Her Yaka”da Kahvaltı Edilir Mi? Işıl Soğukpınar

23 Haziran Cumartesi günü güzeller güzeli Berilciğim BESYO?da LYS3?ün sorularıyla ecel terleri dökerken biz, doğum odasının kapısında bekleyen heyecanlı baba adayları gibiydik.
Saat 12?de sınav sona erdiğinde ben sınavdaki Türkçe-Edebiyat sorularını merak ediyordum.Öğrencilerimin hangi soruları doğru yanıtlayabileceğinin hangi sorularda takılabileceğinin merakındaydım. Belginciğim, evde artık sınava hazırlanma gerginliğinin yaşanmayacak olmasının huzuruyla bekliyordu. Utkucuğum da kendi sınavdayken dışarıda bekleyenlerin ruh hallerini gözlemlemekteydi.
Sınavdan çıkan öğrenciler ne kadar yorgun görünüyordu. Onlar , iş içinde yapan üreten, çoğaltan öğrenciler değildi ne yazık ki.Onlar sorular ve beş şık içinden seçim yapabilen bireylerdi. Kendileri sorular sorabilseler, sorulara cevaplar üretebilseler ne güzellik olurdu.( Sosyal mesajı hemen geçiyorum, tamam)
Berilciğim, yorgun ve aç. BESYO?nun yakınlarındaki Akhisar yolu üzerindeki bir kahvaltı salonunda aldık soluğu. Klimalı serin bir salonun ortasında çeşitli kahvaltılık güzellemeleri ve açık büfe ?sınırsız kahvaltı 18 TL ? yazısı yeni doğmuş kedicik gibi masum ve sevimli görünüyordu.
Berilciğim, sınırsız açık büfe olduğunu iddia eden kahvaltı çeşitlerinden tabağına doldurdu. Özellikle incir reçeli çok davetkar bakıyordu Utkucuğum ve ben incir reçelinin tahrikine kapıldık; çatalımızı tam reçele batırıyorduk suç üstü bizi yakalayan muzaffer garson:
?Üç kişilik kahvaltı yazıyorum, haberiniz olsun, dedi.
Ağzımızda incirin tadı üzerimizde muzaffer garsonun bakışları, biz şaşkın:
? Nasıl yani? Biz bir kahvaltı aldık, üç kahvaltı almadık ki, sadece incirin tadına bakıyorduk, dedik. Garson suçüstü yakaladı ya bırakmamaya niyetli.
?Ben anlamam, kasayla görüşün, dedi. Ağzımızda henüz yutamadığımız incir, kasaya yaklaştık.
Yanlışlık olduğunu ve bu yanlış anlaşılmayı düzelteceğimizi düşünerek,kasadaki etkili ve yetkili olduğu sesinin tonundan ve seçtiği kelimelerden çok belli olan kişi kendinden çok emin:
?Bir kişi kahvaltı alıyorsunuz; ama üç kişi yiyorsunuz. Bizi enayi mi sandınız? Üç kişilik kahvaltı ödersiniz, dedi, kahramanca
Biz ezik, çaresiz, suçlu:
–Ama biz şimdi bir dondurma alıp üç kişi yeseydik üç dondurma parası mı ödeyecektik ya da bir Manisa kebabı isteseydik bunu üç kişi yeseydik bunu üç Manisa kebabı olarak mı ödeyecektik, dedik.
Masadaki etkili ve yetkili olan çizgili gömlekli kahraman bilge yönetici:
?Sadece siz değil, biz kimlerle kavga ettik burada, diye önceki kavgalı zaferlerini de vurgulayınca niyetini anladım:
?Yok yok, yanlış anlattım ben kendimi, tamam üç kişilik ödeyeceğiz. Vallahi kavga etmeyeceğiz, dedim
Sınav yorgunu bizlerin kavga etmek şöyle dursun küçük tartışmaya bile enerjisi yoktu. Ancak soruları Beril?le değerlendirirken Utku?m ve ben de tabağımıza kahvaltılık bir şeyler aldık; madem paşa paşa biz de sınırsız olduğu yazılı kahvaltının sınırlı sınırlı bölümüyle doyalım dedik.
Veee kasaya geldik hesap ödemeye.O da ne hesap 72 TL. Ürke korka niçin böyle bu fiyatın içinde neler var diye sorduk.
?Masada dört kişi oturuyordunuz, cevabı geldi.
Ay Allah bizim iyiliğimizi versin. Nasıl düşünemedik? Belginciğime, sen arabada otur; yoksa bu ?yaka?daki kahraman çalışanlar ,ne yersen ye masadaki kişi sayısı kadar hesap alırlar. Onlar bu konuda kimlerle kavga etmemişler ki. Demeyi akıl etmedik önceden.
Kavga etmeye kararlı çalışanlara ?Evet dört kişi oturduk ;ama üç kişi kahvaltı ettik, dördüncü kişi çatalını hiç kullanmadı bile İsterseniz masadaki çatalları kontrol edin. Vallahi sizi enayi durumuna düşürmedik.? Dedik.
Kahraman çalışanlardan biri hiç üşenmeden enayi olmadıklarını iyice gözümüze sokarak bizim az önce oturduğumuz masaya gitti ve suç aleti çatalın birinin temiz olduğunu havaya kaldırarak kasadaki etkili ve yetkili kişiye gösterdi, o da bizi bağışladı. ?Hadi bakalım, üç kişilik hesap alalım.?dedi.
Bu bağışlanmanın sevinciyle yan taraftaki ayakkabı mağazasına ,ayakkabıya ihtiyacımız olmasına rağmen, bakmadan cebren kahvaltı mı ettik kavga mı ettik anlayamadığımız bu ?yaka?yı arkamıza bile bakmadan terk ettik. Bir daha ya evimizin balkonunda ya da ?yeşilyaka? larda kahvaltı etmeye söz vererek ayrıldık bu ?yaka?dan.