Muradiye * Haydar Aksakal

24.06.2013 / 00:00

Manisa İli'ne bağlı Muradiye Beldesi, Manisa Kenti'nin 10 km batısında yer almaktadır. Murat ve Şaphane dağlarından inen suların oluşturduğu, 401 km uzunluğundaki Ege'nin ikinci büyük akarsuyu, antik dönemdeki ismiyle Hermos, Gediz Ovası'na indikten sonra Muradiye Beldesi'nin kuzeyinden geçerek Foça'da denize dökülür. Antik dönemde Menemen bölgesinde bulunan Ma Boğazı'na Muradiye üzerinden ulaşılırdı…

Gediz Nehri'nin flora ve faunası can çekişmektedir. Gediz bir ishale hattına dönmüştür. Doğal hayatının kurtarılması ve eski günlerine dönmesi gittikçe zorlaşmaktadır.

Muradiye beldesinden her yöne ulaşım kolaydır. Beldenin içinden geçen Manisa-Menemen karayolu, yeni yapılan oto yollar ile kentin güneyine alınmıştır.

Manisa Organize Sanayi Bölgesi ile Muradiye Organize sanayi birbirine yaklaşmaktadır, İki bölge arasında 200 metrelik bir mesafe kalmıştır. Muradiye Organize Sanayi Bölgesi'nde alt yapı sorunları yaşanmaktadır. Bölgenin giriş çıkış yolu ile Manisa Organize Sanayi arasındaki bağlantıyı sağlayan yol, Muradiye Belediyesi ve Manisa OSB derneğinin desteği ile belli bir standarda ulaştırıldı. Muradiye Beldesi'nin 2010'da 5985 olan nüfusu, sanayi bölgesi ve Celal Bayar Üniversitesi'nde eğitim gören öğrenciler nedeniyle artmaktadır.

60-70 yıl önce Muradiye bir köydü. Köye ulaşım posta arabalarıyla sağlanıyordu. Manisa'da, postanenin yan tarafından kalkan, kovboy filmlerindeki arabalara benzeyen, üstü brandayla kapalı atlı posta arabaları, saatler sonra Muradiye'ye ulaşırdı.

Teyzemin beyi Bakkal Hafız, Muradiye'de bakkallık yapıyordu, bağları ve tarlaları vardı. Yaşadıkları konut, köyün ortasında, bahçeli, tulumbalı, havuzlu, oldukça büyük bir evdi. Hafta sonlarını kardeşlerimle orada geçirir Muradiyeli çocuklarla beraber olurduk.

Bakkal Hafız vefat edince teyzemler evi sattı, Manisa'ya yerleşti. Beldenin en güzel yerindeki bu büyük ev, bölümlere ayrıldı, yeni konutlar ve iş yerleri yapıldı. Ne zaman Muradiye gitsem, yolum oradan geçer. Eski günleri ve unutulmaz anılar bırakan teyzemin evini hatırlarım…

Muradiye Beldesi 20.000 hektarlık bir alana yerleşmiştir. Yerleşik nüfusun %50'si geçimini tarımdan sağlamaktadır. Gediz Nehri'nin suladığı verimli topraklarında üzüm, domates, mısır, karpuz ve buğday yetişmekte, besicilik yapılmaktadır. Son zamanlarda meyveciliğe yönelen beldede, iyi cins elmada üretilmektedir. Muradiye bölgesinde bulunan, çoğu ihracata yönelik 130 fabrika ve işyerinde yaklaşık olarak 6.000 kişi istihdam edilmektedir.

Muradiye Beldesi, üniversitesi ve yeni kurulan işletmeler ile geleceğin aranan yatırım bölgelerinden birisi olacaktır. İzmir-Ankara Devlet Demir Yolu beldenin içinden geçmektedir. Beldede bulunan taşıma kooperatifleri, yolcuları ve C. B. Üniversitesi'nde eğitim gören öğrencileri Manisa ve İzmir'e taşımaktadır.

Celal Bayar Üniversitesi'nin bulunduğu yerleşke, yeni yapılan fakülte ve yurt binaları beldeye canlılık getirmiştir. Manisa Spor Akademisi mezunu olan Muradiye Belediye Başkanı Erdinç Yavaşlı, doğduğu beldeye hizmet etmenin onurunu yaşıyor. Yeni projeler ve imar planıyla Muradiye'yi, yaşanabilir, güzel ve modern bir kent haline getireceklerini, geleceğin üniversite ve sanayi beldesi yapma adına çalışmalarına devam ettiklerini söyledi. 3,3 milyonluk kısıtlı bütçesine rağmen önemli projeleri hayata geçireceklerini, Muradiye'nin önümüzdeki on yılda nüfusunun iki katına çıkacağını sözlerine ekledi.

