Kula Geleceğin Turizm Kenti * Haydar Aksakal

Kula, coğrafyası ve tarihi ile köklü bir geçmişin izlerini taşıyor. Divlit Yanardağı'nın eteklerinde kurulmuş şirin bir ilçe. Kentteki turizm potansiyelini gördükçe, ülkemin geleceği adına umutlarım artıyor. TÜBİTAK tarafından desteklenen ve C. B. Üniversitesi tarafından yürütülen etkinliklerde ikinci kez Kula ilçesindeydik. Mimarisi, arkeolojisi ve görsel değerleri ile görülmesi gereken yerlerden birisidir Kula. Deniz seviyesinden yüksekliği 645 metre.
İsmi hakkında yapılan etimolojik incelemelerde kesin bir sonuç yok? Antik devirde, Kula civarındaki volkanik bölgeye Katakekaumene (Yanık yöre) ismi verildiği, Amasyalı Coğrafyacı Strabon (İ.Ö. 54 – M.S. 24), Marcus Vitruvius Pollio (M.Ö. I.yy.), Byzantion'lu Stephanos (6?7 yy) ve Eusthatios (12 yy.) isimli antik dönem yazarlarının eserlerinde görülmektedir. Katakakeumene'nin güneyde Kula ve Esenyazı, kuzeyde Gediz Nehri, batıda Menye (Gökçeören) ve doğuda Kollyda (Gölde) ile çevrili olduğu günümüzde ispatlanmıştır.
Roma İmparatoru Gaius Messius Quintus Traianus Decius devrinde (İ.S. 249?251), paganlar tarafından öldürülen lider Pionius, kendini savunurken, Katakakeumene için “Tanrının inançsızlara verdiği bir ceza” yorumunu yapar. “Kâfirler için bir ibret olan, Lidya'nın ateşle kavrulmuş topraklarını görmüyor musun” der.
M.Ö. 17'de Batı Anadolu'da meydana gelen büyük bir depremde volkanik Katakekaumene de yerle bir oldu. Depremin Kula ve civarında açtığı tahribat hakkında hiç bir bilgi yoktur.
M.Ö. 56 yılına tarihlenen mermer kitabe ve kabartmalarda, Kula ve çevresinin önemli bir yerleşim alanı olduğu ortaya çıkmaktadır.
Eski dönemlerde Kula çıvarında kurulmuş olan Maionia (Menye), Mysien ve Lidya arasında bir yerleşim alanıydı? Maionia ve Kollyda isimli kentler, tarihi Kral Yolu üzerindeydi?
Çok sayıda antik köy, Gediz Nehrine yakın yerlerde kurulmuştu (Thesos, Tabala?)
Bizans döneminde adı, Opsikion olarak biliniyordu. Menye'de bir piskoposluk merkezi vardı.
Bizanslı Tarihçi Pachymeres, Kula'nın Türklerle-Bizans arasında sık sık el değiştirdiğini yazar. 1075?1076 yıllarından sonra Türkmen aşiretleri, Kula ve çevresine yayılmışlardır.
Kula, Anadolu Selçuklu Hükümdarı Alâeddin Keykubat zamanında, Türklerin eline geçmiştir.
Kula Germiyan Beyi Süleyman Şah'ın kızı Devlet Hatun, 1381'de Osmanlı Padişahı I. Murat'ın oğlu Yıldırım Beyazıt ile evlendi. Beyliğe ait Kütahya, Tavşanlı, Simav ve Emet Osmanlılara verildi. Süleyman Şah, Kula'ya çekildi, burayı başkent yaptı. Süleyman şahın yaşadığı dönemde, Kula imar edildi, kültürel faaliyetler arttı. Süleyman Şah, 1388'de vefat etti, Kula'da yaptırdığı Gürhane Medresesi'ne defnedildi. Şahın ölümünden sonra kent Osmanlıların idaresine girdi. Timur, 1402 yılında Anadolu beyliklerinin eski topraklarını, sahiplerine iade etti.
Germiyanoğlu Beyi Yakup Bey'in 1428 yılında ölümünden sonra, beylik toprakları tekrar Osmanlıların idaresine geçti. Kula ilçesi, 1896 yılına kadar Kütahya iline bağlı kaldı, bu tarihten sonra Manisa iline bağlanmıştır.
28 Haziran 1920 tarihinde, Kula ilçesi Yunan ordusu tarafından işgal edildi. Dört yıllık işgal acılarından sonra, 4 Eylül 1922'de Türk kuvvetleri tarafından kurtarıldı?
Kula sokaklarında, tahta kepenkli evlerin pencerelerinden dost yüzler görürsünüz. Ahşap ve taş işçiliği, Kula'nın birbirinden güzel evlerini yaşama sunmuştur. Evlerin içi bezemelerle süslenmiştir. Oymacılık sanatı cumbalar ve saçaklarda can bulmuştur. Taş döşeli sokaklardaki evlerin kapılarındaki birçok sembol, canlılığını korumakta, soysa ekonomik yaşantıyı günümüze taşımaktadır. Konutların damları birbirine çok yakındır. Kula evleri, Türk Evi olarak tabir edilen ahşap evlerdir. Tarihi Kula evleri, iki katlı ahşap olup, üst katlar sokağa çıkıntılı ve cumbalı olarak yapılmıştır. Kiremitle örtülü çatılar, süslemeli saçaklarla biter. Pencereleri tahta kepenklidir. Günlük yaşam bahçede ve iç avluda devam eder. Avlu en az 3 metre yüksekliğinde bir duvar ile çevrilidir.
Kula evlerinin zemin katları kerpiç dolgulu taş işçiliği ile yapılmış, taşıyıcı sistemi ağaç yapı tekniği ile inşa edilmiştir. Alt katlar genelde az pencerelidir. Konutlarda bulunan baş ve köşk odalarında ahşap işlemeli davlumbazlar bulunmaktadır. Tavanlar da işlemelidir. Konutlara giriş çift kanatlı ahşap bir kapı ile sağlanır. Zemin katta ahır, kiler ve mutfak yer alır. Fırın ve tuvalet çoğunlukla avludadır. Sofalı evlerde tuvalet, konutun içindedir. Günlük yaşam üst kattaki mekânlarda geçer. 18 ve 19 yüzyıla tarihlenen konutlar ve işyerleri ile çok iyi korunmuş olan Kula, Anadolu'nun müze kentlerinden birisidir. Kula'nın nüfusu 24100. Toplam konut sayısı 7800. Kula içinde 880 ada Birinci Derece Sit alanı, sit alanında 3.000 konut bulunmaktadır.
Demirciler arastasında, ellerinde çekiç ve örsle demire şekil veren ustalar vardır. Esnafların yoğun olduğu çarşılarda sessiz bir senfoninin sesini duyarsınız. Bakırcı, leblebici arastaları, keçeci ve semerci dükkanları ile Kula'da bir nostalji yaşarsınız.
Camiler ve kiliseler birlikte yaşamıştır. Kentte bulunan Meryem Ana kilisesi restore edilmektedir. Kula'da, Tabduk emre ve Yunus Emre'yi sorarsanız insanların gözleri parlar. Emreler kenti olarak tüm dost eller size uzanır. Kula'da, Emre Köyü'nde Yunus Emre size, sizden yakındır…