Sorular Sorular… * Ülgen Zeki Ok

Anlamakta güçlük çekiyorum olanları? Sondan başlayayım.
26. Genel Kurmay Başkanı ?terörist? olma suçlamasıyla tutuklandı? Bu durumda o kişinin yıllarca yönettiği Türk Silahlı Kuvvetleri ?terör örgütü? mü oluyor? Bu kişiyi o makama seçerek atayan ve yıllarca birlikte çalışan AKP hükümeti bu durumda terör örgütüyle en azından ?işbirliği? yapmış olmuyor mu?
Ya o dönemde yaşamlarını kaybeden şehitlerimiz? ?Terör örgütü?ne hizmet ederken mi öldüler?
Yapılan suçlamalarda yeni bir şey gözükmüyor. Olayın zamanlamasının 35 kişinin terörist sanılarak öldürülmesi nedeniyle oluşan yoğun gündemle çakışması bir rastlantı mı?
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül konuyla ilgili olarak demiş ki: ?Hukuk düzeni içinde bir yargılama sürecine şahit oluyoruz. Herkesin hukuk sistemi içinde sorumluluğu vardır. Dolayısıyla herkes hukuk karşısında eşittir?.
Sincan 1. Ağır Ceza Hakimi Osman Kaçmaz, 2009 Mayıs?ında kendisi hakkında ?Kayıp Trilyon Davası? ile ilgili olarak ?Yargılanmalıdır? kararı verdiğinde; Cumhurbaşkanı Gül aynı sözleri sarf etmek yerine, neden ?Sanığı olmadığım davadan dolayı bazı çevrelerce şüpheli gibi gösterilmeye çalışılmam iyi niyetle bağdaşmaz? demiştir? ?Herkes hukuk karşısında eşit? olduğuna göre o yargılama ?hukuk düzeni? içinde değil miydi?
Cumhurbaşkanı konuşurken, önceden ?Ergenekon?un savcısıyım? diyen Başbakan?ın konuşmaması ne anlama geliyor?
Saralım geriye?
10 Kasım tarihli Zaman Gazetesi?nde ?Atatürkçülüğün bir tür; cehaleti, kifayetsizliği, ilme ve fikre uzaklığı ve bağnazlığı gizlemek için icat edilmiş bir maske olduğunu uzun yıllar boyu tecrübe ederek öğrendim.? diye yazan Mümtaz?er Türköne?yi Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yönetim Kurulu?na atayan Cumhurbaşkanı Gül Türköne?nin istifasını istemiş midir? İstemişse hangi sözleri nedeniyle istemiştir? ?Atatürkçü olmayı hakaret sayarım?, ?Elbette Atatürkçü değilim, çünkü benim aklım fikrim var.? veya ? Atatürkçülük, 27 Mayıs 1960?tan sonra icat edilmiş bir darbe ideolojisidir? gibi sözleri nedeniyle ise bunların önceden yazdıklarından farkı nedir?
Başbakan Erdoğan?ın ?bilip bilmeden yazan cambaz köşe yazarı? olarak nitelendirdiği Mehmet Baransu, verdiği yanıtta ?Ben eli silahlı olandan korkmadım, Kasımpaşalı?dan mı korkacağım?; ?Sayın Başbakan iki cambaz bir ipte oynamaz? ve ?Bu ülke cambazın kim olduğunu da öğrenecek. Cambazları da. Sayın Başbakan siz de çok iyi bildiklerinizi öğreneceksiniz? derken gücünü nereden alıyordu? Başbakanın ?çok iyi bildikleri? nelerdi? Başbakan?ın buna yanıtı neden cılız kaldı? Neden İsrail Cumhurbaşkanı Peres?e verdiği gibi ?Van minüts? tarzı bir yanıt veremedi?
Yine yorum yok?
Bir soru daha? Bu sorular neden pek fazla dillendirilmiyor? Aşağıdaki ?Haftanın Sözü? nedeniyle mi yoksa?

