Ergenlikte Öfke

“İstediğim gibi giyinip gidemiyorum, bu okuldan hoşlanmıyorum.”,
“Çok çalışıp, bütün sorulara cevap verdiğim halde yine zayıf aldım, hep bu öğretmenin yüzünden.”
“Neden hep onun istediği yere gidiyoruz, gitmeyeceğim artık.”
?İstediğim saatte eve gelemiyorum?
?Sürekli ders çalış ders çalış bıktım artık.?
?Herkes bana çok karışıyor?
Bu cümleler farklı ergenlerin ağzından çıkmış, ama her birinin ortak bir yanı var: Öfke…
Öfke de tipik üzüntü ve mutluluk gibi bir duygudur. Ancak öfke duygusu pek çok kişiye ürkütücü gelmektedir. Çünkü bu duygunun çevreye ve ait olduğu bireyin kendisine yansımaları oldukça olumsuz olabilmektedir. Olumsuz bir duygunun kabul edilmesi de pek kolay olmadığı için birey ?öfkesini? bir türlü anlayamamakta, hatta inkâr bile edebilmektedir. Öfke oldukça güçlü bir duygudur ve inkâr edildiği takdirde kolaylıkla zarar verebilecek bir hale dönebilir. Öfkeli olduğumuz zaman mantıklı iletişim kurmamız hemen hemen imkânsız gibidir. Öfke iki temel nedenle ortaya çıkabilir. Bu nedenlerden birincisi bireyin kendisinden, ikincisi ise karşısındaki birey(ler)in onda oluşturduğu duygulardan kaynaklanabilir. Genellikle öfkeye yol açan nedenler arasında; engellenme, haksızlığa uğrama, fiziksel ve psikolojik incinme ve yaralanmalar, hayal kırıklığı, saldırıya uğrama, tehditler sayılabilir.
Çocuklukta öfke duygusunu yaratan durum ve olaylarla bu duyguların dışa vurumu anne-baba ve ailedeki diğer yetişkinlerin taklit edilmesi ile öğrenilir. Öfkenin her durumda dışa vurulmasının olumlu bir davranış olmadığı yine aile ve yakın çevrenin etkisi ile çocuğa ve ergene kazandırılır. Böylece ergen öfkesini ne zaman, kimlere karşı dışa vuracağını, ne zaman da bastıracağını bilerek yetişir. Anne babası ile olan ilişkisinde bağımsız isteklerinin etkilenmesi, baskıcı otoriter davranılması, evdeki yasaklar ergeni öfkelendirir. Gururunun zedelenmesi hem üzüntü ve kırıklık yaratır hem de öfke doğurur. Gençlerin sık sık yaşadıkları bir sorundur; çünkü kontrol etmeyi henüz öğrenememişlerdir. Öte yandan öfkenin altında yatan kırgınlık duygusu paylaşılmazsa en ufak bir kışkırtma sorunların yeniden yaşanmasına neden olabilir.
Öfke duygusuna saldırganca davranışlar gösterme tepkisi eşlik edebilir. Bazı ergenler öfke ve düşmanlık duygularını, ya kendilerine yöneltebilirler ya da kendilerini daha güçlü hissettikleri çevrelerde daha güçsüz kişilere yansıtabilirler. Olumlu ya da olumsuz her duygu gibi öfkenin de bir ömrü var. Bu ömür tamamlandığında öfke kaybolur. Ancak öfkenin bu tatsız süreyi kısaltmak ve onu daha iyi anlamak için tüketilmesi gerekir.
Bu nedenle ergenin, kızgınlığının neyi tetiklediğini bulması ve başa çıkabileceği stratejileri geliştirmesi gerekir. Öfkeyi doğru ifade etme becerisini kazanmaya ?öfke kontrolü? denir.