Haberlerden

Geçtiğimiz hafta basında Manisa İl Hayvan Koruma Kurulu tarafından Pitbull, Japanese Tosa gibi tehlike arz eden hayvanların beslenmesinin yasaklandığı, besleyene 3 bin 434 TL ceza uygulanacağı haberi çıktı. 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu MADDE 15. — Vali başkanlığında , her ilde il hayvanları koruma kurulunun oluşturulmasını belirtir. Kurulda alınan kararların dayanağı yasalardır. Kararlar ; hayvan ve insanın barışık, sağlıklı birlikte yaşamalarının temini sağlayacak bilgiler ve uygulamaları, görevleri içerir.Söz konusu köpekler için yasa maddesi aynen şöyledir:
5199 Sayılı kanunun, Madde 14: i ) Pitbull Terrier, Japanese Tosa gibi tehlike arz eden hayvanları ÜRETMEK; SAHİPLENDİRİLMESİNİ, ÜLKEMİZE GİRİŞİNİ, SATIŞINI VE REKLAMINI YAPMAK; TAKAS ETMEK, SERGİLEMEK VE HEDİYE ETMEK yasaktır.
Yasadan hareketle, "Pitbull ırkı köpekler" tamamen yasaklanıyor diye algılamamak gerekir. Yasa çıkmadan önce halkın elinde bulunan Pitbulllar sahiplerince bakılmaya devam edileceklerdir. Bunların toplanması, el konulması söz konusu değildir. Kişiler ellerinde bulundurdukları bu ırk köpekler için yine yasa da belirtildiği gibi bazı görevleri yerine getirecekler. Kısırlaştıracaklar, Çevre ve Orman Müdürlüğü’ne kısırlaştırma belgesini götürüp kayda aldıracaklar, Belediye Veteriner Hizmetleri Müdürlüğü’ne de ayrıca kayda aldırıp beslemeye devam edeceklerdir. Köpeklerini ağızlıksız, tasmasız dolaştırmayacaklardır.
Dolaştırırken karnelerini( kayda alınmış ve kısırlaştırılmış olduğu belirtilmiş köpeğin kimliğini) yanlarında taşıyacaklardır.
Zabıta ve Emniyet görevlilerine bu hayvanları tanımaları için seminer verilmiştir. Yanında kimliğini taşımayan ve belirtilen şekilde dolaştırmayanlara gerekli uyarı yapılacak öncelikle yine yasa gereği yerine yukarıda saydığımız şartları yerine getirmeleri sağlanacaktır.Aksi takdirde yaptırım uygulanacaktır.
Pek çok tanıdığımız Pitbull ve bu ırka sahip aile var ki sevgi içinde bebekleriyle, çocuklarıyla birlikte yaşamlarını sürdürmektedirler. Pitbulllar bekçi köpeği olamayacak kadar insana yakın köpeklerdir. Bu mükemmel aile köpeğinin bu haksız şöhretinin kaynağı bilinçsiz insanların hataları nedeniyle olmaktadır. Prof. Dr. Tamer Dodurka: genelleme yapmanın doğru olmadığını ancak bu ön yargıları haklı çıkaracak çok nedenlerin olduğunu belirterek bu köpeklerin şöhret yapmasının nedeni bazı insanlardır diyerek bir açıklamasında şöyle devam etmiştir. “Böyle insanlar imaj için bu köpeklerden edinmeye başladı. Tabi ki, bunlar bire yüz katarak köpeklerinin ne kadar güçlü olduklarını sağa sola yaymaya başladılar. Onları ruhsat gerektirmeyen bir silah olarak yanlarında taşıyıp daha da sert olmaları için ellerinden geleni yaptılar. Şöhreti sayesinde piyasa değeri yükselen Pitbulllar insanlara satılıp yaygınlaşmaya başladı. Tabi ki, bu olanlardan sonra daha fazla Pitbull olayları duymaya başladık. Ayrıca belirtmeden geçemeyeceğim. Pitbull, en fazla haksızlığa uğramış köpek ırkıdır. Aslında pek çok ırk dünyada tehlikeli ırk kapsamında ama en çok Pitbull’a tepki var. Bu da veteriner hekimler dahil insanlarımızın doğru bilgi sahibi olmamasından kaynaklanıyor.
AB Veteriner Hekim Platformu’nda belirttiği gibi “Kanun metninde Pitbull ve Japanese Tosa gibi tehlikeli ırklar denilerek, sorun çözülememiş, aksine sorun yaratılmıştır”. Kesinlikle bilimsel alt yapısı bulunmayan bu madde, amacına ulaşmamış, aksine tehlike arz edebilecek türlerin yasal olmayan yollardan üretilmesine yaramış ve dolaylı olarak yasadan kaynaklanan bir sorun ortaya çıkmıştır.
Ülkemizde ne yazık ki kediler, köpekler sınırsız özgürlükle alınıp, sahiplenilip, bilinçsizce üretilmekte aynı sınırsız özgürlükle terk edilip, yok edilmektedir.
Pet shopların, köpek çiftliklerinin çok sıkı denetlenmesi çok önemlidir. Yanlış insanların sadece Pitbull değil, herhangi bir köpeğe bile bakmasına seyirci kalınmamalıdır.
Yasakların çözüm olmadığı, mevcut yasaya göre yasak olmasına rağmen bu ırkların çoğaltılmasına, satışına hatta dövüştürülmesine devam edilmesinden çok iyi anlaşılacaktır. Çünkü yasa bu teşkilat yapısıyla uygulanabilir durumda değildir. Bu amaçla Çevre Bakanlığı Veteriner Hekim Teşkilatı kurulmalı, Tarım Bakanlığı’ndaki eksik kadrolar tamamlanmalıdır. Bakanlık’ta, her alanda olduğu gibi bu alanda da uzman veteriner hekim eksikliği giderilmelidir. Bugün yasayı yürütmekle görevli Çevre ve Orman Bakanlığı’nın il müdürlüklerin de dahi veteriner sayısı bir kaçı geçmez. Yasaklar peşinde başka sorunları da ortaya çıkarır. Yasaklarla sorun çözülmeyeceği gibi olan hiçbir suçu olmayan ,insan elinde şekillenmiş, eziyet içinde tutulan hayvanlara olacak, ya barınakta ya da dövüş alanında acı içinde can vereceklerdir.

