TÜRKİYE'NİN İLK DAĞCILIK KULÜBÜ MANİSA'DA KURULDU * Haydar Aksakal

14.07.2014 / 00:00

TÜRKİYE'NİN İLK DAĞCILIK KULÜBÜ OLAN MANİSA TENİS DAĞCILIK SPOR KULÜBÜ MUHTEŞEM BİR SPOR TARİHİ YAZDI. 21 ARALIK 1945 YILINDA KURULDU . İKİNCİ KEZ 1988 YILINDA TEKRAR FAALİYETE GEÇTİ. KULÜP BİNASI YIKILDIKTAN SONRA ZOR GÜNLER GEÇİRDİ. TÜZÜĞÜNDE YER ALAN İKTİSADİ İŞLETME KURULUŞU İLE YENİDEN YAŞAM BULDU.

Spor sevdalısı gençler için dağcılık, tenis, voleybol, basketbol ve atletizm bir yaşam tarzıdır. Dağcılık, zor şartlar altında gerçekleştirilen, ideali ve hedefi olanların tercih ettiği bir spor dalıdır.

Dağcı, sabırlı, cesur, özverili, sakin ve mantıklıdır. Dağlar yoldaştır. Doğayı izlerken, ruhundaki heyecan doruklara çıkar. Doğanın yaşama sevinci, güzelliği ve zirvelerde dolaşma özlemiyle dağcı, zirvelerde bulur mutluluğu.

Türkler, Orta Asya'dan göklere doğru uzanan zirvelerin eteklerinden dünyaya yayıldılar. Gittikleri yerlere hayat, canlılık ve medeniyet götürdüler. Dağlar, Türklere bir kardeş gibi yol gösterdi. Onların yurt kurmalarına olanak sağladı.

Dağcılar, ulu dağlarda esen hür rüzgârları göğüs gerdiler. Kimsenin kulu kölesi olmadılar. Onlar için en yüksek makam, seyir makamıydı. Kendi varlıklarında, iç huzuru dağlarda buldular…

Dağcıların Manisa çevresinde yaptıkları dağ gezileri, dağcılığın kentimizde çok sevilmesini sağladı. Türkiye'de, Manisalı dağcıların çıkmadığı zirve kalmadı.

Dağcılık Spor Kulübü 69 yıldan beri devam eden hizmet sürecinde, Türk sporuna ve Manisa'ya önemli sporcular yetiştirdi. Spor toplumunda, saygın bir yeri oldu. Ülke çapında adından söz ettirdi. Kulübün devleşen tarihi ve anılar, gelecek kuşaklara spor tarihinin bir kültür mirası olarak kalacaktır.

Eski dağcı ve kulüp başkanlarından rahmetli Enver Toktamış'ın anlattıklarına göre; Manisa'da dağcılık, çok eski tarihlerde başlamıştır.

1932 yıllarında Manisalı öğretmenler, Manisa Dağı'ndaki doğal zenginliği keşfetmek için gezilere başladı. Manisa Dağı ve çevresindeki zirvelere çıkıldı. Gezilere iştirak edenler o kadar çoğaldı ki, bu işi ciddi olarak organize etme gereği düşünüldü.

1934'de, Halk Evi'nin Spor kolunda, dağcılık faaliyetlerinde artış gözlendi. Türkiye'de ilk defa, “Manisa Halk Evinde” Dağcılık Kolu kuruldu.

1937 yılından itibaren Vali Lütfü Kırdar ve Tümen Komutanı Ali Riza Artun Dağcılık kolunun faaliyetleri ile ilgilenmeye başladı ve destek oldular. Yeknesak dağcı elbiseleri alındı. Bay ve bayan dağcılar 45–50 kişilik gruplar halinde gezilere başladı. Bu gezilere Manisa çevresinden de katılımlar oldu. Turgutlu, Salihli, Akhisar, Kırkağaç ve birçok köyden insanlar dağlara çıkmaya başladı. Kırkağaç Milli Eğitim Müfettişi Hikmet Bozkurt arkadaşlarıyla Manisa Dağcılık Kolunun tüm faaliyetlerine katıldı.

Bozdağ'a giden ilk Türk kafilesi de Albay İsmail Hakkı Alpay başkanlığında Enver Toktamış, Kamil Özkurt, Ekrem Külahtaş, Rağıp Üzümcü ve Kenan Sözen'in yer aldığı Manisalı Dağcılar idi.

1939 yılında II. Dünya harbi çıkınca, öğretmenler ve dağcılar askere gitti.

1940 yılında faaliyetler zayıfladı.

Vali Lütfü Kırdar, Manisa'dan İstanbul'a atanınca dağcılar kuvvetli bir hamiden mahrum kaldılar.

Enver Toktamış başkanlığında, gençler her gün 50 kilometre tutan uzun yürüyüşler yapıyor, Turgutlu ve Sart Antik Kentine kadar yürüyorlardı. Bu geziler ilgi çekmesine rağmen son gezileri oldu.

Harbin sıkışık atmosferinde dağcılık kolu faaliyeti sona erdi.

