1921 YILINDA İNCİRALTIN'DA “SAVAŞA HAYIR” DİYENLERE SELAM OLSUN… * Kemal Kocabaş

9 Ocak 2015

Arkadaşım Tuğrul Keskin, 1961 Iğdır doğumlu, Köyceğizli hemşehrim Sevgili Doç. Dr. Hatice Keskin'in şair eşi. Balçova Kültür Müdürlüğünü başarıyla ve etkin bir şekilde yapıyor. Yaklaşık on yıldan beri Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği (YKKED) ile Balçova Belediyesi'nin ortaklaştığı Köy Enstitüleri ve Aydınlanma Onur Ödülü imecesinde başkan Sayın Çalkaya ile birlikte omuz omuza etkinliklere imza attığımız bir dost, arkadaş, aydın ve kültür sanat insanı… 1980 yılından beri şiir yazıyor, 1985'ten bu yana 13 şiir kitabı yayınlayan Keskin'in basılan son kitabı, Anadolu'nun işgali yıllarında geçen gerçek bir barış ve dostluk hikâyesini şiirleştiriyor. Çok sayıda ödülü olan üretken, araştırmacı bir şair olan Keskin, uzun yıllar “Salihli Şiir İkindileri” yönetmenliği yaparak şiirin halk katmanlarıyla, gençlerle buluşmasına büyük emekler verdi.

Sevgili Tuğrul Keskin ile birlikte üç yıl önce Aliağa Barış ve Emek şenliklerinde beraberdik… Tuğrul, Aliağa amfi tiyatroda yaptığı konuşmada 1921 yılında İnciraltı'nda İzmir'e işgal için gelen Yunan askerleri arasında bulunan 200 sosyalist askerin bu savaşa karşı çıkmaları ve bu nedenle kurşuna dizilmelerine ilişkin bilgilere ulaştığını ve bu konuda çalıştığını, şiirler yazdığını söyleyerek çalışmalara yönelik ilk bilgileri aktarmıştı… Daha sonra 2014 Mayıs ayında Keskin ailesi ile birlikte Ardahan'da yapılan Dursun Akçam Kültür ve Sanat Günleri'nde, konuşmacı olarak Ardahan'daydık. 1921 yılına dair yaşanmış bir sürece ilişkin barışçıl Tuğrul Keskin şiirleri ortaya çıkmıştı ve dinlemeye başlamıştık.

Aralık 2014, Sevgili Tuğrul telefondaydı. Muğlalı sevgili eşinin yarattığı sevimli motivasyonla “Kemal Abi, kitap çıktı, Yakın Kitabevinde yarın imzam var, güveyinizi yalnız bırakmayın gari” diyordu. “Zito Epanastasis” (Yaşasın İsyan) adını taşıyan şiir kitabı Everest yayınlarından çıkmıştı. Bir sağlık problemi nedeniyle il dışında olmam nedeniyle imzaya gidemedim ama YKKED çiçeği imzadaydı. Ve sonra kargodan “Ağabeyim, arkadaşım, yoldaşım Kemal Kocabaş'a her zaman sevgi ve güvenle” diyerek imzalanan ve sürecine tanık olduğum emek ürünü şiir kitabı masamdaydı.

Bu anlamlı şiir kitabının üretilme imecesinin en önemli tanığı Doç. Dr. Hatice Keskin, “Bu kitabın oluşma sürecinin birincil tanığı benim diye düşünüyorum. 1 Mayıs günüydü ve İzmir Nazım'da Burhan Aksakal'la karşılaştık ve bize 'Barışın Sesi' adlı kitabından bahsetti ve bir de kitap hediye etti. Tuğrul bu kitabı sözcük sözcük okuyup benimle paylaştı. Ve Tuğrul'un bu olaydan ne denli etkilendiğini ben biliyorum. Bu şiirlerin nasıl yazıldığına ve ne derin ve gerçek duygulanımla yazıldığına ben tanığım” diyerek eşinin kitabı oluşturma sürecini bize aktarıyor. Şair Tuğrul Keskin de değişik kaynaklara yaptığı açıklamalarda bu şiir kitabını yazarken Yunanistan Komünist Partisi'nin olayı doğrulaması olmak üzere, Burhan Aksakal'ın “Barışın Sesi”, Yunan tarihçi Petro Petrotas'ın “Küçük Asya Macerası”, Kemal Anadol'un Türk Genel Kurmay Arşivini kullandığı “Büyük Ayrılık”, Yaşar Aksoy'un “Kate Polemos” adlı tarihsel kaynaklarını referans aldığını belirtiyor. Tuğrul Keskin, bu şiir kitabıyla evrensel barışa çok değerli bir katkı sunuyor.

Geçen haftalarda sevgili Tuğrul yine telefondaydı. 4 Ocak 2014 Pazar günü Saat 13'te İnciraltı'nda Barış Manço köprüsü üzerinde sembolik bir tören düzenleyerek denize karanfiller atarak 1921 yılının bu soylu barışsever insanlarının selamlanacağını söyleyerek etkinliğe davet etti. 4 Ocak 2014 İzmir'in en soğuk günlerinden biriydi ve köprü de İnciraltı meydanına yaklaşık üç kilometre ötedeydi. Tüm bu soğuk hava koşullarına rağmen 400 arkadaş-dost oradaydı. Tuğrul Keskin, İzmir'in işgali sırasında, savaşmayı kabul etmedikleri için üstleri tarafından 1 Ocak 1921 tarihinde İnciraltı'nda kurşuna dizilen askerlere ithaf ettiği “Yaşasın İsyan” adlı kitabından şiirler okudu, Anadolu ve dünyaya barış ve kardeşlik getirmek için uğraşan bu güzel 200 adamı anmanın önemini; “Onlar, 'Kardeşime kurşun sıkmam' dedikleri için öldürülen askerler, iki ülke arasındaki kardeşliğin defne dalıdır… Buradaki temel sorun bir tarihin, mazlumların tarihin karanlık raflarda kalmasından duyduğum üzüntü. Çünkü mazlumların kanı, ne yazık ki tarihin karanlık sahnelerinde yok olup gidiyor, ben bu kitapla unutulan bu kanı hatırlatmak istedim. Dünya yeniden tarihin karanlık çağlarına doğru hareket ediyor. İnsanlık tarihindeki bunun gibi benzersiz vakaları, erdemi, vicdanı yeniden aktarabilir ve bunun öncelenmesini sağlayabiliriz… Bütün bunların son bulmasını arzulayarak, insanı kendi barışçıl dünyasına geri çağırmak istiyorum… İstedim ki dünya yeniden karanlık bir dönemden geçerken, bu 200 güzel sosyalist insanın dünyaya bıraktığı barış ve isyan çığlığı karşılık bulsun ve bu karanlıktan bir an önce kurtulsun, bu mücadele azmine bir katkı olsun… 1. Dünya Savaşı'nda dünyanın her yerinde komünistler ve komünist partileri savaşa karşı ciddi tavır aldılar. Bu nedenle dünyanın her yerinde yüzlerce, binlerce güzel insanlar katledildi, işkenceye maruz kaldı, yargılandı, zindanlara atıldı” ifadeleriyle 1921 yılının bu güzel vicdanlı insanlarını selamladı. Dondurucu soğuğa rağmen kardeşlik duygularının tüm katılımcıların içlerini ısıttığı yüz ifadelerinden anlaşılıyordu.

Etkinlik sonrası Sahilevleri Taka'da kadehler barışa ve insanlığın ortak vicdanına kalkıyordu…