Hoş Geldin 2011

Yarın akşam saatler 24?ü gösterdiğinde yeni bir yıla giriyor olacağız. İnsanlar birbirine sarılacak, kutlama öpücükleriyle birbirlerinin yeni yıllarını kutlayacaklar. Oysa bir yıl daha yaşam eskitiyoruz, bir yaşı da geride bırakıyoruz. Yaman bir çelişki gibi bilmem ağlasak mı gülsek mi, üzülsek mi eğlensek mi diye? Yılbaşı kutlamalarına bakılırsa demek ki yaşlandığımız için seviniyoruz. Bir Erzurum türküsünün dediği gibi: ? Bu dağlar kömürdendir Geçen gün ömürdendir.? Ne diyelim o zaman her yaşın ayrı bir güzelliği vardır o halde eğlenelim.
Yakın geçmişte Türkiye'nin kentsel nüfusunu temsil eden 11 il merkezinde bin kişi üzerinde bir araştırma yapıldı. Araştırmada bizim halkımızın, yılbaşı tatilini nasıl geçireceğini ve yılbaşına özel harcama alışkanlıkları belirlendi. Araştırma sonucuna göre, halkın yüzde 86'sı yılbaşı tatilini evlerinde geçirecek. Yüzde 6'sı yeni yıla akrabaları ve ailesinin yanında girmeye hazırlanırken, yüzde 2'lik kesim şehir dışına tatile, yüzde 1'lik kesimi ise yurt dışına tatile gitmeyi planlıyor. Halk arasına ? PTT ? olarak nitelenen pijama ?terlik- televizyon en güzel eğlenme aracı olarak görülüyor.
Umarım yarın akşam yılbaşı kutlamaları adına eline kafayı bulup elimizi belimize atıp balkonlarda insan avına çıkmayız. Yeni yıl adına yine İstanbul Beyoğlu?nda turistlere saldırmak farzdır deyip magandalığımızı ortaya çıkarmayız. Aşırı alkol alıp bedenimize, trafik kazalarında günahsız insanları zarar vermeyiz.
Dünyanın felaket tellalları 2011 yılının felaket yılı olacağını depremlerden savaşlardan senaryolar üretmeye başladılar bile. 2011?de ev araba alamayabiliriz, kariyer sahibi olmayabiliriz, savaşları durdurup barışı sağlayamayabiliriz, bombaların önüne geçemeyebiliriz. Ama sermayesi sadece YÜREK olan sevgiyi yayabilir, mutluluk imparatorluğu kurabiliriz. İnsanlığın padişahı da biz olabiliriz.
Haydi, gelin bu yıla en yakınlarımızdan, en çok sevdiklerimizden başlayarak; ? SENİ SEVİYORUM ? diye başlayalım. Yeni yılda ağzımızdan ilk dökülen kelimeler sevgi olsun. Umutlarımız, Nimet Abla, Ali Haydar milli piyango biletleri değil, sevgi olsun, mutluluk olsun. Para, pul, başarı peşinden gelir, bombalar susar,umut, barış konfetileri yayılır.
2011 yılı herkese bol para, sağlık, neşe, mutluluk sevgi, başarı dolu bir yıl temenni ederim. Kendi adıma bir isteğim yok, giden yılı aratmasın yeter? Sizleri çok seviyorum. Gelecek yıl buluşmak üzere?

FARK ETMELİ İNSAN
Farkında Olmalı İnsan…
Kendisinin, Hayatın Olayların, Gidişatın Farkında Olmalı.
Farkı Farketmeli, Farkettiğini De Fark Ettirmemeli Bazen…
Bir Damlacık Sudan Nasıl Yaratıldığını
Farketmeli.
Anne Karnına Sığarken Dünyaya Neden Sığmadığını
Ve En Sonunda Bir Metre Karelik Yere Nasıl Sığmak Zorunda Kalacağını
Farketmeli.
Şu Çok Geniş Görünen Dünyanın, Ahirete Nispetle Anne Karnı Gibi Olduğunu
Farketmeli.
Henüz Bebekken 'Dünya Benim!' Dercesine Avuçlarının Sımsıkı Kapalı
Olduğunu, Ölürken De Aynı Avuçların 'Her Şeyi Bırakıp Gidiyorum
İşte!' Dercesine Apaçık Kaldığını
Farketmeli.
Ve Kefenin Cebinin Bulunmadığını Farketmeli.
Baskın Yeteneğini
Farketmeli Sonra.
Azraillin Her An Sürpriz Yapabileceğini,
Nasıl Yaşarsa Öyle Öleceğini
Farketmeli İnsan.
Ve Ölmeden Evvel Ölebilmeli.
Hayvanların Yolda Kaldırımda Çöplükte,
Ama Kendisinin Güzel Hazırlanmış Mükellef Bir Sofrada Yemek Yediğini
Farketmeli.
Eşref-İ Mahlukat (Yaratılmışların En Güzeli) Olduğunu
Farketmeli.
Ve Ona Göre Yaşamalı.
Gülün Hemen Dibindeki Dikeni, Dikenin Hemen Yanıbaşındaki Gülü
Fark Etmeli.
Evinde 4 Kedi 2 Köpek Beslediği Halde
Çocuk Sahibi Olmaktan Korkmanın Mantıksızlığını
Farketmeli.
Eşine 'Seni Çok Seviyorum!' Demenin Mutluluk Yolundaki Müthiş Gücünü
Farketmeli.
Dolabında Asılı 25 Gömleğinin Sadece Üçünü Giydiğini, Ama Arka
Sokaktaki Komşusunun O Beğenilmeyen Gömleklere Muhtaç Olduğunu
Farketmeli.
Zenginliğin Ve Bereketin, Sofradayken Önünde Biriken Ekmek
Kırıntılarını Yemekte Gizlendiğini
Farketmeli.
FARKETMELİ.
Ömür Dediğin Üç Gündür,
Dün Geldi Geçti Yarın Meçhuldür,
O Halde Ömür Dediğin Bir Gündür,
O Da Bugündür.
CAN YÜCEL