Afrodisias Arkeoloji Müzesi * Haydar Aksakal

25.11.2013 / 00:00

Batı Medeniyeti'nin çıktığı ve doruk noktasına ulaştığı, Tanrıça Afrodit'e adanan, Afrodisias isimli kentlerin içinde en önemli ve ünlüsü, Aydın İline bağlı Karacasu İlçesi'nden 8 km uzaklıkta Geyre Köyünün bulunduğu yerdeydi.

MÖ. 3. Yüzyılda kurulmuştur. MÖ. 2. Yüzyılda, kentin mimarisine ızgara planı uygulamış, kentin kuruluşu değişmiştir. Kent bir kilometrelik bir alana yayılmıştı. Bu devirde yeni kurulan kentte 15.000 kişi yaşıyordu. Afrodisias kenti Roma İmparatorluğu döneminde gelişti, önemli bir sanat merkezi haline geldi. Heykeltıraşlığı, Afrodit Tapınağı, kentin kuzey-güney caddesi üzerinde yer alan Tetrapylon Anıtı ve stadyumu ile ünlendi.

Tetrapylon anıtı üzerinde çalışan heykeltıraşlar, gelecek kuşaklara ustalıklarını göstermek için gösteriş amacıyla yaptıkları bir anıttır. Tarih boyunca, oluşan depremlerden etkilenmiştir.

4. Yüzyılda kentin bazı kısımları su baskınlarına uğramış, su tahliye kanalları yapılmıştır. MÖ. 6. Yüzyılda küçük bir köy olarak kurulan Afrodisias kentindeki Aphrodithe tapınağı bu devirde inşa edilmiştir.

7. Yüzyılda meydana gelen deprem, kentin harap ve viran olmasına neden olmuştur. Bu yüzyıldan itibaren Afrodisias ismi terk edilmiş, Hıristiyanlığın etkisiyle Stavropolis olarak adlandırılmıştır. Zamanla, antik kentin kalıntıları Geyre Köyü alanı ile örtülmüştür.

20. Yüzyılda Geyre köyü civarında meydana gelen deprem ile köy boşaltılmış, başka yere taşınmıştır. Boşaltılan köyün altından Afrodisias antik kentinin kalıntıları ortaya çıkmıştır. Bizans İmparatorluğu döneminde bölge Karya olarak anıldı. 1260 yılından itibaren bölgede hâkimiyet kuran Türkler, Karia ismini Geyre'ye çevirdi…

1961 yılından önce yapılan kazılarda çıkan buluntular, İzmir ve İstanbul Müzeleri'ne götürülmüştür. 1961 yılında Prof. Dr. Kenan Erim'in yaptığı kazılarda çıkan buluntular kazı evinde bulunan depolara ve müzenin önündeki Deveci Hana konuyordu. Bir Müzenin Afrodisias Antik Kenti'nde yapılması gerekiyordu. .

Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü mimarlarından Erten Alaban'ın planını çizdiği müzenin inşaatına 1971-1972 yıllarında başlandı. Müzenin inşaatı 1977'de tamamlandı. Törenle hizmete açıldı.

Afrodisias Müzesi, kazılarda ortaya çıkan eserlerin sergilendiği, Ören yeri ile iç içe olan Türkiye'nin en güzel müzelerinden birisidir. Heykeltıraşlık eserleri yönünden oldukça zengindir. Küçük eserler salonunda kazılarda çıkarılan Kalkolitik Dönem, Bronz çağın tüm devrelerini içeren Prehistorik eserler, Lidya seramikleri, Arkaik, Klasik, Helenistik dönem, Roma, Bizans ve erken İslam eserleri sergilenmektedir.

Kazılarda ortaya çıkarılan, Afrodisias'lı heykeltıraşların yaptığı beyaz, mavi-gri mermerden oluşan eserleri her salonda görmek mümkündür. Müzenin en önemli bölümlerinde bulunan, kentin kurucusu Zoilos, Melpomene, imparator, Satyr ve Nike heykelleri, Augustos dönemine ait kabartmalar ve Afrodisias Afrodit'in kült heykeli görülmeye değer yapıtlardır. Müzenin avlusunda ve bahçesinde lahitler teşhir edilmektedir.

Müze binası Geyre Vakfı tarafından restore edilmiştir. Vakıf tarafından yaptırılan Sebasteion eserlerinin sergileneceği ek bina inşaatı 2007 yılında başlamıştır. Mimar Cengiz Bektaş'ın projesine uygun olarak hazırlanan müze ek binası, Sebastion-Sevgi Gönül Salonu olarak 2008 Haziran ayında tamamlanmıştır. 86 parçadan oluşan görkemli mermer rölyefler ve heykeltıraşlık eserleri ziyaretçilere görüşüne sunulmuştur. Müzenin zemininde bulunan camdan, kentin çok daha gerilere giden dokusu görülmektedir 1961 yılında Newyork Üniversitesi tarafından başlatılan kazılar günümüzde de sürdürülmektedir.