Kül Kadınlar Güncesi

26 Mart Cumartesi günü, Bayraklı Belediyesi Kültür ve Sanat Etkinlikleri?nde Soyer Kültür Sanat Fabrikasında Bilsen Başaran?ın son kitabı ?Kül Kadınlar Güncesi?nin tanıtımı vardı.

Salihli Şiir İkindileri?nde tanıdım ?cesaretin ve umudun şairi? ni. Daha sonraki süreçte Yeni Kuşak Köy Enstitüleri?nin panellerinde konuşmacı,kahvaltılarında imeceye katkı sağlayan bir eğitimci olarak izledim.
Şiirlerindeki duygu yoğunluğunda kayboldum şiirlerini her okuyuşumda.
Ölüm ,bir göz kapamak kadar kolay
Sevmekse,
Ölümün en renkli, görkemli tonu
Yaşamın bir ucunda onu yakalamak…
En zor
En zor olanı da bu.
Korkma sakın sevmekten
Kurşun sesi kadar hızlı geçer yaşamak
Ama öylesine zordur
Kurşunu havada
Sevdayı yürekte tutmak.

Diyordu İkiz Çiçeğin Tadı adlı şiirinde.Yaşama dönük bir yürekten ,gözleyen,sorgulayan sevgiye,sevmeye içten davet sözleri.
Kül Kokulu Kadınlar Güncesi adlı ?kadına dair? öykülerini okudum keyifle. Kitabın ilk sayfasında ?Kuşkusuz, benim toprağımdandı Picasso yoksa nasıl çizerdi böylesine paramparça olmuş kadın yüzlerini.?diyor Bilsen Başaran.Kitabı adını veren ?kül? ateşten arda kalan yani küllerinden doğan kadınların öyküleri her biri. Ateşe düşmüş kadın yüreklerine dair en canlı yansımaların, hayatın en içinde yer aldığı yerdir öykülerin anlatıldığı bu ülke. Ve bu ülkedir ki kadınının sofradaki yeri, öküzünden sonra gelendir. Her yaşın, her konumun, her ruhun, her bedenin ayrı bir acısıyla tökezleyen yüreklerin bu yaralı sahipleri, anne, abla, teyze, gelin, nine, komşu teyze, eş ya da sevgililik vasıflarına bakılmaksızın, hayatın her alanında ve toplumun her katmanında yer alan hastalıklı bir sürecin kurbanları olmaktan çoğunlukla kurtulamamaktadırlar.
Su Kabakları adlı öyküyü okurken 17 Ağustos depremi tüm ağırlığıyla çöküyor yüreğinize.?Sesimi duyan var mı??diye boğazınıza yıkılan hıçkırıklarla bağırmak soluğunuz tükenene kadar bağırmak geçiyor içinizden.
Bilsen Başaran'ın ?Kül Kadınlar? a adadığı bu öykülerde her bir kadının güncesi var.Ailesi içinde ,çevresinde, işinde yalnızlaştırılan bazen yürekli bazen yorgun,bazen umutlu,arayışını hep sürdüren kadınlar;yani biraz biz,biraz annemiz,kardeşimiz,büyükannemiz,tanıdığımız insan bizden biri.Kadının toplumsal yapımızdaki yerini bir kere daha gözden geçirmemizi sağlayacak bir niteliğe sahip Kül Kadınlar Güncesi.
Öykülerindeki kadınlar görüşebilseydi,konuşabilseydi Sevgili Bilsen Başaran?la bir başka şiiriyle yazarına selam uçururlardı mutlaka.
CAN TARTISI
Uzaklardaydın…
Yenik bir orduydum
Kurt görmüş kuzu sesiydim dağ başlarında.
Gözlerimde ihtilâl sabahlarının kuşkuları
Farların akışını sayıp durdum gecelerce
Işıktan tırtılların boşverici devinimini…
Balık mevsimiydi zaman
ay basardı dağları / hiç olmadığınca
Yüzümü arardım uzun geceler içinde
İlk donda filizkıran çam çıkmazında.
Morfinli diştim acıya susmuş
Bitiktim.
Hiçe sayıp gözlerimi
ayakucumda sevişirken dağ bülbülleri
Dizlerimin çözülen sabrıydı
uzayan yollar.
Uzaklardaydın
Yenik bir orduydum
Kurt görmüş kuzu sesiydim dağ başlarında.