Denizin Gözüyle 23 Nisan

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı bugün. Türkiye, Atatürk?ün çocuklara emanet ettiği dünya ülkeleri içindeki ?çocuk bayramı?na sahip şanslı ilk ve tek ülke.Bugün başbakan, cumhurbaşkanı koltuklarını temsili olarak çocuklara bırakıyor.Ben de köşemi Sevgili Deniz Özcan?a bırakıyorum.Deniz ,Şehitler İlköğretim okulu öğrencisi.İşte Deniz?in dilinden 23 Nisan:
DENİZ?İN GÖZÜYLE 23 NİSAN
23 Nisan? Ata?mızın biz çocuklara en güzel armağanı. Tüm çocukların mutlu olduğu, etrafa neşe saçtığı, yüzlerinden ılık tebessümün eksik olmadığı o güzel bayram?
Tüm çocukların mutlu olduğu dedim de aklıma dün gazetede okuduğum bir manşet geldi. Ve içimi acıtan başlık şuydu: ?ŞEKER YERİNE KURŞUN YİYORLAR!? Manşetin içeriğinde ise Yemen?de tam 26 çocuğun öldürüldüğü yazıyordu. Bir çocuk olarak bunları duymak beni çok üzdü. Sanıyorum ki tek üzülen ben değilim. Arkadaşlarım, bakkal amca, manav teyze, vali amca ve en önemlisi NAZIM HİKMET de buna çok üzüldü. Üzüntümüzü şu dizelerle dile getireceğiz:

KIZ ÇOCUĞU

Kapıları çalan benim
kapıları birer birer.
Gözünüze görünemem
göze görünmez ölüler.

Hiroşima'da öleli
oluyor bir on yıl kadar.
Yedi yaşında bir kızım,
büyümez ölü çocuklar.

Saçlarım tutuştu önce,
gözlerim yandı kavruldu.
Bir avuç kül oluverdim,
külüm havaya savruldu.

Benim sizden kendim için
hiçbir şey istediğim yok.
Şeker bile yiyemez ki
kâğıt gibi yanan çocuk.

Çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver.
Çocuklar öldürülmesin
şeker de yiyebilsinler.

Nazım HİKMET

Manşette de yazdığı gibi tatlı, güzel bir şeker yiyeceklerine büyüdüklerinde güzel güzel bilgilerle dolacak o başlarına, içinde müthiş duygular barındırmış o masum yüreklerine kurşun yiyorlar. Bu adil mi? Geleceğin kahramanlarına yaşama hakkı bile verilmiyor artık. Hâlbuki bu dünyada bir çocuktan daha önemli ne vardır? Neşe kaynağı, geleceğin güvencesi, masum bir umut, iyi bir yarın hep çocuğun simgesidir ya da biz bugüne kadar öyle sandık. Biz çocukların öldürülmesi demek bir ağacın meyve vermemesi demektir. O ağaç geçmişe hapsolur; çünkü artık mutlu bir geleceği yoktur hatta bir geleceği bile yoktur.
Ben bu yazıyı şikâyet amaçlı yazmadım. Amacım sizi üzmek de değildi. Benim tek amacım küçük bir uyarıda bulunmaktı. Bir gün aynı şey ülkemizde de yaşanabilir. Şu an benim elimden Manisa?yı uyarmak gelir. Fakat benim elimdeki güçten daha fazlasına sahip olanların susmalarına biz çocuklar izin vermeyeceğiz!
Deniz ÖZCAN