduğu anket sonucuna göre, öğretmenlerin yüzde 86'sı okulda şiddete karşı alınan önlemler kapsamında ''ziyaretçiler için kayıt defteri tuttuklarını'' belirtti. Öğretmenlerin yüzde 82'si ''belirli aralıklarla öğrencilerin üstlerinin arandığını'', yüzde 36.6'sı ise ''okulda özel güvenlik personelinin çalıştırıldığını'' ifade etti. Öğretmenlerin yüzde 58,3?ü öğrencilerinin şiddet olaylarından rahatsız olduklarını belirtirken, öğretmenlerin yüzde 38,9?u ise öğrencilerinin şiddet olaylarından rahatsız olmadıklarını söyledi. Öğretmenlerin yüzde 50,7?si öğrencilerinin ''ev ile okul arasındaki'' şiddet olaylarından rahatsız olduklarını belirtti. Öğretmenlerin çoğunluğu şiddet konusunda hizmet içi eğitime ihtiyaçları olduğunu, öğrencilere ''çatışma yönetimi kursu'' ve ''stresle başa çıkma eğitimi''nin verilmesi gerektiğini belirtti.
Öfkeden kurtulmayı yaşamın gerçeklerine yansıttığımızda, öfkemizi olumlu bir kişisel özellik haline getirip, onlardan öğretmen olarak yararlanabilir miyiz? Kolay olmasa gerek. Bu anlamda özellikle doktorlara, öğretmenlere, kadınlarımıza ve çocuklarımıza kalkan elleri ?ŞİDDETLE? protesto ediyorum.
Dayağın birçok toplumun eğitim tarihinde yaygın bir uygulama olduğu bilinmektedir. Önemli olan bunun kaynağını kurutmak, eğitime daha fazla ön plana çıkarmak gerekiyor.
Nice ?SEVGİ? dolu günler dileğiyle…