İki Dil Bir Bavul

Öğretmen, hep bir şeyler için, birileri için, herkes için, her şey için mücadele eden kahraman. Kendi öğretmenliğimden, eğitimciliğimden öte bununla beraber biliyorum. Öğretmeni konu alan, kahramanı öğretmen olan romanlar, şiirler, filmler bu yüzden öncelikli heyacanlandırır beni.
Bir arkadaşımın önerisiyle izledim ?İki Dil Bir Bavul? filmini. Emre Öğretmenin hem bireysel hem kollektif çabasını görüyoruz filmde. Denizlili Emre öğretmenliğinin ilk yılında Şanlıurfa?nın Siverek ilçesinin Demirci köyünde bir ilkokula atanır. Türkçe bilmeyen Kürt öğrencilerle yaşadıkları, oradaki insanlarla iletişim, üretme, ikna etme, sürdürme çabaları belgesel doğallığıyla verilmiş.
Emre Öğretmenin ilk hedefi çocuklarla iletişim kurabilmek için Türkçe öğretmek olur. İlk sorun elbette ki dil üzerine. Bir çatı altında uyumsuz bir şekilde raks eden bu iki farklı dil ile eğitim yapmanın mümkün olmadığına kanaat getirerek, elini taşın altına sokuyor Emre öğretmen. Fakat kendisini, düşündüğünden çok daha zorlu bir süreç bekliyor.
Bir eğitim öğretim yılına yaymış olduğu bu dil eğitimi süreci pek de umduğu gibi gitmiyor aslında. Yalnızlığın zorlaştırdığı çaresizlik yıldırır kimi zaman. Yine de bütün engellere rağmen bu sorunun üstesinden gelme gayretini izlerken, bir yıla yayılmış olan o bölgedeki yaşamın zorlu ve doğal görüntülerin ahengi de göz okşuyor.
Köyün ve öğrencilerin ?öteki? konumundaki annesine düşkün ya da gününü, yarınki planlarını annesiyle paylaşan Emre Öğretmen gerçektir o köydeki öğetmenliği ve filmdeki görselliği gerçekçidir. Kurmaca başlayıp belgesel tadında sürmektedir film. Film boyunca süren büyük konuşmalar yok hatta sessizlik var çoklukla. Bu sessizlik durağanlığı getirmiyor, devinim içinde, ayna gibi veriyor köydeki yaşamı.
Emre öğretmenin Türkçe öğretme mücadelesi sürerken mevsim bahara döner. İşte tam burada Emre Aydın tam köy enstitülü bir öğretmendir artık. Çocuklarıyla okulun bahçesini düzenler, köylünün evine gider, onlarla kaynaşır, sohbet eder, soruna birlikte çözüm ararlar, üretkendirler.
Filmin yönetmenleri Özgür Doğan ile Orhan Eskiköy, Ağustos 2003 tarihinde Ankara Üniversitesi?nde kısa bir filmi montaj yaparken, Bingöl'de öğretmenlik yapan bir arkadaşları kendilerine başından geçen bir olayı anlatır: “Köyde sobayı yakmak için çocuklardan gaz istiyor, çocuklar da kerpeten getiriyor. Yani iki taraf arasında uçurum kadar fark var ve birbirlerini anlamakta güçlük çekiyorlar”. Yönetmenler, olayı dinledikten sonra iletişimsizliğin aslında temel problem olduğuna karar vererek bununla ilgili bir film yapmaya karar verirler. Bu dönemde para bulamadıkları için 2007 yılına kadar beklerler, 2008?de tamamlanır film.
Filmin çekilmesi için, filmin çekileceği köyün muhtarı ile köylülerden ve kaymakamlık ile İlçe Milli Eğitim'den gerekli izinler alınır. Yönetmenler, dokuz ay boyunca köyde bir ay aralıkla onar gün kalarak, hem çocukların hem de mevsimlerin gelişimini takip edecekleri bir akış belirlemişler. Çekimlerin başlamasıyla, yönetmenler Emre Aydın'dan kendilerini yok saymasını, olabildiğince kendi halinde günlük yaşamını yaşamasını isterler.
Doğal ve sade bir film olması amaçlandığı için Emre'ye replik yazılmaz. Filmin sahneleri, gerçek bir ortamda hiçbir değişiklik yapılmadan kaydedilir ve hiçbir sahnede, filmdeki kişilere “tekrar bunu yap” denmez ve tekrarlanmaz. Kadınlar ve öğrenciler, evlerde çekilen sahnelerde tedirginlik yaşarken, okulda çekilen sahnelerde ise rahat davranırlar.
Bu yüzden doğal film, izlerken hem gülüyorsunuz zaman zaman hem dalıyorsunuz şaşırarak.
46. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde bu yıl ilk kez verilen En İyi İlk Film Ödülü'ne layık görülen İki Dil Bir Bavul, aynı gece Uluslararası Ortadoğu Filmleri Festivali?nde En İyi Ortadoğu Belgeseli Ödülü'nü kazanmış. 16. Uluslararası Altın Koza Film Festivali'nin ödül töreni esnasında Nuri Bilge Ceylan'ın Türk izleyicisine izlemesini şiddetle tavsiye ettiği film, SİYAD Ödülü ve Jüri Yılmaz Güney Özel Ödülü'nün de sahibi olmuş.
Film başka festivallerden de ödüllerle dönmüş; Zagreb Docs Film Festivali?nde En İyi Genç Yönetmen, Saraybosna Film Festivali?nde de EDN Talent Ödülü'nü almış.