Aynı haberde sokak hayvanları için beslenme odakları tesbit edildiği, sadece kedilerin beslenmesine müsait çöp konteynerlerinin dışında sokak hayvanına yiyecek-içecek bırakılmayacağı belirtilmiş.

Sokakta yaşayan hayvanlar belediyelerin sorumluluğu altındadır. Yine 5199 sayılı yasa gereği aşılanmış, kısırlaştırılmış, kayıt altına alınmış, işaretlenmiş hayvanlar veteriner hekimin onayıyla alındıkları ortama geri bırakılır. Bu ortamlarda belediyeler, gönüllü kuruluşlarla işbirliği içerisinde besleme odakları kurar ve hayvanların beslenmesine yardımcı olur. Hayvanlar, hiçbir suretle ilgili belediye sınırları dışındaki bir ortama, ormanlık alana veya diğer yaban hayatı yaşam alanlarına bırakılmaz.. Bu bağlamda alındıkları ortama geri bırakılan sahipsiz hayvanlar icin beslenme odakları kurmak belediyelerin yasal görevidir..Yani sadece kediler değil sokakta yaşayan köpekler için de beslenme odakları kurmak zorundadırlar.
İl Hayvanları Koruma Kurulu kendilerine getirilen beslenme odakları yerlerini belediyeden gelen yazıya dayanarak onaylamıştır. Hayvanlar için otlaklar ayrılan, kuş evleri yapılan, kışta , yazda sokaklara yemlikler, suluklar koyan bir geçmişe sahibiz. Bazı belediyeler “sahibi oldukları “ sokakta yaşayan hayvanlar için özel kaplar yaptırmakta, belirli günlerde mama dağıtmaktadır. Böylece geçmişimizde ki geleneklerimiz yaşama geçirilmeye başlanmıştır.Manisa Belediyesi’nin bırakın özel kap yaptırmayı kedi dışında sokak hayvanlarına yiyecek ve hatta içecek bırakılmamasını isteyeceğini hiç düşünmüyoruz. Yazım hatasından kaynaklanabileceğini sandığımız böyle bir karar 5199 sayılı hayvanları Koruma Kanunu’nun pek çok maddesine aykırı uygulamaları ortaya çıkaracaktır.Düzeltilmesi için gerekenler yapılacaktır.
Aç bir hayvanın doyurulması , yasal boyutu, insani boyutu ve toplumsal boyutu olan önemli bir husustur. Ayrıca hayvanlar karınları doyduğunda ,susuzluğu giderildiğinde yerleşim alanlarına ve insanlara çok yaklaşmadıkları için vatandaştan gelen şikayetler de aza inecektir.

Ortak kullanım sahaları içinde, trafik ve insan yönüyle hareketli olan yerlerde olmamak kaydıyle uygun yerlere – çöp konteynerları yanı ya da altı gibi- sahipsiz , sokakta yaşayan canların beslenmesi için yemek bırakılabilecektir .
Yaşam alanlarını işgal ettiğimiz, yuvalarını beton kalelerle, asfaltlarla yok ettiğimiz hayvanlar için bu kadarcık özür olabilmeli. Aç bir hayvana mama vermesine izin verilen bir çocuk davranışlarla iyiliği, merhameti, sevgiyi öğrenecektir.
Biz insanlar bir canın yaratıcısı ve elinde tutanı değiliz. İnsan en başta kendi iyiliği ve huzuru için, doğaya ve hayvanların yaşam hakkına saygı göstermelidir. İnsan haklarına saygılı olup, hayvan haklarını es geçmekle insan olunmaz.
Sevgi ve saygılarımızla,