Köy Enstitüleri Unutulur mu * Sibel Kahraman

Geçen hafta bir öğretmenimiz aradı. 'Köy enstitüleri ile ilgili bir yazı göremedim. Neden?' diye sordu. Çok haklı olduğu için bunu en kısa zamanda telafi edeceğime söz verdim. 17 Nisan'da Köy Enstitülerinin kuruluş yılını kutladık. Cumhuriyet'in en büyük projelerinden birisi olan Köy Enstitüleri'nin amacı köyden gelen yetenekli çocukları yetiştirdikten sonra tekrar köylerine dönerek okuma fırsatı bulamayanları eğitmekti. Böylece ülkenin okur yazar düzeyini yukarı çıkarmak planlanıyordu. Ne yazık ki amacına uygun eğitim veren bu kurumlar da eğitimde siyasetin kurbanı oldular.
Köy Enstitüleri ile ilgili okuduğum kitaplara ve oradan yetişmiş öğretmenlerimizle sohbetlerimize dayanarak bazı bilgiler vermek istiyorum.
Köy Enstitüleri'nde dersler pratik ve teorik olarak bir arada işleniyordu. Genel kültür dersleri dışında köyün kalkınmasına faydası olacak bilgi ve beceriler de veriliyordu. Bölgenin tarımdan sanata, kültüründen sosyal durumuna göre araştırılıp öğretim programları bu araştırmalara göre düzenlenmişti.
17 Nisan 1940'ta kurulan Köy Enstitüleri'nin ayrıcalıklı bir diğer yanı da okul yöneticilerinin öğrenciler ile her konuyu tartışabilmeleriydi. Günümüzde bile öğretmenin, hele hele okul müdürünün dediği şaşmaz kural olarak benimsenirken, 1940'larda öğrencinin öğretmeniyle tartışabilmesine böyle bir eğitim sisteminden geçmediğim için bir türlü inanamıyorum.
Köy Enstitüleri'nde amaç, hep beraber ülkeyi kalkındırmak için üretmek ve hayata birlikte bakmaktı. Rastgele bir okula gidip rastgele bir sınıf seçin bakalım hangi öğrenci, 'Amacımız ülkeyi kalkındırmak' gibi bir cevap verecek? 'Kısa yoldan nasıl zengin olunur' planları yapmanın ilköğretime kadar indiği günümüzde, böyle bir cümle kuracak genç sayısı eminim çok azdır.
Köy Enstitüleri yalnızca öğretmen yetiştiren kurumlar değil, bulunduğu çevreyi araştıran, geliştiren ve çevrenin kalkınmasını da üstelenen kurumlar olarak ortaya çıktı. Kırsal yörelerde toplumsal, ekonomik ve kültürel kalkınmayı sağlayacak, bu alanda gerekli elemanları yetiştirecek yapılar oluşturuldu. Bu dönemde köy çocukları eğitildikten sonra köylerine tarımda, sanatta, zenaatta ve sağlık alanında hizmet verdiler.
Projeyle birlikte ülkemizin dört bir yanına dağılan eğitmenler hem okuma yazma öğretirken hem de üretimin artması için köylülere pratik yollar sundular. Kısa sürede bu köylerde sosyal faaliyetler arttı, köy kahvelerinde okuma odaları açıldı.
Ancak, UNESCO tarafından dünyaya örnek gösterilen Köy Enstitüleri 1954 yılında kapatıldı.
Köy Enstitüleri'nin yerini alacak bir sistem aradan 66 yıl geçmesine rağmen kurulamadı.
Ve biz hala kız çocuklarını okula gönderebilmek için kampanyalar düzenleniyoruz. Kimlerin öğretmen olacağını tartışıyoruz. Okuma yazma oranını artırmak, ezberci eğitimi kaldırmak için sonu gelmeyen projeler hazırlıyoruz.
Köy Enstitüleri kapatılmamış olsaydı eminim bu sorunları yıllar önce çözmüş olurduk.

Sibel Kahraman tarafından yazılan bu makale, 24 Nisan 2006 Pazartesi günü yayınlanan Akşam Gazetesindeki köşe yazısıdır.