Değişimin Anahtarı Kadınlarda

Kadın ve Aileden Sorumlu Eski Bakanımız Sn.Nimet Çubukçu, Milli Eğitimin başına gelen ilk kadın olarak tarihe geçti.Türkiye’mizin mazisinde böylesine önemli bir Bakanlığa bir kadını getirmek daha önce hiçbir iktidarın aklına nedense gelmemiş?!!Yazık…Büyük kayıp.
Neden böyle diyorum?..Şundan; bir kadına bir görev vermek, hem diğer kadınlara cesaret veriyor hem
de eğer o kadın, kadın haklarının bilincinde ise diğer kadınlara yol açıyor.Nimet Çubukçu buna en güzel
örnektir.Neden mi?Kendisiyle yapılan bir ropörtajda diyor ki;HEDEFİM MİLLİ EĞİTİM BAKANLI-
ĞINDA DA YÖNETİCİ KADIN SAYISINI ARTTIRMAK…
İşte olay budur!Bir kadın hem çalışma hayatında, hem de sosyal hayatında kadın olmanın zorluklarını
ve ayrımcılığını yaşıyor.Yaşadığı için eşitliği sağlamak için elini taşın altına koyuyor.
Nimet Çubukçu ne yapmış ve nasıl yapmış?
Milli Eğitim Bakanı olunca İLK ATAMASINI İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne yapmış ve bir kadını İzmir Fen
Lisesi Müdürü Hülya Ertürk Koç’u bu göreve atamış.Düşünün ki bu atama 80 yıllık Cumhuriyet tarihi-
mizde ikinci kadın il müdürü.Bakan arıyor dediklerinde bütün gece uyuyamamış, acaba neden beni ça-
ğırıyor,bir hata mı yaptım diye düşünmüş.Haklı kadıncağız, aklına İl Müdürü olabileceği ne kadar zorla-
sa da gelmiyor ki?
Nimet Çubukçu bununla yetinmiş mi?Hayır, yetinmemiş.Talim Terbiye Kurulu’nda boş olan iki koltuğa
kadın üye atamış.Atama yapacağı zaman kadınları seçmiş ve yüzde ellisinin de kadın olmasını arzu e-
diyormuş.Şu anda onbeş üyenin üçü kadınmış.Devlet Bakanlığı döneminde kendisine hedef koymuş,
üst düzey yönetici sayısında yüzde 50’ye ulaşmış.Daire Bakanlığı düzeyinde de yüzde 35’i aşmış.Her yere kadınları atamayı hedefliyor ve onlara öncelik tanımaya çalışıyor.
BAKAN ÇUBUKÇU NEDEN KADINA POZİTİF AYRIMCILIK YAPTI?
Çünkü öncesinde KADINDAN SORUMLU DEVLET BAKANLIĞI YAPTI.Bakış açısı bu anlamda yeterli idi ve kadınları yönetim kadrolarına atayacak konumdaydı.Yoksa kadın bile olsa bu yapılanları bekleye-mezdik.Sonuç olarak harika oldu.Gerçekten de toplumumuzdaki değişim, gelişim ve barışın anahtarının kadınlarda olduğunu düşünüyorum.Nimet Çubukçu gibi kadına şans tanıyan yöneticilerimiz artmalı.
* * *
DÜŞÜNCEYE ŞİDDET…
Düşüncem Manisa Belediyesinin 1 yıllık süreçte başarısız olmadığıdır.1 yıl başarısız demek için yeterli bir zaman değildir.Ama insanlar başarısız diye düşünebilir.Bu Belediyenin başarısız olduğunu göster-mez.Önceki yönetim de eleştirilmişti ama buna rağmen Manisa’ya önemli kazanımlar sağlamıştı. Şimdiki yönetim de Manisa için çalışıyor.Sayın Cengiz Ergün’ün hangi şartlarda bu zor görevi yürütme-ye çalıştığı tahmin edilebilir.Hatalar olabilir ama herkesin en dikkat etmesi gereken şey şu parti veya bu parti değil sadece ve sadece Manisa’nın kazanmasıdır.Tüm yönetim politikaları da bunun üzerine kurulmalıdır.Halkın sokağa atılacak, boşa harcanacak 1 kuruşu bile yoktur.MANİSAMIZ İSE ÇOK GÜZEL HİZMETLERİ HAK EDEN BİR KENTTİR.Sadece biraz zamana ve çalışmaya ihtiyaç vardır.
Manisa Belediyesi’nin 1 yılının değerlendirildiği yazıda fikirlerini beyan ettiği için Muzaffer Necat isimli
bir vatandaşımız şiddete uğramış.Talihsiz bir olay elbette.Çok üzücü…
Nereye kadar insanların düşüncelerini ifade etmelerine engel olacağız?
Engel olmak için şiddete başvurmak düşüncelerin açıklanmasına mani olabilecek mi?
Herkese tekrar hatırlatmak istiyorum ki hoşunuza gitmese de burası bir hukuk devletidir.Birisi ile bir
sorunu olan bu sorunu mahkemelere taşımalıdır.Varsa hakkı kendi almaya çalıştığı zaman anarşi do-
ğar.Kimseyi düşüncelerinden ötürü yargılamanız doğru değil!Artık bunların ötesine geçmemiz şart.
Muzaffer Beye geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.Umarım ki bir daha böylesi bir olay yaşanmaz.
Ünlü düşünür Voltaire’nin bir sözü vardır ve der ki; “Fikirlerini ve söylediklerini asla kabul edemem.Ama onları söyleme hakkını ölünceye kadar savunurum.”
Eğer kişilerin düşüncelerini açıklama özgürlüğünü ve tahammül etmeyi yani demokrasi kültürünü
özümsemez isek kaybeden biz oluruz..
* * *
Hikayemiz, HERKES, BİRİSİ, HERHANGİ BİRİ ve HİÇ KİMSE adlı dört kişi hakkında…
Yapılması gereken önemli bir iş vardı …Herkes, Birisi'nin bu işi yapacağından emindi.Gerçi işi, Herhangi Biri de yapabilirdi. Ama Hiç Kimse yapmadı… Birisi buna çok kızdı. Çünkü iş Herkes'in işiydi.
Herkes, Herhangi Biri'nin bu işi yapabileceğini düşünüyordu.
Ama Hiç Kimse, Herkes'in yapamayacağının farkında değildi.
Sonunda; Herhangi Biri'nin yapabileceği bir işi,
Hiç Kimse yapmadığı için, Herkes,Birisi'ni suçladı.
ELİNİZİ TAŞIN ALTINA SOKMADAN , NEDEN OLMADI DİYE ŞİKAYET ETMEMEK LAZIM …