MANİSA'DA MÜZE KURULACAK * Haydar Aksakal

30.04.2012 / 00:00
Cumhuriyet hükümetleri ve yerel yöneticiler tarafından, seksen dokuz yıldan beri Manisa Kenti'ne bir arkeoloji ve etnografya müzesi kurulmadı. 1935 yılında, devrin Valisi Murat Germen zamanında, Muradiye Camisi'nin külliyesi müze olarak tanzim edildi ve buraya Manisa Müzesi adı verildi.
Eserlerin sergilenmesinde sıkıntı yaşanıyordu. Zamanla çoğalan antik ve mitolojik dönemlere ait eserler, sandıklarda ve çuvallarda korunmaya alındı. Müzede 32.500 mimari eser olduğu söyleniyor. Arkeoloji bölümü yedi yıldır kapalı, müzede sadece 2.000 eser sergileniyor.
İl Kültür Müdürü E. Karaköse, müzenin Arkeoloji Bölümü'nün 7 yıldır yaşanan drenaj sıkıntısı yüzünden halka kapalı olduğunu belirterek, “7 yıldır Arkeoloji bölümünde büyük kapsamlı, Etnografya bölümünde ise küçük çaplı onarım çalışması yapılıyor.
Uzun süren çalışmalarımız şimdi sonuç verdi. Arkeoloji Bölümü'nü 700 bin TL'ye A Proje firması, Etnografya Bölümü'ndeki küçük çaplı yenileme çalışmasını ise 265 bin TL'ye Göçen inşaat şirketi üstlendi. Restorasyon çalışmaları devam eden Etnografya Bölümü tamamlanma aşamasına geldi, çalışmalarının ardından Arkeoloji bölümündeki yenileme çalışmaları başlayacak. Tamamlanan çalışmaların ardından müzemiz modern bir şekilde tam kapasite ile hizmet vermeye başlayacak” dedi. (1)
Bu durum karşısında, turizm şirketleri Manisa Kenti'ne ve müzeye tur düzenlemiyor…
Anadolu'nun her karış toprağında tarih vardır. Manisa, bir açık hava müzesi görünümündedir. Toprağın derinliklerinde kaybolmuş uygarlıkların ve kültürlerin yansıtıldığı yerlerdir müzeler. İnsanlığın tarihsel gelişimini ve kültürünü, yazılı ve görsel belgelerin sistemli bir şekilde bir araya getirildiği tarihsel müzelerden, bilimsel olarak izleyebilirsiniz.
Müzeler sanat ve bilim eserlerinin saklandığı, korunduğu ve sergilendiği yerlerdir.
Yer altı ve yer üstü zenginliklerini korumak müzelerin ve devletin görevidir.
Tarihin eski dönemlerinde yaşamış insanların ürettikleri sanat eserleri, dünyanın kültür mirası olarak bizlere intikal etmiştir. Onların yaşam ve sanat dünyasını bilimsel açıdan incelemek, geçmişe, günümüze ve geleceğe ışık tutmak insanlığın görevidir.
Bir Sümer atasözü vardır; “Madem biliyorsun niye öğretmiyorsun.” Müzeler, gençleri ve gelecek kuşakları aydınlatma görevini de üstlenmiştir.
Bireylerin, geçmiş tarihi daha iyi tanımalarını sağlamak amacıyla Kültür Bakanlığı ve kanunlarla oluşturulmuş kurumlardır. Ülkelerin kültürel değerlerinin oluşmasına katkı sağlar. Müzeye gelen ziyaretçilere, müzedeki eserler hakkında bilgi verilir.
1997'de Avrupa'da yılın müzesi seçilen Anadolu Medeniyetler Müzesi, Ankara Kalesi'nin dış duvarının güney doğu kıyısında, müze olarak düzenlenen iki Osmanlı yapısı Mahmut Paşa Bedesteni ve Kurşunlu Han'da yer alır.
Birçok değişik müze olduğu gibi, kişisel müzeler de vardır. Çeşitlilik, kültürün ve sanatın müzelerdeki yansımasıdır.
il Genel Meclisi'nde, eski Köy Hizmetleri alanı içinde 10 dönümlük bir arazi, müze alanı yapılması için tahsis edildi. Manisa için önemli ve büyük bir karar alındı.
Müze yapımını da Manisalı bir iş adamı yüklenmiştir. Alınan karar, Manisa'nın kültürel ve ekonomik yapısını değiştirecek niteliktedir. Gelecek kuşaklar, alınan bu kararın önemini daha iyi anlayacaklardır. Kentimizde birçok müzenin kuruluşuna tanıklık edeceğiz.
Manisa, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 15 marka kentten biri olarak değerlendiriliyor. Şehzadeler kenti. Magnesia ve Saruhan Kenti'nin asıl yerleşim alanındaki kaleler, surlar, burçlar, hamamlar ve zamanın yokluğuna terk edilen eserler restore edilirse, turizme en büyük destek Manisa Kalesi'nden gelecektir. Manisa'yı yöneten yerel ve resmi yöneticilerin, turizm sanatı ve pazarlanması konusunda bir vizyonu olmalıdır. Manisa'ya yeni bir müze yapılması kararını anlamakta zorluk çeken insanlar, bunun bir dönüm noktası olduğunu öğrenmelidir. Yeni yapılacak müzede; etnografya ve arkeoloji bölümleri olacak. Hediyelik eşya bölümünde, kentin marka değerleri sembolik eşyalar olarak satışa sunulacaktır. Kafeterya bölümünde ise müzeyi gezerken yorulan insanlar, sultan çayını yudumlarken geçmişe doğru yolculuk yapacaktır. Kurulacak müzenin, çok özel bir proje ile çağdaş ve modern bir müze olacağı, 2013 yılı sonuna kadar bitirileceği söyleniyor.
