Mu Kıtası ve Unutulan Bir Medeniyet * Haydar Aksakal

03.11.2014 / 00:00

Binlerce yıl önce yaşadıkları dünyaya hükmeden, vatan saydıkları topraklarda yerleşim yerleri, kentler ve medeniyetler kuran uygarlıkların çoğu tarihin derinliklerinde kaybolmuştur.

Mu kıtası da bunlardan birisidir.

İngiliz araştırmacı Churchward, gizemli Tibet tapınaklarından birisin arşivinde bulduğu yazılı tabletler ve rahiplerden öğrendiği Nağa Maya dili üzerinde on iki yıl çalıştı. Çok eski bir dille yazılmış Naacal tabletleri okuduğunu söyledi.

Söylevlerinde, Büyük Okyanus'ta Asya kıtası büyüklüğünde bir kıta olduğunu anlattı… Daha sonraki yıllarda Arkeolog Dr. William Niven'in Meksika'da ortaya çıkardığı yazıtlar üzerinde çalıştı. 1921-1923 yıllarında Meksika kenti yakınlarında bulunan 2.600 tabletin Naga maya diliyle yazıldığını ve 12.000 yıldan daha eski olduğu söyledi. me aldı.

Bilim adamlarına göre her 25.000 yılda bir denizler kara, karalar deniz olduğu Foton kuşağıyla da bildirilmiştir. Foton kuşağı resmi olmayan kuruluşlar tarafından ortaya atılan güneş sisteminde bulunan bir hayali bir kuşaktır.

Japon dalgıçların Pasifik Okyanusu'nda Yonaguni açıklarında, deniz dibinde keşfettikleri devasa piramit görüntüleri karşısında bilim dünyası şaşkındı…

1986 yılında Japonya-Okinava Adası yakınlarında, Yonaguni açıklarında denizin metrelerce altında, derinliklere doğru alçalan düzgün basamaklar, simetrik ve insan yapısı izlenimi veren yapı, deniz altında kalan basamaklı bir piramide aitti.

Kalıntılar, 10.000 yıl önce sulara gömülmüş, bilinmeyen dönemden kalan batık bir uygarlığı gösteriyordu. Bu gizemli yapının sırrı çözülmedi, Yonaguni, arkeolog ve jeologların ilgi odağı olmaya devam etti..

Boston Üniversitesi'nden Robert Schoch ve John Anthony West, Yonaguni kalıntıların en az 10.000 yıllık ve insan yapısı olduğunu söylediler.

Bilim çevrelerine göre Mu ve Atlantis bir efsane. Levha teknolojisine göre Büyük Okyanus'ta Mu kıtasını kanıtlayacak herhangi bir silisyum/alüminyum kayaya ve bulguya rastlanmamıştır.

İlk kez James Churchward tarafından ortaya atılan, Pasifik Okyanus'unda bir kıtanın var olduğu iddiasında, ortaya koyduğu çeşitli belge ve bulgular arkeologlar arasında yaygınlık kazanmadı.

Çin topraklarına ve çevre adalara kaçanların geride bıraktıkları kitabelerde; “Kıtamız battı, biz de buraya kaçtık” yazısı okunmuş, kaya yazıtlarının C14 karbon testiyle 14 bin yıllık olduğu tespit edilmiştir.

Türklerin de Mu kıtasından geldiği söylentileri ve kökenlerinin Mu'ya uzandığı konusu Atatürk'ün isteğiyle bir ekip tarafından araştırılmıştır.

Churchward, Mu uygarlığı hakkında bilgi toplamak için 20'den fazla ülkede, 50 yıl boyunca araştırma ve inceleme yaptı.

Mu uygarlığı hakkında görüşlerinden kısa notlar.