II. Dünya Harbi, 1945 yılında bitince, askere gidenler Manisa'ya döndü.

1945 yılı Temmuz ayında, Dağcılık Federasyonunun Erciyes Dağında açtığı Dağcılık Eğitimi kursunu başarıyla tamamlayan Halit Öğüt, Manisa Beden Terbiye Bölge Müdürlüğüne antrenör olarak tayin oldu.

Halit Ağa Bey'in kentimize gelmesiyle atletizm ve dağcılık sporlarında tekrar çalışmalar ve dağ gezileri başladı.

Türkiye'nin tescilli ilk Dağcılık Kulübü, 21 Aralık 1945 yılında Manisa'da kuruldu. Kulüp başkanlığına Dr. Enver Gürgen getirildi. Kemal Diri (Tekel Baş Eksperi), Kamil Özbozkurt (öğretmen), Halit Öğüt (Beden Terbiyesi Manisa Bölge Antrenörü), Necati Kurt (Tütün Tüccarı), Hikmet Bozkurt (Lise öğretmeni) kulübün kurucu üyeleri oldu…

Yeni kurulan kulüp Beden Terbiyesi Bölge Müdürlüğünün maddi ve manevi yardımlarıyla gelişti. 19 Mayıs stadyumundaki 6. oda kulübe tahsis edildi.

Eldeki malzemeler kullanılmayacak kadar eskiydi. İlk gezileri bir kış günü Bozdağ'a yapıldı.1946 Mayıs ayından itibaren mahalli geziler tekrar başladı. Çaybaşı kayalıklarında eğitim yapılıyordu.

Manisalı Dağcılar, 19 Mayıs 1946 günü, 23 gün sürecek uzun bir yurt içi dağ gezisine çıktı. 2150 metre yüksekliğindeki Bozdağ'ın zirvesinden, Ödemiş'e ve İzmir'e inen dağcılar, deniz seviyesinden 800 metre yüksekte bulunan Karagöl'de kamp kurduktan sonra, 1100 metre yüksekliğindeki Dumanlı Dağ'a rotalarını çevirdiler. Bergama yöresinde Kozak Yaylası'nın en yüksek noktası 1339 metrede bulunan Madra Dağı zirvesine çıkıldı.

Ayvalık-Burhaniye ve Edremit üzerinden 1734 metre yükseklikte bulunan görkemli Kaz Dağı'na ulaşıldı.

1948 yılında, yoğun bir şekilde dağcılık faaliyeti oldu. 5 Mayıs günü, 1450 metre yüksekliğindeki Mahmut Dağı'nın Gelin Tepesi, dağcıları konuk etti.

28 Mayıs'ta 7 kişilik bir sporcu kafilesi Manastır Köyü ve Karagöl üzerinden Yamanlar Dağına çıktı.

5 kişilik bir dağcı grubu 17 Haziran'da Demirci Köyü üzerinden Soma 'ya ulaştı. Sıcakların bastırdığı Temmuz ayında, 21 gün sürecek bir yurt gezisi organze edildi. 11 Temmuz günü ilk durak, 2312 rakımlı Murat Dağı'nın zirvesi oldu. Zirveye Türk bayrağı çekildi. 16 Temmuz'da Gediz Kasabası'nın 2124 metre rakımlı Sarp hane zirvesine ulaşıldı.

1950 yılı yazında, 7 kişiden oluşan ekip, 18 gün sürecek bir gezide, Denizli'den Antalya'ya kadar yürüyerek gitti. Honaz Dağı, Akkaya, Kızılca Dağ, Beydağ ve Bakır Dağı'na tırmanıldı.

1952 yılında, dağcılar Türkiye'de bir ilki başardı. Manisa'dan kulüp üyesi 5 sporcu, bisikletleriyle bir ay süren gezi için Yunanistan üzerinden İtalya'ya gittiler ve döndüler.

1953 yılında 18 gün süren bir dağ gezisinde, Koçdağı, Demirkazık ve Hasan Dağı tekrar fethedildi.

1954 yılının Temmuz ayında, Niğde'nin Aladağlarında Dağcılık ve Kış Sporları Federasyonu'nun açmış olduğu, Dağcılık Eğitim Kursuna Halit Öğüt, Çetin Kaya Polat, M. Ertuğrul Dayıoğlu ve İlhan Hanoğlu katıldı.

8 Temmuz 1954 tarihinde Halit Öğüt başkanlığında İlhan ve Erdoğan Hanoğlu, M. Ertuğrul Dayıoğlu, Yusuf Aturgil ve Erol Güngör 3916 metre yüksekliğindeki Erciyes'in zirvesine ulaştı. Sporcular buradan tekrar Aladağlara dönerek, Emli, Demirkazık ve Kaldı zirvesine de çıktılar. 3300 metre yüksekliğe ulaşan Hasan Dağı zirvesine Türk bayrağını diktiler.

1954 Eylül ayında, Ağrı Dağı'nda açılan Yüksek Dağcılık Kursuna Manisa'dan Çetin Kaya Polat, Halit Öğüt ve M.Ertuğrul Dayıoğlu katıldı. Dağcılar, 3 Eylül 1954 günü Ağrı Dağı'nın zirvesinde İstiklal Marşımızı söylüyordu.