İl Genel Meclisinin aldığı karar, Manisa Tarihine geçmiştir. Manisa Belediyesi de gereken katkıyı sağlamalıdır. Kişilerin birbirine kızıp, bu kentin önünü tıkaması doğru değildir. İnsanlığa hizmet ve iyi işler yapmak en büyük ibadettir, Tanrı tarafından cennetleriyle ödüllendirilecektir.
Manisa Kenti'ni gelecek kuşaklara taşımak ve turizm sektöründe önünü açmak uykusu derin olan kenti uyandıracaktır. Manisa gençliği, kentine hizmet etmenin ve bu sektörde var olmanın gururunu yaşayacaktır. Kentte, başka yerlere taşınması düşünülen kamu kurumlarına ait binaların da müze olarak değerlendirilmesi yapılmalıdır.
Bölgemizde sevindirici olaylar oluyor. Akhisar'da adam gibi adamlar var. Manisa'dan önce oraya bir müze kuruldu. Akhisarlı Manisa İl Genel Meclisi üyesi Kefayettin Öz'ün gayretleri ve uzun soluklu çalışmalarıyla Akhisar Müzesi Mayıs ayında kutlanacak müzeler haftasında açılmış olacak. Manisa Müzesi'nde bulunan, Akhisar Bölgesi'ne ait eserler buraya getirilecek. Akhisar'ın, dünyanın ilk açık hava tapınaklarına, kral mezarlarına, demir çağa, Yortana, Amazonlara ve Atlantis'in sırlarına kadar uzanan gizemli bir tarihi var.
İncil'de bahsedilen 7 yedi kiliseden birisi de Akhisar da bulunmaktadır. Buraya gelenler, Tanrıya Akhisar'dan da seslenmektedir.
Kültür Bakanı Günay, her tarafı tarih kokan ve bir açık hava müzesi görünümünde olan Manisa Bölgesi'ni gezdi: “Türkiye, şu anda dünyanın yedinci sırasında turizmde. Yılda 30 milyonun üzerinde yabancı ziyaretçi geliyor. Bunun sadece 10 milyonu Antalya'ya gidiyor. Hâlbuki Ege Bölgesi'nde Antalya kadar arkeolojik doğal tarihsel zenginliklere ve özelliklere sahiptir. Ege de geçmiş yıllarda turizm başlamıştı ama turizmden beklediğimiz ivmeyi bereketi sağlayamadı. Yeni bir atılımın içindeyiz. Türkiye mademki yedinci sırada ve 30 milyonun üzerinde turist alıyor, büyük kitle yerine daha doğa ile iç içe ve doğanın bereketini damak lezzetini hissedebilecekleri gelen ziyaretçilerin ve böylelikle daha yüksek gelir gruplarının da ülkemize gelmesini sağlayacak yeni bir anlayış gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Bu çerçeve de Didim'den kuzeye doğru Ayvalık'a kadar Çanakkale'ye kadar çıkmak gerekir. Büyük otellerin yerine daha butik daha özellikli yeni yapılanmalar düşünüyoruz ve bu bölgedeki arkeolojik alt yapıyı kültürel alt yapıyı da çoğaltmaya, zenginliği dünyaya sunmaya çalışıyoruz. Akhisar'da bir müze yaptık, Manisa ve İzmir'de yeni birer müze yapma arayışlarımız var. Manisa bölgesinde üç kazı gerçekleştiriyoruz. Sart bölgesine yeni bir çevre düzenlemesi yapma ihtiyacımız var. Kula Türkiye'de sivil mimarlığın çok özel şehirlerinden birisidir. Bakın Safranbolu bu konuda kendisini duyurdu, Safranbolu şuanda dünya kültür mirası içerisindedir. Ben inanıyorum ki Kula'da Safranbolu kadar özelliklere sahip son derece güzel bir yerleşim merkezi ama bu yıllar kadar bu kısımları hiç düşünmemiştik artık son yıllarda özel idare, belediye, milletvekili arkadaşlarımızın gayretleri ile hep beraber Manisa'nın bu zenginliğini ayaklandırmaya çalışıyoruz. Manisa' da bir de termal potansiyel var, biz tüm bunları Turizmin içine katmaya çalışacağız.”
“zeytin ve zeytinyağını görmüşken belirtmek isterim ki çok yakında bu kutsal olan yiyeceğimizi kültür ve turizm açısından tanıtım atağına geçeceğiz” dedi. (2)
Manisa Valisi H.İ.Daşöz, Manisa bölgesinin en büyük avantajlarından birisinin de termal su kaynakları olduğunu söyledi.
Kaynakça: (1) Manisa Haber Gazetesi,
17 Şubat 2011, sayfa: 2
(2) www.akhisarhaber.com