Pasaklı Ev Kızı ile Kadınsız Siyaset

Kadınlarla ilgili yazmaya karar vermişken gazetemizin başlığını görür görmez dedim ki;
işte erkek egemen toplum ve işte erkek egemen siyasetin kadın ayrımcığı içeren sözleri…
”Muhalefet pasaklı ev kızı gibi” Aslına bakarsanız iyi bir eleştiri cümlesi teşkil ediyor bu söz,
anlatılmak isteneni anlatmaya yardımcı evet ama gel gelelim kadınları olumsuz örnekleyerek ayrımcılığa işaret eden siyaset çizgisi ayrımcılıkla mücadele edenlere hiç de normal gelmiyor.
Siyasette kadının esamesinin okunmadığı bir ortamda kadına olumsuz vurgu yapılarak örnek-
lemelerde bulunmak beni pek de şaşırtmıyor doğrusu ama bunca yıldır kadınların temsil edil-mediği bir siyasete demokrasiyi içine sindirmiş görünenlerin nasıl razı olduğuna şaşıyorum.
Bunu siyasi görüş ayrımı yapmadan her parti için söylüyorum ve söyleyeceğim.Kadınları da
erkekler kadar önemsemediğiniz taktirde demokrasi aşkınız koca bir yalandan başka bir şey
olmayacaktır.Ne kadar konuşursanız konuşun…
* * *
Haftasonu dünyaca ünlü piyanistimiz Fazıl SAY’ın annesinin yazdığı bir kitabı okudum.Ken-disi eczacı olmasına rağmen vatanına borcu olduğunu hissettiği için “Kadın haklarına ilişkin”
kitaplarda yazmış. Gürgün SAY, 1937 İzmir doğumlu.İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakül-tesini ve İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsünü bitirmiş.Hacettepe Üniversitesi “Nüfus Etüdleri Enstitüsü’nde” mastır yapmış.Yine Hacettepe Üniversitesi’nin “Endüstriyel Eczacılık” bölümünden doktora almış. Sonra da Oslo Üniversitesi’nin “Medical Core and Public Healt Servis in Norway” konusunda sertifika almış.Kendi alanının dışında, sosyal içerikli “Sosyal Demokrat Proje” ve “Türkiye’de İki Kadın Dinamiği” kitapları yayınlanmış.Bendenizin okuduğu kitap ise “Siyasal Değişimde Kadın Boyutu”.
* * *
Kitap 1998’de basılmış.Dünyada kadın haklarının belki en ileri düzeyde olduğu Norveç ile Türkiye’yi karşılaştırıyor ve oradaki başarıya nasıl ulaşıldığının yolunu gösteriyor.Bu anlam-
da bizlere oldukça yardımcı olduğu muhakkak. Bizde isteniyor ki kadınlar lehine hazırlanan yasa taslakları %98’i erkek olan bir mecliste yasalaşsın.Oysa Norveç örneğinde görüyoruz ki önce Meclisteki kadın sayısı artıyor, sonra o yasalar kabul ediliyor.Bizde isteniyor ki kadınlar kadın adaylara oy versin.Ama henüz kadın bilinci yükseltilmemiş ki, kadınlar bunu yapsın!
Yine isteniyor ki, kadın parlamenterler kadınlar için bir şeyler yapsın.Ama arkalarında destek olacak kadın kuruluşu olmadığı gibi kadın seçmen de yok.Yazar, ülkemizde kadın dünya gö-rüşünün ve kadın karakterinin siyasete ve topluma yansımasının bir ihtiyaç olduğunu söylü-yor.Sizce de öyle değil mi?
* * *
Bakın Norveç’in kitap yazıldığı sıralardaki durumu şöyle; 1992 tarihi itibariyle 3 büyük par-tinin genel başkanı kadın.Başbakan kadın.Kabine’de %47 kadın bulunuyor.Parlamentoda kadın oranı %40, yerel yönetimler ve belediyelerde %35.Bazı belediyelerde kadınlar çoğun-lukta.Kamu sektörünün her alanında kadınlar yarıya yakın.Yönetim bünyesinde yer alan kadınlar alt kademede değil, üst düzeyde yoğun.Yazar gerçekten de örnek bir ülkeyi seçmiş incelemek için.
* * *
Yazar, Norveç Kadın hareketinin başarı grafiğinin sırrını tarihsel sırasıyla açıklamış!!!
“Önce Kadın kuruluşları kadınları bilinçlendirmeye başladı(1950).Sonra Kadın kuruluşları
bazı ortak konularda anlaşarak ortak hareket etmeye başladılar(1960’lar).Kadın kuruluşları
bir yandan üye kadınların bilinçlenmesine, diğer yandan politika eğitimi sayılabilecek konu-larda yetişmelerine yardımcı olmaya başladı(1960’ların ikinci yarısı).Kadın kuruluşlarında
yetişen ve buraları basamak yaparak politikaya giren ve kadınların düzenlediği seçim kam-
panyaları sayesinde seçilen kadınların oranı parlamentoda, yerel yönetimlerde, tarihte daha önce görülmemiş şekilde artmaya başladı(1970-…).Seçilen kadınların çoğu, parlamentoda ve yerel yönetimlerde kadın haklarını savunmaya başladı(1970-…).Değişik partilerden parla-
mentoya seçilen kadın temsilciler, kadın konularında işbirliği yapmaya başladı(1970-…).
Seçilen kadınlar, güçlü bir kadın hareketi ve toplumdaki diğer kadınlar tarafından sürekli des-
teklenmeye başlandı(1970-…).Parlamentolarda ve yerel meclislerde kadınları ilgilendiren ko-
nular gündeme yerleşti ve kadınların lehine olan yasalar bir bir çıkarılmaya başlandı(1970-..)
Bu arada “Eşit Haklar Yasası” çıkarıldı(1981).Eşit Haklar yasasına göre kadınlar toplumun her alanına eşit olarak girmeye başladı.Örneğin kamu sektöründe bir kadro boşaldığı zaman
ilk tercih kadın olmak üzere, bir kadın bir erkek sıra ile atanmaya başladı.Özel sektördede dengeleri sağlamak için önlemler alındı(1981)Kadınların, ekonomi, eğitim, sağlık ve politika alanlarına büyük oranda katılımı, bir yandan kadın statüsünü yükseltirken, diğer yandan Norveç’in dünyanın en başta gelen REFAH VE BARIŞ ülkesi olmasına katkıda bulundu.
* * *
Biz çok çok geç kaldık ve hala ciddi bir hareket görünmüyor.Norveçteki başarıyı yakalamak rüya değil.Önce kota sistemini hayata geçirmek gerekli diyorum.Kime diyorum???