1946'dan 1955 yılına kadar, dağcılar tarafından Manisa Dağına ve Karlık bölgesine sayısız çıkışlar yapıldı. Binlerce genç bu faaliyetlere katıldı.

Manisa Dağcılık Kulübünün 20 faal dağcısına, Dağcılık Federasyonu tarafından gönderilen madalyalar, Manisa Yüksek Tahsil Talebe Derneği'nde merasimle verildi. Dağcılar, Manisa'nın gurur kaynağı olmuştu.

Manisalılar ve dağcılar, 14 Mayıs 1956'da muhteşem Manisa Dağı'na (Sipylus) tırmanarak zirveye ilk kez bayrak direği diktiler. Bayrağımızı Manisa Dağının doruklarında dalgalandırdılar.

12 Temmuz 1956'da Manisa Dağcılık Kulübü'nden 8 kişilik bir sporcu kafilesi Karadeniz'e, Ilgaz Dağları'na gitti.

Teknik Üniversite son sınıf öğrencisi, kulübün sporcu üyelerinden Engin Kongar, Manisa'nın kurtuluş günü 8 Eylül 1956 tarihinde, Aladağlar'ın batı yüzünden 3726 metre yüksekliğindeki Demirkazık zirvesine tırmanmayı, Türk Dağcılığına ve Manisa'ya bir zafer hediye etmeyi düşündü. 21 yaşında, ömrünün baharında kayalardan düşerek şehit oldu.

Rahmetli Engin Kongar, Türkiye'nin ilk dağcı şehidiydi.

Manisalı dağcılar, dağda şehit düşen arkadaşlarını unutmadı. Manisa'da yapılan görkemli bir anıtın taşları Toros Dağları'nın eteğine götürüldü. Demirkazık Dağı'nın eteklerinde bulunan Çukurbağ Köyü'nün karşısındaki tepeye görkemli bir anıt inşa edildi.

Anıtın inşaatında Cenap Görgün, Haydar Aksakal, Halil Erdoğan, Öner Arıcı ve Sadık Karaöz bir ay çalıştı. Açılış töreni, 26 Temmuz 1959 günü gerçekleşti.

Törene Kongar ailesi, Niğdeli sporcular, köylüler, dağcılar, Manisa'dan gelen dağcılar; Halit Öğüt, Yıldız Öğüt, Erdoğan Karaöz ve Manisa Tarzanı da katıldı. 27 Temmuz 1959 günü, Kongar anısına Demirkazık ve Kızıltepe zirvelerine çıkıldı.

1957 yılının Ağustos ayında, Manisa Tarzan'ı dağcılarla Hakkari İli sınırları içinde bulunan 4170 metre yüksekliğindeki Reşko zirvesine zor bir tırmanış gerçekleştirdi.

Manisalı dağcılar yaz ve kış aylarında Eğridir Dağ Komando okulunda açılan kurslara katıldı.

Dağcılar 16 Ağustos 1963 günü Ağrı Dağı'nın Zirvesi'nde İstiklal Marşımızı söyledi, 5165 metreye Türk bayrağını diktiler. Manisalı Yıldız Değirmencioğlu, Ağrı Dağı'na çıkan ilk bayan dağcı oldu. Dağcılık grubunda, M.Ertuğrul Dayıoğlu, Yıldız Değirmencioğlu, İlkin Saygıner, Haydar Aksakal, İsmet Ülkeli, Rabbani Tümen ve Çetin Dayıoğlu vardı.

Dağcılık Federasyonu tarafından Yıldız'ın adı, Reşko buzullarına verildi.

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK diyor ki: “Müspet bilimlerin temellerine dayanan, güzel sanatları seven, fikir terbiyesinde olduğu kadar beden terbiyesinde de kabiliyeti artmış ve yükselmiş olan erdemli, kuvvetli bir nesil yetiştirmek ana siyasetimizin açık delilidir.”

“Her ulus çocuklarının sıhhatli ve gürbüz olmaları için yaşadıkları bölgenin sıhhi şartlarını temin etmek, devlet halinde bulunan siyasi teşekküllerin en birinci ödevidir…”

“Ben sporcunun çevik ve namuslusunu severim. Spor ahlaktır.

Türk gençliği, sağlıklı yetişip spor yaparsa ulusumuzun geleceği güvence altındadır. Türk sosyal bünyesinde spor düzenlemekle vazifeli olanlar, Türk çocuklarının spor hayatını yüceltmeyi düşünürken sadece gösteriş için herhangi bir yarışmada kazanmak azmiyle spor yaptırmazlar. Esas olan bütün yaştaki Türkler için beden eğitimi ve terbiyesini sağlamaktır.”

“Sporda başarılı olmak için bütün milletçe sporun niteliği ve değeri anlaşılmış olmak ve ona kalpten sevgiyle bağlanmak ve onu vatani görev saymak gerekir.

Ben Türk gençliğinin spor yaparak güçlü olmasını isterim. Dünya spor hayatı ve spor dünyası çok mühimdir.”