Haftanın Sözü: Düşünen kafalara zararlı fikirler üşüşür; büyükler her şeyi bizden iyi düşünür. Anonim

Sorular Sorular… * Ülgen Zeki Ok

Sorular, sorular?
Aralık 25th, 2011
Aklımızda her zaman türlü sorular taşır; bazılarının çok merak ederiz, yanıtlarını? Kafamdaki soruların sayısı hiçbir zaman bu dönemdeki kadar fazla olmamıştı; ne okusam sorular hücum ediyor beynime?
Anayasayı okuyorum, örneğin; gözüme 10. madde takılıyor? ?Herkes? ?kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.?
Geçtiğimiz günlerde Başbakan Erdoğan bir cerrahi operasyon geçirdi, kendisine acil şifalar dilerim. Ancak, operasyonu gerçekleştiren hekim 26 Ağustos 2011 tarihli kanun hükmünde kararname nedeniyle üniversiteden ayrılmıştı ve hukuken üniversitede cerrahi operasyon yapması ?suç?tu. Bu hekim hakkında herhangi bir soruşturma açılmadığına göre, aynı pozisyondaki hekimler, aynı şeyi yaparlarsa bu ?suç ?sayılır mı?
Yeni anayasada, ?Herkes? ? kanun önünde eşittir? bölümünün ardından, ?Başbakanlar daha eşittir? gibi bir ifade yazılması düşünülüyor mu?
Başbakan Erdoğan?ın hastalığı konusunda başka sorular da geliyor akla? Ameliyatı yapan hekim neden yapılan girişimle ilgili açıklama yapmadı? Patolojik inceleme sonucu açıklandığı gibi ?iyi huylu bir tümör (polip)? şeklindeyse, bu rapor neden gösterilmiyor? Bu durum fısıltı gazeteleri ile yurt dışındaki bazı internet sitelerinde yer alan ve başbakanın hangi evredeki hangi tür kanser olduğuna ilişkin ayrıntılı haberlere çanak tutmuyor mu?
27 Temmuz 2003?te Gaziantep?te ?iğne yapmaktan aciz? olarak nitelendirdiği doktorlar için ?Delik deşik eder sizi, hala damarı bulamaz. Ama bir hemşireye hemen verirsiniz, bakarsınız ki bir girişte hemen damara girer.? diyen Başbakan Erdoğan aynı düşüncelerini koruyor mu?
Anayasaya devam? Geldim 42. maddeye? ?Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz? ?Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz? ?İlköğretim kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır.?
Neresinden başlayım? Anayasal hak olan ?parasız eğitim?den ?yoksun? kalınmasın diye pankart açan gençlerin 19 ay tutuklu olarak hapis yatmasından mı? Yoksa bir bakanın gözüne yumurta atarak morartan öğrencilerin serbest bırakılmasından mı? Bu durumda anayasal bir hakkı pankart açarak istemek ?suç?, bir bakana yumurta atarak gözünü morartmak ?serbest? mi oluyor?
Eğitim ve öğretim ?Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda? ve ? çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre? yapılıyor mu? Örneğin İmam Hatip Liselerinde?
Yıllardır ?İlköğretim kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunlu? olduğu halde Doğu ve Güneydoğu?daki doğurganlık çağındaki kadınların yüzde 40?ı neden okuma yazma bilmiyor?
Var olan anayasaya rağmen, bunlar yaşanabiliyorsa, ?Sivil? markası ile yutturulması düşünülen yeni ?hap?ın yan etkileri neler olabilir?
Of, yeter! Kapadım ?Anayasa?yı?
Bertrand Russell bir röportajında ?İnsan yaşadığı dönemin hoşgörür olduğunu nasıl bilir?? sorusunu ?Özgür kurumlardan anlarsınız. Basın özgürlüğü olur, düşünce özgürlüğü olur, propaganda özgürlüğü olur.? diye yanıtlamış. Buna göre şu dönemde Türkiye?de ?hoşgörürlük? ne durumda?
Yoksa ?hukukçu? olmadığım için mi anlamakta zorlanıyorum olanları?
Ve son iki soru (ilki ulemaya):
Adalet?in bittiği yerde ?ilahi adalet? devreye girer mi?
Her şeyi ?tek adam?a endeksleyen AKP, kendi kazdığı çukura kendi mi düşüyor?

Haftanın sözü: ?Bilim insanı doğru yanıtları veren değil, doğru soruları sorandır.? Claude Levi-Strauss