MESİR'DE YAĞMUR SÜRPRİZİ

Dünya Tiyatrolar Günü Mesir Saçım Töreni arasında kaynadı gitti.
Diyeceksiniz ki Mesir Saçım Töreni olmasaydı şahane mi kutlanacaktı? Sanmam!
Ama yine de ön plana çıkması biraz da olsa söz konusu olacaktı.
Mesir Festivali’nde önceki yıllara göre bir farklılık yoktu. Her şey aynıydı.Uluslararası bir
nitelik yine tam manasıyla görülmüyordu. Hele tam da saçımın yapılacağı anı bekleyen yağ-mur ve dolu düşünüldüğünde bu yılki saçım fiyasko olmaktan zor kurtuldu. Çünkü bu yıl yağ-mur ve dolu elele vermişler “hah saçım yapılıyor, hadi başlayalım” demişlerdi. Cumhurbaşka-nı Mesir Şenliğimize katılmışken, mesiri halka bizzat saçacakken yapılacak şey değildi onla-rınki! Şükür ki kötü şakalarını kısa kestiler de, fiyaskonun eşiğinden döndük. İnsanlarımız da zaten hemen yağmuru mağmuru unutup mesir kapmaya odaklandılar.Bu yılki mesir daha ma-
cunumsu idi ve baharatı biraz fazla gibiydi. Cumhurbaşkanı gelecek diye baharatın ucunu ka-
çırmışlardı sanki ama sonuçta tadı hakikaten de güzeldi.
* * *
Gelelim Dünya Tiyatrolar Günü’ne…
Dünya Tiyatro Günü 1961’dem beri dünya çapında tiyatro grupları tarafından kutlanıyor.
Sahne sanatları bağlamında, dünya çapında bilgi ve uygulama alışverişini arttırmak, gelişim sürecinde sanatsal yaratıcılığın ve üretimin gerekliliği konusunda toplumsal bilinci uyandır-
mak , insanlar arasındaki barış ve dostluğun sağlanması ve artmasını gerçekleştirmek adına karşılıklı anlayışı geliştirmek, UNESCO’nun hedeflerine ulaşmasına katkıda bulunmak” gibi hedefleri, Dünya Tiyatro Günü’nde bir kez daha hatırlatılmaktadır.
Bizde tiyatro da diğer sanat dalları gibi desteksiz. Halk tiyatro sanatının önemini ne yazık ki
henüz kavrayamamış. Tiyatrocu olmak isteyen gençlere ana-babaları artist mi olacaksın derler. Tüm sanat ve kültür alanlarına ilgiyi doğurmak ve geliştirmek Kültür Bakanlığımıza düşen bir görevdir. Sanatta ve kültür alanında ilerlemiş toplumlar her zaman saygın toplumlardır ve kesinlikle ileridirler. Manisa tiyatroya kavuştu. Ama tiyatroya henüz doymadık…
* * *
3 NİSAN-3 NİSAN
Yeni Anayasa taslağına birçok yerden eleştiri geliyor ve eleştiriler de genel olarak bakıldığın-da çok haklı. Kimi yeni Anayasayı “sivil darbe” olarak yorumluyor kimi de “AKP Anayasası”
olarak bakıyor. Şu var ki bu Anayasa yarın referandum için halkın önüne gelebilir. Bu yüzden
Anayasa için ne düşündüğümüzü iyi belirlememiz önemli. Manisa Atatürkçü Düşünce Derneği bu amaçla bir panel düzenliyor ve kafalarda oluşan soru işaretlerine yanıt arıyor. Konuklar da bu alanda yetkin kişiler.Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih KANADOĞLU, Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof Dr.Süheyl BATUM ve Yarsav Eski Başkanı Ömer Faruk EMİNAĞAOĞLU olacaklar. Gerçekten yeni bir Anayasaya ihtiyacımız var mı? Var ise bu hangi şekilde olmalı ve Yeni Anayasa’nın içeriği ne olmalı?Taslaktaki maddeler gerçekten daha sivil ve çağdaş bir Anayasa’yı mı anlatıyor, yoksa başka amaçlara hizmet için mi Anayasa taslağı hazırlanıyor? Oldukça heyecanlı bir panel olacağa benziyor, üç ağır konuk ve ağırlığı olan bir konu; ANAYASAL SORUNLAR VE HUKUK DEVLETİ” Saat 15.00 te Kültür Sitesinde gerçekleşecek bu panel zihinlerimizdeki birçok soruya cevap verebilir. Hafta sonu olması itibariyle katılım daha güçlü olacaktır.Kaçırmayın derim.
* * *
BAKARSAK

Zarif bir hüzündür bembeyaz dolaşan kuğuya bakarsak
Mücevher titreşimleriyle mütereddit bir akşam suya bakarsak
Fazlasıyla ısındı deniz kaynadı kaynayacak
Dipten bir deprem yaklaşıyor suyun üzerindeki buğuya bakarsak
Ne kadar yoksul ve çıplak görünürse görünsün ağaçlar
O kadar yakındır ilkbahar özsuyu yürümüş dallara uğultuyla bakarsak .ATTİLA İLHAN