Kerkenez Kuşu

Kerkenez kuşu, Falco tinunculus – falconidae (doğangiller) familyasındandır. Böceklerle ve kemirgen küçük hayvanlarla beslenir. Avını yakalarken havada bir ipin üzerinde asılı gibi durabilir. Bu kuşun çok ilginç bir özelliği vardır: Rüzgarla karşılaştığı zaman kafası görün-meyen bir el ile tutuluyormuşçasına tamamen hareketsiz kalır. Gövdesi rüzgara göre yalpalan-masına rağmen, kafası sabittir. Bu sayede kuşun görüş yeteneği her türlü sarsıntıya rağmen hep mükemmeldir. Sesi genellikle gür, kişnemeye benzer ve genizden gelen bir ‘kii-kii-kii’. Türkiye'de sıkça rastlanan bir kuştur.
* * *
İşte kent ortamında pek yaşamayan kerkenez kuşları, üç yıldır İzmir Adliyesi C-Blok 4.Katta

bulunan Cumhuriyet Savcısı Kazım Yıldız’ın makam odasının pencere kenarındaki ÇİÇEK

SAKSISINA yuva yapıyorlarmış. Kerkenezlerin güvenli bulduğu bu saksıda ilk yıl 5, ikinci yıl ise 6 yavru büyümüş. Tüylenen son kerkenez palazları, pencere kenarında, annelerinin avladığı tarla faresi ve küçük kuşları yiyerek besleniyorlar ve kendilerini pencere kenarından izleyenlere de hiç tepki vermiyorlarmış.

* * *
Savcı Kazım Yıldız, üç yıldır aynı yere yumurtlayan ve bugüne kadar 18 yavru büyüten ker-kenezlerin saksıda kendilerine zarar gelmeyeceğini bildikleri için her yıl buraya geldiğini, do- ğayı ve kuşları çok sevdiğini, kerkenez yavrularını yumurta halinden, büyüyene kadar fotoğ-rafladığını, ilerleyen zamanda çektiği bu fotoğraflarla sergi açacağını söylemiş.
* * *
Anne ve babanın yavruları beslerken, onları izlemenin ayrı bir zevk olduğunu belirten Kazım Yıldız, "Bazen ben de onlara yiyecek veriyorum. Her gün sularını değiştiriyorum. Camdan onları izlerken, kendimi ayrı bir dünyadaymışım gibi hissediyorum. Kısa süre sonra, yavrular iyice büyüyüp yine uçup gidecekler. Bir yıl daha onların gelmesini bekleyeceğim. Onlardan ayrı kalmak kötü bir şey. Her sabah gelip kerkenez ailesine bakıyorsunuz. Bir gün bir bakı-yorsunuz, hepsi uçup gitmiş" diye konuşmuş.

* * *

Gördüğüm şiddet haberleri yüzünden gazete okumaya televizyon izlemeye soğudum.Az da olsa kerkenez kuşlarının haberi gibi güzel haberler okuyorum da kendime geliyorum.Yaşar-

ken verdiğimiz mücadelede güzel ayrıntıları kaçırmamamız ve her zaman niyetlerimizin güzel olması gerektiğini düşünüyorum.Yoksa her şey anlamını yitiriyor…

* * *

YARADANA MEKTUPLAR

Yıldızların, çivilediğin yerdeler,
Bulutların, eksik olmasınlar,
Hep ayni minval üzere, senden gelip sana giderler.

Güneşin böler günlerimizi
Bir portakal gibi ortasından ikiye
Yarısını kulların yer, yarısını geceler.

Denizlerin senin elinle doldurduğun kasede çalkalanmaktadırlar
Ne bir damla artmış, ne bir damla eksilmişlerdir.

Dağların bizim ayağımıza çok bol geldi;
Onları bir defa bile giyen olmadı.
Daha dün elinden çıkmış gibi hepsi yepyeni
Şimdilik eskiyen bir şey varsa ömrümüzdür!

Sorup duruyoruz:
Niçin nüfus kütüklerinde her gün yeni bir isim,
Kitaplarda yeni bir kahraman?
Biz ölen ağaçları yontup
Gemilerimize direk yapıyoruz
Bizim canlarımızı alan acep onlarla ne yapar?

Saksılarda hep aynı karanfiller açıyor Tanrım.
Niçin, biz bir defa doğuyoruz?

BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU