Gençlik Güzel Şey?

Güzel kentim Manisa?m hem Ramazan hem de sıcak yaz ayına teslim olmuş.
Şehir sessiz sıcak sarı bir örtünün altında uyuyor. Kafasını yuvadan çıkaramayan kuşlar gibiyiz, evlerimizden, işyerimizden gerekmedikçe çıkmıyoruz. Ramazan benim çocukluğum-daki haliyle Ağustos ayına konuk oldu. Oruç tutanlara sabır dilerim.Yine de Manisalı?mızın
yazlıkçısı yazlıkta, kışlıkçısı burada, tatilcisi her yerde, çocuklarımız bizimle evde.))
* * *
Çocuklar tatil diye evlerde cıvıl cıvıl cıvıldıyorlar. Bizim oğlan iyice serdi kendini, tam tatil ayarında. Çizgi film, bilgisayar oyunları, havuz, tiyatro kursu, geç uyumalar, geç kalkma-
lar?Çocuklar her şeye anlam katıyorlar. Sabaha, akşama, bilgisayara, çizgi filmlere bile?
Çocukların safi neşesi ve mutluluğu olmasa hepsi anlamsız kalır. Dünyaya, ülkemize, hatta
ve hatta kendi içimizdeki mücadele ve hırsa baktıktan sonra bir bebeğin masum yüzüne bakın.Bütün düşmanlık ve kötü duyguların silinip gittiğini görebilirsiniz. Elbette bilinçli bir bakıştan söz ediyorum, boş bir bakış değil?
* * *
Bebekliğe özgü masumiyet, gençlikte yerini başkaldırmaya isyana bırakıyor.Artık büyüyen
ve kendine ait düşünceleri olan bu çocukları bırakınız hocaları anne babalarının bile zaptu-rapt altına alması zor bir iş haline geliyor. Gençleri anlamak ve ne pahasına olursa olsun onla-
rın yanında olmak, farklı düşüncelerine anlayışla yaklaşmak ve mümkün olduğunca da aşırı-
lıklarını tolere etmek, onlara gelecekte görevler yüklemekten pek hoşlanan biz yetişkinlerin
amacı olmalı. Şiddete müracaat etmedikten sonra kendi fikirlerini, düşüncelerini açıklamala-
rında onlara destek bile vermek gerekir. Kendine ait düşünce geliştiremeyen, sorgulamayan, ölçüp biçmeyen, cesareti olmayan, karşı çıkmayan, hep yetişkinler ne derse ona uyan bir gençliğimiz olacaksa hepimiz yaşlıyız demektir.Gençlik kaynayan bir ruh demektir.

KADINI KORUMAK DEVLETİN GÖREVİDİR?
Fransız şair ve yazar Paul Valery ?Bilmezler ne dediklerini, çünkü bilmezler ne olduklarını? demiştir.Herkes hem dediğine, hep yaptığına baksa birçok yanlış daha başından önlenebile-
cek.Çünkü, çoğu zaman bir işi yapanların gerçekte yaptıklarını düşünmediklerini görüyoruz.
Eğitim-Sen ?Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından hazırlanan Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği?nde değişiklik öngören taslakta, öğretmenlerin taciz başta olmak üzere ?özel hayatında açıkça tehlike oluşturan olaylar? nedeniyle yer değiştirme isteğinde bulunma hakkını ortadan kaldıran bir düzenlemeye bunun tacize kapı aralamak olduğu gerek-
çesi ile karşı çıkıyor.
imdi yürürlükte olan Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği?ne göre öğret-menler, görev yaptıkları yerde özel hayatında açıkça tehlike oluşturan herhangi bir olay nedeniyle, Cumhuriyet Savcılığı'na yaptığı başvurunun ardından soruşturma açılması halin-de, bulunduğu ilin en üst mülki amirinin uygun görüş ve teklifi doğrultusunda yer değiştirme isteğinde bulunabiliyorlar.Bakanlığın hazırladığı yönetmelik taslağında bu hak ortadan kaldırılmak istenmekteymiş.
Değişen Ceza Muhakemeleri Kanunu mevzuatımıza göre Savcılık makamı yeterli delil bulun-
madığına kanaat getirirse soruşturma açmıyor.?Eğer soruşturma açıyorsa yeterli delil mevcut demektir.Bu durumda Savcı iddiaları destekleyecek yeterli delil vardır deyip soruşturma aç-mış ise öğretmene verilen yer değiştirme hakkını elinden almak haksızlıktır.
Bu hak daha çok kadın öğretmenleri ilgilendirmektedir. Üstelik ?ilin en üst mülki amirinin uygun görüş ve teklifi doğrultusunda gerçekleşebilmesi? şartına bağlıdır. Demek ki, yer değiş-tirmenin yapılabilmesi de sıkı şartlara tabi tutulmuş.Yani düzenlemenin amacına aykırı kulla-
nılmasına pek de imkan yok.Bu durumda ?kadına yönelik şiddetle mücadele eksiğimiz açıkça ortadayken?oldukça yerinde olan bu düzenlemenin değiştirilmesi anlamsız kalıyor?
Eğitim-Sen Manisa Şubesinin verdiği tepki anlamlıdır ve Başbakanımızın ?Kadını Şiddetten Koruyun? (2006/17 Sayılı)Başbakanlık Genelgesine de uygundur.