Küçük Prens * Bedriye Aksakal

20.01.2015 / 00:00
“Küçük Prens” Antoine de Saint Exupery'nın kitabı. İlk baskısı çıktığında sınıfıma almıştım. Öğrencilerim büyük bir coşkuyla okuduktan sonra, Küçük Prens'in sorduğu sorular üzerinde sınıfta durmuştuk. Her anne ve babaya çocuklarına kitap alacakları zaman da önerdiğim kitap Küçük Prens, ve Samet Behrengil'in kitapları olmuştur.

Küçük Prens, bugüne dek 14 milyon basıldı. Verilere göre de 250'den fazla dile çevrildi. Türkçe'de de 15 farklı çevirisi yapıldı.

Güney Kore'de de Küçük Prens köyü var.

Bu günlerde Küçük Prens kitabı tekrar gündeme geldi. Birçok yazar kitabın basımı için yazılar yazdı.

Zeynep Miraç'ın 05.01.2015 Hürriyet'te kitapla ilgili yazısı şöyle:

Yazarı da KÜÇÜK PRENS GİBİ

“Küçük Prens hep sorular sorar, cevapları kesin olmayan sorular. Kitabın kendisi de okurunun zihninde onlarca soru bırakır. Bu bir çocuk kitabı mı, yoksa yetişkinler için mi yazıldı? Bir masal mı yoksa kimi eleştirmenlerin iddia ettiği gibi savaş romanı mı?

Saint Exupery sahiden de kendisini, karısını ve savaştan sarsılmış ülkeyi Fransa'yı mı anlatır, yoksa her satırı hayal ürünü müdür?

Küçük Prens'in bu soruların da tek bir cevabı yok.

Yazar Esen Yel'le bu konuda facede karşılıklı yorum yaparken Küçük Prens ile şu açıklamayı yapıyor.

“Antoine de Saint- Exupery'nın Küçük Prens kitabını lütfen önce büyükler okusun. Sonra hiç yorum yapmadan çocuklara okutsunlar.Ardından aralarında yapacakları tartışma ya da kitap üzerinde konuşma bitter çikolata tadında olacaktır.”

Esen Yel'in geçmişteki bir öğrencisi de:

“Küçük Prens'i hala okumayan büyükler olduğunu dünyanın çirkinliğinden anlıyorum… Geç olsun da güç olmasın diyorum.”

Esen Yel, karşılıklı söyleşimizi şu sözlerle sürdürür:

“Dünyanın diyalektiği “bw” gelişim durmasa da yavaşlar kimi dönemlerde… Biz sanırım böyle bir zaman dilimini yaşıyoruz. Umarım uzun sürmez bu dönem. Güzel zamanlara.”

Ben bu arada Samet Behrengil'in kitaplarını dile getiriyorum. Örn: “Küçük Kara Balık”

Söyleşilerimiz süre giderken, son noktayı değerli yazarımız Esen Yel koyuyor:

“”Küçük Kara Balık” olarak dünyaya gelmişiz Bedriye Öğretmenim. Sonra da olanlar olmuş işte… Hem sayımız da sandıkları kadar az değil. Aydınlıklarda yürümeye devam.