ÿ İlk insan Mu kıtasında ortaya çıkmıştır.
ÿ Mu kıtsı üç kara parçasından oluşuyordu.
ÿ 12.000 yıl önce 64 milyon olan nüfusuyla sulara gömüldü.
ÿ Tek tanrılı bir dine 70.000 yıldan beri inanıyorlardı.
ÿ Sembolizme dayalı dinsel bir öğretileri ve Naakallar adı verilen rahipleri vardı.
ÿ En büyük kolonileri Uygur İmparatorluğuydu.
ÿ Ruhsal gelişim için Tanrı'nın tek oluşuna ve yeniden dirilişe inanıyorlardı.
ÿ Atlantis uygarlığı içindeki insanlar da tek tanrılı dine inanıyorlardı.
ÿ “Ra” sözcüğü güneş anlamına geliyor ve Tanrı'yı simgeliyordu. Ra sözcüğü daha sonra diğer kıtalara ve Atlantis uygarlığıyla Mısır'a taşındı.
ÿ Farklı ırklardan oluşmalarına rağmen, yazı ve konuşma dilleri ortaktı.
Bu iddiaları destekleyecek arkeolojik ve antropolojik bulguların yok olduğu söyleniyor. Uygur İmparatorluğu'nun Mu kıtasının kolonisi olduğu varsayımları ve batışı hakkında söylenenler de kabul görmemiştir.

Mu uygarlığını ortaya çıkarmak için, Churchward'ın incelemeye aldığı farklı yazıtlarda ki bilgiler, Maya el yazması kitaplar (Troano), Cortesianus kodeksi ve diğer bulgular Dünya'nın değişik yerlerindeki müzelerinde sergilenmektedir.

Uygur bölgesinde bulunan 400'e yakın piramit, Çin hükümeti tarafından gizlenmektedir. Beyaz piramitler araştırmaya açılmamıştır.

Meksika'da, Yucatan Uxmal tapınağındaki yazıtlarda:”Geldiğimiz yer olan Batı ülkeleri anısına dikilmiştir” ifadesi olduğu Churchward tarafından ileri sürülmüştür.

Churchward'ın ardından gelen Arkeolog Egisto Roggero, baron D'Espiard de Cologne, Hans S. Santesson da önemli araştırmacılar arasındadır.

Mu kıtası büyük bir doğal afetle karşılaştı. Sağ kalanlar Kuzey ve Güney Amerika'ya, Orta Asya, Mısır ve Anadolu'ya göç etti.

Tahsin Mayapek, 1935 Türkiye'nin Meksika Büyük Elçiliği'ne atandı. Atatürk, Büyük elçiyi Mu kıtası, Mayalar ve Türkler arasındaki ilişkiyi araştırmakla görevlendirdi.

Mayapek'in Ankara'ya gönderdiği ilk 5 rapor kayıp olmasına rağmen diğer raporlara ulaşılmıştır.

Mayapek, Meksika'da Maya kültürünü incelemiş, çok sayıda sözcüğün Türk ve Maya dillerinde ayni olduğunu görmüştür. İki kültür arasında birçok ortak noktayı tespit etmiştir.

Maya el yazması kitaplardan (Troano), Cortesianus kodeksinde bir metin Augustus Plogeon tarafından çevrilmiştir:”Altıncı Kan yılında, Zac ayının 11 Muluc'unda başlayan yer sarsıntısı 13 Chuen'e kadar sürdü. Mu ülkesi kara parçası iki kez kalkıp suya girdi, gece sulara gömülüp gözden kayboldu. Yer altı ateşleriyle sürekli olarak sarsıldı, çeşitli yerleri yeniden yükselip battı. Sonunda parçalandı ve bu kitabın yazılmasından 8.600 yıl önce 64 milyon nüfusuyla sulara gömüldü.” (1)

Kaynakça:

1. MU-Tarih Öncesi Evrensel Uygarlık, Alparslan Sait ve Haluk Egemen
2. Kayıp Kıta Mu, James Churchward, Ege Meta Yayınları, 2002
3. Batık Kıta Mu'nun Çocukları, James Churchward, Ege Meta Yayınları, 2001
4. Mu'nun Kutsal Sembolleri, James Churchward, Ege Meta Yayınları, 1933
5. Mayatepek Raporları Türk Tezi ve Mu Kıtası, Kemal Şenoğlu, 2006
6. Atatürk ve Kayıp Kıta Mu, Sinan Meydan, 2006
7. Atatürk ve Kayıp Kıta Mu 2-Köken, Sinan Meydan, 2008, İnkılap yayınları