Yeni Yıla Girerken Gündemden Çeşitlemeler? * Kemal Kocabaş

??İnanın, güzel günler göreceğiz çocuklar/Güneşli günler göreceğiz/Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar/Işıklı maviliklere süreceğiz/Çocuklar inanın, inanın çocuklar/Güzel günler göreceğiz güneşli günler/
Motorları maviliklere süreceğiz? Nazım HİKMET
31 Aralık 2011 Cumartesi akşamı yeni bir yıla gireceğiz. Tüketilen bir yılın ardından yeni umutlarla, güzel ve güneşli günlere yönelik beklentilerle 2012?ye ?merhaba? diyeceğiz. ?Yeni? her daim ?Eski? kelimesinin karşıtıdır. Eski, geride kalandır? Yeni ise bir umudun adıdır. O nedenle daima ilerici bir algı üretir beyinlerimizde. ?Yeni Yıl?, bu anlamıyla yeni bir umudun yeşermesini, iyiden, güzelden, insandan, hukuktan, adaletten, sevgiden, barıştan yana beklentilerimizi dillendirmemizi, bunları ortaklaştırmamızı sağlayan dilek ve duygu çoğalmasının merkezinin adıdır.
XXX
2012 yılına girerken Aralık ayı ülke gündemi yoğun ve tatsızdı. En tatsız olay TBMM?de yaşandı. Bir gece yarısı TBMM?de çoğu konuda anlaşamayan, yan yana gelemeyen dört siyasal partinin bir araya gelip mevcut milletvekili ve emekli milletvekillerinin maaşlarına zam yapmaları vicdanları yaraladı ve zedeledi? TUİK-2010 verilerine göre nüfusun %17?sinin yoksulluk riski altında yaşadığı, en yoksul %20?lik dilimin ulusal bütçeden %5.8 pay aldığı, en zengin %20?lik dilimin ulusal bütçeden %46.4 pay aldığı, yani gelir dağılımındaki eşitsizliğin yoğun yaşandığı bir ülkede halkın meclisi bir anda toplumun çok gerisine düşüverdi ve saygınlığını büyük oranda zedeledi. Bazı milletvekillerinin açıklamaları da olayı daha farklı noktalara taşıdı. Bir sayın milletvekili diyor ki ?Her gittiğim düğün, sünnet töreninde şu kadar altın takıyorum, şu kadar ziyaretçiye yemek yediriyorum, şu kadar yere çiçek gönderiyorum vb.? Bu açıklamalardan sonra nasıl bir milletvekilliği?, nasıl bir siyaset? tartışması mutlaka yapılmalıdır. Bir milletvekili düşünsel birikimiyle halkın yararına projeler üretmek, halkın sesi olmak için mi seçilmeli? Yoksa düğünlerde, sünnetlerde takılar takan, çiçekler gönderen, popülizmi öne çıkaran tavır ve davranışlardaki yetkinliği için mi seçilmeli? Kanımca siyaset kurumunun güçlenememesi nedenleri arasında bu soruların yanıtları vardır? Kamu görevlilerine %3-4 arasında komik maaş artışları yapılırken milletvekillerine ve emeklilerine ve de gece yarısı yapılan bu zam etik olmamıştır?İyi durmamaktadır?XXX
Milletvekili maaş zamlarında en çok konuşulan parti yine CHP oldu. CHP, sol bir parti olarak açık ve net bir tavır geliştiremediği, düşünsel bütünlük sergileyemediği için maaş zammı günahı CHP?ye yıkıldı? CHP?de sadece maaş zammı değil her konuda kafa karışıklığı ve kaotizm devam ediyor. Son kamuoyu yoklamalarında %19?lara düşen oy oranı önemli bir ipucudur. CHP; artık açık ve net bir şekilde Kemalist-Sol bir parti olup olmadığını netleştirmelidir. Ürkek, çekingen tavrını bırakıp her konuda topluma güven veren, görüşlerini açık bir şekilde ifade eden bir parti olmanın yollarını üretmelidir. Yeni yılda diri, açık ve net bir ana muhalefet partisinin varlığı ülkenin demokratik gelişimi için yaşamsal önemdedir.
XXX
Aralık ayının ikinci peryodunda Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan bir atama medyada çok tartışıldı, hala da tartışılmaya devam ediyor. Cumhurbaşkanı, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu üyeliğine ilginç görüşleriyle kamuoyunun yakından tanıdığı Prof.Dr. Mümtaz'er Türköne?yi atamıştı. Türköne, milliyetçi siyasal bir çizgiden önce orta sağa ve sonra da muhafazakar-liberal bir çizgiye yol alan bir akademisyen? Türköne, bulunduğu her platformda Atatürkçülüğün ?darbecilik ve gericilikle? eş anlamlı olduğunu ifade ediyordu. Bu atama, bu kurulun artık anlamını ve işlevini yitirdiğinin de bir göstergesi? Galiba Cumhurbaşkanı adı Atatürk olan bir kuruma karşıtını atayarak yok etmek istiyordu. Bu tıpkı alkolle mücadele derneğine bir alkoliğin atanması gibi absürd bir kamu tasarrufudur.
XXX
2011?in son günlerinde Fransa tartışması gündemimizde epeyce yer aldı. 1789 Fransız Aydınlanma Devrimi ?Eşitlik-Özgürlük-Kardeşlik? idealleriyle yeni bir çağın kapısını açmıştı. Fransız devrimcileri sorgulamayı, aklın üstünlüğünü öne çıkararak ortaçağ kalıntısı siyasal anlayışları yok etmişlerdi. Yıl 2011; Fransız parlamentosu şimdi evrensel dünya zenginliğine armağan ettikleri ?Aydınlanma, Özgür İnsan? felsefesini kurşunluyorlardı. Mutlak doğru hiçbir zaman yoktur. İnsanoğlunun ve toplumların evrimi, dönüşümü düşünce özgürlüğü üzerinde gelişerek günümüze taşınmıştır. 1915 yılında karşılıklı olarak acılar yaşandığı bir gerçektir. Bu olayları tarih biliminin nesnelliği ile araştırıp toplumlara sunmak varken ?hayır-farklı düşünüyorum? diyebilmeyi yasaklamak ve sorgulamaya engel olmak Fransız Devrimcilerinin mirasını günlük politik çıkarlar adına ayaklar altına almaktır. Aydınlanma düşüncesine ihanettir.
Tüm bu olumsuz tartışmalara rağmen hayat akıyor ve bir suda ikinci kez yıkanılmıyor. Hayatın diyalektik akışı insanın özgürleşmesi, demokratik hukuk devletinin ve evrensel barışın sağlanmasına dair umutları yeşertiyor. Eşitlik ve adalet duygularının hayata geçtiği aydınlık bir yeni yıl diliyorum.