Çanakkale Zaferi (2) * Bedriye Aksakal

Koca ozan Ruhi Su'yun gümbür gümbür akan sesi:
Çanakkale içinde vurdular beni.
Ölmeden mezara koydular beni of..
Türkü devam ediyor.
Ne büyük bir utku. Çanakkale Savaşı'nda unutulmaz bir destanı yazıyor Mehmetçiğim.
Çanakkale'nin geçilemeyeceğini anlayan İtilaf Devletleri, 1916 yılında toprağımızı geldikleri gibi terk edip gidiyor.
Su'yun sesi dört bir yanımı sarıyor:
Ana ben gidiyom düşmana karşı..
Çanakkale Zaferi, vatan ve namus uğruna kazanılan bir zafer. Her Türk ailesinin bir bireyinin kanı bu utkuda pay sahibidir.
Dedemden, Çanakkale Savaşı anılarını bir masal gibi çocukluğumda dinlemiştim. Daha sonra da kitaplardan okuyarak bu savaşın büyüklüğünü öğrendim. Abideleri gezerken de, anıtlarda yazılanları, ağlayarak, not defterime yazmıştım. “Yaralı Arkadaşını Kucaklayan Mehmetçik” anıtında yazılanları okuduğumda yüreğim yangın yeriydi. Yazı şöyle:
Aziz şehidim
sana sesleniyorum ey şehit oğlu şehit!
Ey göğsünde bir sancak açan yiğit
Aradım kabrini yaşlı gözlerle her an.
Seni gördüm, öyle büyüktün ki, rerapa vatan
Bu vatan sana minnettardır her zaman.
Seni unutmayacağız, ey şanlı kahraman!
Ruhun cennette yükseldikçe senin.
Binlerce FATİHA sana aziz şehidim.”
Türk Askerine Saygı Anıtında ise, Üstteğmen Casey'in (sonradan Avustralya Genel Valisi olmuştur) yazısını okurken boğazım bir değil bin düğüm oldu. Ne diyor Casey:
“25 Nisan 1915 günü Conkbayır'ında Türkler ve Birleşik Kuvvetleri arasında korkunç siper savaşları oluyor. Siperler arasında 8-10 metre mesafe var. Süngü hücumundan sonra savaşa ara verildi.. Askerler sipere çekildi. Yaralılar ve ölüler toplanıyor. İki siper arasında açıkta ağır yaralı ve bir bacağı kopmak üzere olan İngiliz yüzbaşısı, avazı çıktığı kadar bağırıyor, ağlıyor: “Kurtarın” diye yalvarıyordu. Ancak hiçbir siperden, kimse çıkıp yardım edemiyordu. Çünkü en küçük bir kıpırdanışta yüzlerce kurşun yağıyordu. Bu sırada akıl almaz bir olay oldu. Türk siperlerinden beyaz bir iç çamaşırı sallandı. Arkasından, aslan yapılı bir Türk askeri silahsız siperden çıktı. Hepimizdonup kaldık. Kimse nefes alamıyor, ona bakıyorduk. Asker yavaş adımlarla yürüyor. Siperdekiler, kendisine nişan almış bekliyordu. Asker yaralı İngiliz subayını okşar gibi yerden kucakladı, kolunu omuzuna attı. Ve bizim siperlere doğru yürümeye başladı. Yaralıyı usulca yere bırakıp, geldiği gibi kendi siperlerine döndü. Teşekkür bile edemedik. Savaş alanlarında günlerce, bu kahraman Türk askerinin cesareti, güzelliği ve insan sevgisi konuşuldu. Dünyanın en yürekli ve kahraman Türk askeri “Mehmetçiğe” derin sevgi ve saygılar.”
Emperyalist güçlere karşı verilen Çanakkale Savaşında şehit düşen tüm Mehmetçiğimi saygı ile anıyorum. Ruhları şad olsun.