Anadolu Öğretmen Liseleri Kapatılıyor… * Mehmet Hekim

Geçtiğimiz hafta sonu aralarında Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği Genel Merkezi ve Şubeleri, Yüksek Öğretmenliler Derneği, Eğitim-İş Karşıyaka Şubesi, Eğitim-Sen 3 Nolu Şube, Gökçeada Öğretmen Okulu Mezunları Derneği, Adabelenliler Derneği, Hasanoğlan Mezunları Derneği, Gönen İlköğretmen Okulu Mezunları Derneği, Nazilli Öğretmen Okulu Platformu, Arifiye Öğretmen Okulu Mezunları Derneği, Muğla Kız Öğretmen Okulu Platformu, Edirne Kız Öğretmen Okulu Platformu, Bursa Kız Öğretmen Okulu Platformu, İzmir-Eğit-Der Şubeleri gibi sivil toplum örgütleri temsilcilerinin yer aldığı öğretmen yetiştiren kurumlar kapatılmasın konulu basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasını sizlerle paylaşmak istedim.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ülkemizin 166 yıllık öğretmen yetiştirme geleneğinin günümüzdeki karşılığı olan 299 Anadolu Öğretmen Lisesini kapatıyor. Öğretmenlik mesleğini yok sayarak Anadolu Öğretmen Liseleri yerine Anadolu Liseleri, Fen Liseleri ve Sosyal Bilimler Liseleri açıyor. Bakanlık önce Anadolu Öğretmen Lisesi öğrencilerinin eğitim fakültesi tercihlerindeki ek puanlarını kaldırdı, ardından eğitim fakültelerinin çok önemli öğrenci kaynağı olan Anadolu Öğretmen Liselerini kapatarak öğretmen yetiştirme sürecine çok olumsuz sonuçlar üretecek bir karara imza atmıştır. Bu karar çok farklı boyutlarıyla akılcı, gerçekçi değildir ve ülkenin öğretmen yetiştirme geleneklerine uygun değildir, karar gözden geçirilerek iptal edilmelidir. Neden Karşıyız?
1) Öğretmen, eğitimin en önemli öznesidir ve öğretmenlik onurlu bir meslektir. Türkiye, 2014 yılında çok önemli eğitim sorunlarını yaşamaktadır. Bunlardan en önemlisi “nitelikli öğretmen yetiştirme” sorunudur. 1848 yılında başlayan öğretmen yetiştirme tarihsel süreci seçilmiş öğrencilerle parasız-yatılı bir gelenek üzerinde kurulmuştur. Anadolu Öğretmen Liselerinin kapatılışı ile nitelikli öğretmen yetiştirme arayışından tümüyle kopulacak ve eğitimin en önemli öznesi olan nitelikli öğretmen yetiştirilemeyecektir.
2) Ülkenin her köşesinde çokça, abartılı bir şekilde İmam Hatip Ortaokulları kurulurken, Anadolu Öğretmen Liselerini kapatarak öğretmenlik mesleğinin orta öğretimle bağının kopartılma çabası bir akıl tutulması, ülke gerçekleriyle örtüşmeyen bir karardır. Köy Enstitüleri ve İlköğretmen Okulları, ilköğretim sonrası öğrenci alan parasız yatılı kurumlardı. Anadolu Öğretmen Liseleri de orta öğretim sonrası genellikle orta ve alt gelir gruplarındaki halk çocuklarının yaygın olarak tercih ettikleri ve eğitim fakülteleri için çok önemli öğrenci kaynağı olan okullardı. Bu kararla Milli Eğitim Bakanlığı öğretmen yetiştirme ile ilgili tüm bağını koparmakta, tüm amacı İmam Hatip Ortaokulu ve lisesine öğrenci bulmaya yönelik bir işleve dönüşmektedir. Bu nedenle akıl dışı, bilim dışı, pedagoji dışı bu karara itirazımız vardır.
3) Ülkenin eğitim politikalarına yön verenler, eğitim ile ilgili çok önemli kararları eğitim bileşenleriyle paylaşmadan, tartışmadan anti-demokratik bir yöntemle dayatmaktadırlar. Buna itirazımız var. Mevcut MEB üst yönetimi, Cumhuriyetin en önemli uğraşı olan öğretmen yetiştirme geleneğine yabancı ve yaşanan süreçleri anlayamamaktadırlar. Nitelikli öğretmen yetiştirme ile ilgili, bir arayışları ve anlayışları yoktur. Eğitime sadece İmam Hatip Liseleri penceresinden bakan, rasyonel olmayan bir dünya görüşüne sahiptirler.
4) Tanzimat dönemi öğretmen okulları, Mustafa Necati dönemi Köy Öğretmen Okulları, Eğitmen Kursları, Köy Enstitüleri, Öğretmen Okulları ve Öğretmen Liseleri ülkemizin eğitim tarihinin öğretmen yetiştirme kültürünün önemli kilometre taşlarıdır.
5) 17 Nisan 1940 tarihinde kabul edilen Köy Enstitüleri yasasıyla ülkenin 21 farklı köşesinde parasız-yatılı-karma eğitim veren Köy Enstitüleri kurulmuş, bu kurumlar aynı mekanlarda 1954 yılında İlköğretmen Okullarına dönüştürülmüş ve 1974 yılında Öğretmen Liselerine, 1989 yılında da Anadolu Öğretmen Liselerine dönüştürülmüştür. Şimdi bu tarihsel zincir kırılarak bir gelenek yok edilmek istenmektedir. Buna itirazımız var.
6) Okul çeşitliliği eğitim sisteminin bir zenginliğidir. Okul çeşitliliğini eğitimin niteliğinin arttırılması için bir fırsat olarak görmek yerine, okul türlerini hızla azaltıp, eğitimde “tek tipleşme”yi ön plana alan bir uygulamanın doğrudan bir dayatma şeklinde hayata geçirilmek istenmesi asla kabul edilemez, itirazımız vardır.
7) Anadolu Öğretmen Liselerinin kapatılma kararı karşısında üniversitelerimizden, eğitim fakültelerinden hiçbir tepkinin çıkmamasını üzüntüyle izlemekteyiz. En önemli ve değerli öğrenci kaynağını kaybedecek eğitim fakültelerinin bu tepkisizliği üniversitelerdeki YÖK baskısı, üniversitelerdeki siyasal iktidar yandaşlığına dönüşen kadrolaşma ve korku kültürü anlamında ürkütücüdür. Üniversitelerimizin, evrensel özerk ve demokratik üniversite kültüründen uzaklaşarak siyasal iktidarın arka bahçesine dönüşmelerine itirazımız vardır.
8) Ülkenin öğretmen yetiştirme süreçlerini çok olumsuz etkileyecek olan bu kararın iptalini talep ediyoruz. Tüm öğretmen örgütlerine, Köy Enstitüleri örgütlerine, Öğretmen Okulu derneklerini ve ülkemizin aydınlık insanlarına, ilerici siyaset kurumuna okullarımıza, kültürel mirasımıza sahip çıkmaya davet ediyoruz.