Tarihten Ders Alınsaydı

ATATÜRK ve Türk tarihi konularında birçok kitap yazan 83 yaşındaki İstanbul doğumlu İngiliz Andrew Mango, liberallerin Atatürk‘ün demokrat olmadığı yönünde yaptıkları eleştirileri tamamen yanlış ve çağ dışı bulduğunu açıklamış. Mango ayrıca Türkiye’nin Iraklı Kürtler ve Araplarla ilişki kurarken, bir tarafla dost olabilmek için diğer tarafla kavgalı olmasının gerekmediğini; geçmişte Türk-Ermeni birlikteliğini savunmaları gereken Avrupa ve Batılıların bunu yapmadıklarını, sonuçta Ermenilerin hazin halinin ortada olduğunu anımsatmış.
İki yıl önce Bodrum’daki Uluslararası katılımlı bir toplantıda konuşmasının ardından kendisine sorduğum, “Avrupa Birliği’nin bazı yetkilileri, bize hedef olarak çağdaş uygarlık düzeyini gösteren Atatürk’ten neden vazgeçmemizi istiyorlar?” sorusunu Mango, “Bunu isteyenler uygar değil de ondan” diye yanıtlamıştı. Bir kez daha “Bravo” Mango’ya…
* * *
Günümüz koşullarını anlayabilmek için Atatürk‘ün 6 Mart 1922’de TBMM’deki gizli oturumda söylediği bazı cümleleri anımsamakta yarar var:
“Avrupa’nın önemli devletlerinin bir kısmı Türkiye’nin gerilemesi ile kurulmuşlardır. Türkiye’nin ortadan kaldırılmasında çıkarı olanlar birleşmişlerdir. Avrupalılar Türkiye’yi düzeltme, uygarlaştırma gibi bir kısım bahanelerle içişlerine girip, söz geçirmişlerdir. Bunun etkisi altında kalan milletin, özellikle yüksek makamlardaki devlet görevlilerinin, düşünme yetenekleri bozulmuştur. … Türk halkının nasılsa başına geçmiş olan bir kısım insanlar, galip düşmanlar karşısında Türkiye’yi etkisiz ve çekingen bir halde tutmuşlardır.”
Oturumda Atatürk ülkenin savunmasında iki cephe tarif eder:
“İç cephe, bütün halkın aynı düşünce ve inançla birlikte kurdukları cephedir. Dış cephe ise, ordumuzun düşman karşısındaki cephesidir. Dıştaki cephenin sarsılması, bozulması, çözülmesi, yenilmesi bir milleti, bir yurdu mahvedemez. Asıl önemli olan, yurdu temelinden yıkan ve halkını tutsak eden, iç cephenin düşmesidir.”
* * *
Sözlerini şöyle sürdürür Atatürk:
“Üzülerek söylüyorum ki düşmanlarımız hiçbir özveriden sakınmıyorlar. Tek amaçları ulusal girişimlerimizi ve iç cepheyi yıkmaktır. Önemli olduğu için söylemeliyim ki, Güneydoğu cephemizde bir Kürdistan olayı ortaya çıkarıp, oradaki suçsuz halkın kafasını karıştırıp, genel birliği bozmak için her türlü girişimde bulunmuşlardır.”
Olayların tekrarından oluşan tarihten ders alınsa, tarih tekrar eder miydi?