Güzel Sözler

Baharın ikinci ayına girmeye birkaç gün kaldı. Havaya cemre düşmesine rağmen havalar serin gidiyor. Cemre, toprağa düşmeden havalar pek ısınmıyor.
Bu arada durmadan Manisa sokaklarını arşınlıyorum. Sokak kaldırımları yenileniyor. Bir vatandaş olarak ben de serzeniş içindeyim. Hiçbir Belediye Başkanı bizim sokağa uğramadı. Bakalım Cengiz Başkan uğrayacak mı?
Sokakları gezerken, hep insanların yüzüne bakarım, bir gülümseme yakalayabilir miyim diye. Kaldırımlarda bezgin yürüyen insanlar. Spil, gri bulutların arasında gizemli. Sokakları saatlerce arşınlıyorum.. Evimizin önüne geldiğimde, Manisa'nın üzerine akşamın gölgesi düşüyordu.
Eve girer girmez, günün yorgunluğunu üzerimden atmak için, divana uzanıyorum.
Annemin yüzü yine solgun. Sevgiyle bakan gözlerinde bir hüzün. Soru yönelteceğim an, gözleri ıslanıyor, ardından gözyaşları yüzünde iz bırakıyor:”Anılarınla baş başaydın değil mi? diyerek onu sakinleştiriyorum. Babamla geçen güzel günlerimiz odaya doluyor..
Gece boyu babamın not defteri, yine sığınağım….. Sararmış sayfalarda yine güzel sözler. Bu sözler arasında seyri sefer yolculuğumu sürdürüyorum:

-Bilgin her şeyi kendisinde arar, sapık başkalarında.
-Düşüncelerini temizlemeye çalış, kötü düşüncelerinden arınırsın.
-Yüksek ve güzel ruhlar, hep sulh ve mutluluk içindedirler.
-Din aşkın en yüksek şeklidir.
-Başkalarının senin iyiliklerinden bahsetmesini istemiyorsan, kendi iyiliklerinden konuşma.
-İnsanlıktan çıkmış bir aşk bencildir.
-Gerçek saadet, insanın aldıklarında değil, verdiklerinde gizlidir.
-Sağ elin verdiğini sol el bilmemeli.
-Çocuktuk, bir zamanlar genç olduk… yarın ihtiyarlayacağız. Partal bir elbise gibi atacağız aşınan bedeni, yeni bedenle doğacağız.
-Babacığım sözlerin kime ait olduğunu yazmadan bir de babalarla ilgili sözleri de yazmış:
-Bir baba yüz evlada bakar da, yüz evlat bir babaya bakamaz.
-İnsan babasına borçlu olduğu saygıyı, ancak baba olduğu zaman duyar.
–Adettir; babanın topladığını oğlu saçar.
-En kötü babalar kimlerdir bilir misiniz? Gençliklerinde yaptıklarını unutanlar.

Ve Sehillerin dizeleri de babamın sığınağı olmuş:

“Kim ermişse yüce mutluluğu
Bir dost olmanın
Kim kazanabilmişse yüreğini
Bir soylu kadının
Evet
Kim bu yeryüzünde
Bir cana 'canım' diyebilmişse
Gelsin, katılsın sevincimize
Ama,
Kim tadamamışsa bunu ömründe
Çekilsin gitsin aramızdan
Ağlayarak…”