Düşler * Bedriye Aksakal

06.04.2012
Raflarda sessizce beni bekleyen kitaplarımın arasında bir gezintiye başladım. Her biri sevdiğim şairlerin kitabı. Kimi bir kahve içimi yanı başımda konakladı. Kimi masamda.
Şiirlerle mavisini yitirmiş denizlerde dolaşırken, dalgalar yüreğimin derinliklerinde çoğaldı.
Bir süre sonra deniz ve gökyüzü altında yitirilen sevgileri düşledim. Neden yitip gitmişti tüm sevdiklerim.
Gökyüzü de deniz gibi mavisini yitirmiş. Gri bulutlar akıp gidiyor. Akıp giden zamanı durdurabilseydim sessiz gemilerine binip giden sevdiklerim yanımda olurdu.
Duvarda asılı duran fotoğraflara bakıyorum…
Can arkadaşım Erdoğan Erdem, dershanede çocuklarla sarmaş dolaş, beni de aralarına alıyor. Sonra Çiçek Şener?le birlikteliğim sürüyor. Dere boyu yürürken dudaklarımızda: ?Eski dostlar?şarkısı. Sonra düş kuruyoruz. Spil?den gelen esinti bir türkü oluyor, yüreğimi dağlayan bir türkü.
Dağların ardından gelen yel beni düş yolculuğuna çıkarıyor. Belleğimde hazan mevsiminin hüznü. Hüzünler birer şarkı. Sararmış yapraklar Zeynel Gülle?yi, Neşe Gülersoy?u, Bingül?ü ve Ali Alpaslan?ı anımsatıyor. Belleğimde durmaksızın iz bırakanlar.
Beni benden alan düşlerimin ardındayım. Niobe acısı içinde yüz yıllardır yalnızlığındayken, benim de canım yanar, derin vadide yolumu kaybederim.
Durmadan düşlerimin peşindeyim.
Spil?in bağrından alınmış toprakların acısını duyumsarım yüreğimde. Kesilen ağaçlar ve yapılan yolsuzlukların neler olduğunu fısıltılarda duyarım. Sonra elinde belge olsa , sonuç ne olur ki derim.
Düşlerim derinleşir. Ülkemin dört bir yanına gider. Gelen esintiler acıdır hem de çok acı. Onat Kutlar, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı?unutulmuş mevsimler içinde.
Yürüyorum, yalnızlığım yanıbaşımda. Aynı Ali?de beş yüz yıldır çengilerle dostluğunu sürdüren, Çitlenbik ağacının altında, yapraklar arasında gökyüzüne bakarken, alevler uçuşuyor gözlerimin önünde. Sivas?ta buluyorum kendimi. Behçet Aysan, Metin Altıok…alevler içinde .Korlar unutulmaz izler bırakıyor.
Işıklar sönüyor bir bir. Kendimi ?Uykusu Derin Şehir? içinde buluyorum. Kentin uykusu öyle derin ki. Karanlıklar içinde bir ışık gibi beliriyor Fazıl Hüsnü Dağlarsa

Diyor ki:
?…
Gün doğar, tarla kuşları uçuşurlar,
Ağır bir aydınlık, bildiğin şafak değil.
Öyle dalmış ki asırlar süren uykusuna
Uyandıramazsan
Uyanacak değil…?

Düşler * Bedriye Aksakal

Raflarda sessizce beni bekleyen kitaplarımın arasında bir gezintideyim. Her biri sevdiğim şairlerin kitabı. Kimi bir kahve içimi yanı başımda konakladı. Kimi masamda.
Şiirlerle mavisini yitirmiş denizlerde dolaşırken, dalgalar yüreğimin derinliklerinde çoğaldı. Bir süre sonra deniz ve gökyüzü altında yitirilen sevgileri düşledim. Neden yitip gitmişti tüm sevdiklerim. Gökyüzü de deniz gibi mavisini yitirmiş. Gri bulutlar akıp gidiyor.Akıp giden zamanı durdurabilseydim sessiz gemilerine binip giden sevdiklerim yanımda olurdu.
Duvarda asılı duran fotoğraflara bakıyorum…
Can arkadaşım Erdoğan Erdem, dershanede çocuklarla sarmaş dolaş, beni de aralarına alıyor. Sonra Çiçek Şener'le birlikteliğim sürüyor. Dere boyu yürürken dudaklarımızda: “Eski dostlar”şarkısı.Sonra düş kuruyoruz. Spil'den gelen esinti bir türkü oluyor, yüreğimi dağlayan bir türkü.
Dağların ardından gelen yel beni düş yolculuğuna çıkarıyor. Belleğimde hazan mevsiminin hüznü. Hüzünler birer şarkı. Sararmış yapraklar Zeynel Gülle'yi, Neşe Gülersoy'u, Bingül'ü ve Ali Alpaslan'ı anımsatıyor. Belleğimde durmaksızın iz bırakanlar.
Beni benden alan düşlerimin ardındayım. Niobe acısı içinde yüz yıllardır yalnızlığındayken, benim de canım yanar, derin vadide yolumu kaybederim.
Durmadan düşlerimin peşindeyim.
Spil'in bağrından alınmış toprakların acısını duyumsarım yüreğimde. Kesilen ağaçlar ve yapılan yolsuzlukların neler olduğunu fısıltılarda duyarım. Sonra elinde belge olsa , sonuç ne olur ki derim. Düşlerim derinleşir. Ülkemin dört bir yanına gider. Gelen esintiler acıdır hem de çok acı. Onat Kutlar, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı… unutulmuş mevsimler içinde. Yürüyorum, yalnızlığım yanı başımda. Aynı Ali'de beş yüz yıldır çengilerle dostluğunu sürdüren, Çitlenbik ağacının altında, yapraklar arasında gökyüzüne bakarken, alevler uçuşuyor gözlerimin önünde. Sivas'ta buluyorum kendimi. Behçet Aysan, Metin Altıok…alevler içinde .Korlar unutulmaz izler bırakıyor.Işıklar sönüyor bir bir. Kendimi “Uykusu Derin Şehir” içinde buluyorum. Kentin uykusu öyle derin ki. Karanlıklar içinde bir ışık gibi beliriyor Fazıl Hüsnü DağlarcaDiyor ki:
“…Gün doğar, tarla kuşları uçuşurlar,
Ağır bir aydınlık, bildiğin şafak değil.
Öyle dalmış ki asırlar süren uykusuna
Uyandıramazsan
Uyanacak değil…”