“CHP Manisa Milletvekili Sakine Öz, Manisa İl Kadın Kolları Başkanı Fadime Özçakır ve İl Kadın Kolları Yönetim Kurulu Üyeleri ile birlikte Muradiye Belediye Başkanı Erdinç Yavaşlı'yı makamında ziyaret etti, belediyenin çalışmaları hakkında bilgi aldı ve belediye tarafından yaptırılan devlet hastanesinde incelemelerde bulundu. Öz'e belediyenin çalışmaları hakkında ayrıntılı bilgi veren Belediye Başkanı Erdinç Yavaşlı, Muradiye Belediyesi tarafından iki milyon liraya yaptırılan, kısa süre sonra tüm bölümleri hizmete açılacak devlet hastanesinde 15 doktorun ve vatandaşlara düzenli hizmet verecek sayıda sağlık personelinin görev yürüteceğini belirtti.” (Manisa Haber Gazetesi 15.01.2013)

Muradiye Beldesi'nin tarihi eski dönemlere kadar uzanmaktadır. Bilinen tarihi Roma (Bizans) dönemine kadar gitmektedir. Muradiye bağlı Uzun burun Köyü'nde bulunan kale'nin Bizans döneminde yapıldığı, hata Sosandra Manastırı olabileceği de söyleniyor.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde Manisa'da yaşayan şehzadeler, İstanbul'un Buğday ve un ihtiyacını Muradiye üzerinden, Foça'dan gemilerle İstanbul'a göndermişlerdir.

Roma dönemine ait olduğu söylenen; Üçtepeler ve Karaali çıvarında bulunan bir yerleşimin izlerini taşıyan Tümülüsler, şimdiye kadar incelenmemiştir.

Manisa'nın 1313 yılında Saruhan Bey tarafından alınmasından sonra, Muradiye hakkındaki bilgilere 15-16. Yüzyılda rastlamak mümkündür.

Muradiye'de 16. Yüzyıl Osmanlı kayıtlarında Kafirboz olarak anılan bir köy görülmektedir. “Kafirboz (bu günkü Muradiye Nahiyesi): Köy, 1 imam, 14 hane müslim, 27 hane gayr-i müslim nüfusa sahip idi. Köy ahalisinin büyük kısmı ziraatla meşgul olup, gayr-i müslim raiyyetin elinde 18 çiftlik, müslim reayanın ise 1 çiftlik kadar yeri vardı. Gayr-i müslim reaya, 20-25 akça arasında değişmekte olan baş vergilerini (=cizye) verdikten başka, ellerindeki toprağın resmini ödemekteydiler. Köyde, buğday, arpa, susam ve bostan ziraatı yapılmakta; gayr-i müslim raiyyet, Kafirboz'a tabi Evranos köyündeki bağlardan üretilen üzümü işlemekteydi. Ayrıca koyun besiciliği yapmakta idi. Köyde, 6 ay çalışabilen üç değirmen bulunuyordu. Köyün vergi hasılı 11.282 akçe idi.

Eski haritalarda “Gavurköy” olarak geçen Kafirboz köyü, XIX. asırda Hamidiye ismini almış, daha sonra bu isim Muradiye'ye inkılâp etmiştir.” (1)

Bağlarda üretilen üzümden içki üretimi yapılıyor ve Osmanlı Devleti'ne vergi ödeniyordu. Muradiye Köyü, Gürle'de bulunan Emlak Nahiyesi'ne bağlıydı.

1895 yılında Köyün Rum Kilisesi'nde, Rum çocukları için bir okulun açılması devletçe müsaade edilmiştir. 1899 yıllarında köyde meyan kökü ticareti yapıldığı biliniyor. O dönemde ticari ve kültürel hayat canlıydı.

15 Mayıs 1919'da İzmir, Manisa ve daha sonra Muradiye Yunan birlikleri tarafından işgal edilmiştir. Silahlı çeteler köyleri basarak birçok köylüden altın ve para zorla alınmıştır.

93 Harbinden sonra göçlerle Kafirboz Köyü'ne gelenler, köye Hamidiye adını vermişlerdir. 1911'de köyün adı Muradiye olarak tekrar değiştirilmiştir.

Kaynakça: (1) Feridun M. Emercan, XVI. Asırda Manisa Kazası, 1989, Türk Tarih Kurumu Basım Evi, Ankara.