Makam Heveslileri İşe Nasıl Başlar

Birçok insan heves duyar makamlara… Heveslilerin çoğu bunu kendilerinin veya küçük gruplarının çıkarları için arzularken, topluma daha iyi hizmet amacı güdenler ne yazık ki azınlıkta…
Makama ulaştıktan sonra insanların kendi küçük gruplarını mı, yoksa toplumu mu düşündüğünü ayırt etmek kolay. Toplum çıkarını gözetenlerde önemli bir değişim gözlenmezken, çıkar peşinde koşanlar hızla değişiverir. Sadece söylemlerinde değil, mal varlıklarında da değişiklikler gözlenir.
Toplumun çıkarını düşünen yönetici sadakate değil, liyakate önem verir; yani dürüst, çalışkan, deneyimli ve yetenekli insanlarla çalışmayı tercih eder. Bir taraftan toplumsal barışın önünü açar; diğer taraftan ortaya çıkacak başarıda en büyük pay sahibi olmayı garantiler. Böyle yöneticiler gerçeği söyleyenleri, hatta kendilerini eleştirenleri dalkavuklara yeğler; çünkü koltuktan kalktıktan sonra söylenenlerin önemli olduğunu bilir.
* * *
Sadece kendi grubunu düşünenlerse; ilk iş olarak geçmişte yararlı hizmetleri bulunanları görevden alıp, yerlerine bilgi ve birikimlerine bakmaksızın kendi küçük gruplarından birilerini yerleştirir.
Üst makamlara hevesli insanların toplumun çıkarlarını mı; yoksa kendi çıkarlarını mı gözeteceklerini, koltuğa oturmadan önce anlayabilmek için geçmişte yaptıklarına bakmak yeterli olur. Toplum çıkarlarını gözetenlerin özgeçmişleri farklı makamlarda gerçekleştirilmiş çok sayıda başarıyla doludur; önceki koltuklarından kalktıklarında mal varlıklarında veya yaşam biçimlerinde önemli bir değişiklik olmamıştır. Gösterişi sevmeyen böyle insanlar, aslında çok da hevesli değillerdir, üst makamlara…
Dürüst, deneyimli, birikimli ve çalışkan insanların bir arada çalışmasına çok gereksinimi var Türkiye’nin…
(Prof. Dr. Ülgen Zeki Ok’un kaleminden, okulgen@superonline.com)