Moris Şinasi * Bedriye Aksakal

Dünkü yazımda Bimarhaneden kısa olsa da dilim döndüğünce anlatmaya çalıştım.Bu gün de Moris Şinasi hastanesinin yapılış öyküsünü dile getirmek istiyorum.
Moris Şinasi denilişinin bir öyküsü vardır.
Adını bir Yahudi'den alan hastane 1933 yılında Manisalılara hizmet vermeye başlamıştır.
Hastaneyi yaptıran Musa Eskanazı 1855 yılında Manisa'da dünyaya geldiğinde, ailenin dördüncü çocuğu olarak sırayı almıştır. On dört yaşına geldiğinde ağır bir hastalık geçirir, ailesi onu hastaneye kaldırır. On beş yaşındayken kardeşi Salamon ile yollara düşer. Cebinde de iki mecidiye vardır. Bindiği gemi İskenderiye'ye sığır taşıyordu. Limana iner inmez hamallık yapmaya başladı. Zengin bir Yunanlı olan Garafollo ile tanıştı. Yunanlı tütün tüccarıydı. Musa'nın hamiliğine üstlendi. Otuz yaşına dek onun yanında kalarak iş yaşamını öğrendi.
Bir süre sonra hamisinden 25.000 dolar ödünç alarak Amerika'ya gitti. Musa, Amerika'da Moris Şinasi adını aldı. 1893 yılında patentini aldığı sigarayla uluslararası Chıcago fuarına katıldı.
Şinasi, kardeşini yanına getirterek 1893 yılında Broadway'da küçük bir sıigara fabrikası kurdu. Manisa'dan getirdikleri Yahudi işçileri fabrikasında çalışmaya başladı. Osmanlı'dan getirdiği tütünle, Mısır'dan getirdiği kağıtla sıgaralar( en güzel Mısırlı) adıyla dışarıya satılmaya başlandı.
Musa kardeşler beş altı yıl içersinde milyoner oldular. Evlendiğinde elli yaşındaydı.
Newyork'ta otuz beş odalı malikanesinde yaşadı. Üç kızı oldu.
Moris Şinasi, Amerika'ya göç edip sıkıntı çeken Türklere de yardım etti.
Ölmeden Manisa'da bir hastane yapılması için para vakfetti.
Bu olayı Peyami Sefa da dile getirir:
“Manisa'da bir hastane yapılması için dört yüz bin lira vakfederek ölen Moiz Eskenazi, gençliğinde meteliksiz bir adammış. İzmir ve Manisa hahamhanelerinde iş aramış, fakat okuması ve yazması olmadığı için iş bulamamış. Sonra İzmir'den, Mısır'a gider. Pek nafile bir sermaye ile ufak bir tütün dükkanı açar. Mısır'dan Amerika'ya geçer ve nihayet milyoner olur.”
Moris Şinasi 1929 yılında öldü. On dört yaşında geçirdiği hastalıktan kurtarıldığı Manisa'ya (yukarıda yazdığım gibi) bir hastane yapılmasını vasiyet eder, bir milyon dolarını adına hastane yapımı için bağışlar.
Eşi daha sonra temaslarda bulunur. Bir süre sonra kırk kişilik hastane Manisa'da yapılır. Açılışına hanımı gelir.
İlk baş hekimi Mahmut Necdet Otaman'dır.
Hastane kurulduğunda sebzesini kendileri yetiştirdi. Kümesinde de yumurta üretildi. Baş hekim Otaman keçi, hekim Cafer Soyer horoz ve tavuk besledi.
Başhekime ait makam aracı fayton, ambulans ise at arabasıydı. Aslında yazacak söylenecek çok şey var.
Onu da okurlarıma bırakıyorum…