ÇAKIR'IN YERİ

?Çakır?ın Yeri ? İlimiz Alaşehir İlçesi Denizli Karayolu kavşağında bir doyumevinin adı. Bizimde sık uğrayıp harika yemeklerini yediğimiz ve Çakır?ın oğlunun çalıştırmaya devam ettiği yemeklerinin kültür ve kitap koktuğu bir doyumevi.
?Çakır?ın Yeri ? 40?lı yıllara uzanan bir öykü. Bu öykü, o yılların elit tabakasının oluşturduğu Şehir Kulübü?nde başlar. Çakır?a ustalık yapan Mustafa?nın yönetiminde yıllar yılları kovalarken bir gün gelir ustası ?sen bu işi yürütecek duruma geldin? der. Usta ? çırak adabıyla helalleşip ayrılırlar. O günden sonra asıl adı ? Mehmet ? olan yiğit köfte ustası, gözlerinin renginden dolayı çakır lakabını alarak, aynı binada hizmete devam eder. Kulüp tüzüğü gereği o günün ağalarına, beylerine hizmet ederken gün gelir kulüp girişindeki ?Aza olmayan giremez? levhası onu rahatsız eder.
Köftesinin namını duyan halk şehir kulübünün arka kapısından girip müşteri olmaya başlar. Günden güne talep artınca kulüp yönetimi rahatsız olur. Çakır böylece meslek hayatının en zor kararını vermek zorunda kalır. ?Ben ağalara, beylere verdiğim damak tadını halka da veririm ?deyip şehir kulübündeki işinden ayrılır. 1951 yılında Belediye karşısında dükkânı açar ve 1970 yılına kadar üç oğluyla birlikte yürütür. ÇAKIR 1970 yılında rahmetli olunca işi oğlu Günay Karpat ?Çakır?ın Yeri? adı altında yürütür. Kalite felsefesi ise ? Kasayı ele teslim et, kasaba etini teslim etme! Parayı kaybedersen bir daha kazanırsın, kaliteyi bozarsan müşteriyi bir daha bulamazsın? anlayışı olmuştur. Bu anlayışını da mutfağa çok fazla yansıtmıştır. İnanın toprak kapta güveç mi yoksa kuru fasulye mi yiyeceğinizi şaşırıyorsunuz. Ünlü Çakır köftesi ise marka olmuştur. Çakır?ın oğlu özellikle öğrencilere kola yerine organik içecekler olarak portakal, nar suyunu ısrarla önerip sağlığa olan tercihini paradan önce getirmesi ise sağlığa karşı duyarlılığın göztergesi olmuştur.
Çakır?ın doyumevinin yemek kalitesini yedikten sonra herkesin hak vereceğini düşünüyorum. Amacım bir işyerinin reklamını yapmak değildir. Ama bir esnafın hem mide hem beyin sağılığına özen göstermesi az bulunan örneklerdendir. Beni toprak kaplarda kaliteli yemekler ve özel Çakır Köftesi kadar etkileyen başka bir konu ise doyumevinin aynı zamanda küçük bir kütüphaneyi andırmasıdır. Adeta yemeklerini arasına kültür ikram ediliyor. Doyumevinde harika bir kitaplık var ve yerken arada kitaplara da göz atabiliyorsunuz. Günay Ustadan eğitim konusunda birkaç güzel sözlerde duyailiyorsunuz. Günay Usta aynı zamanda iyi bir kitap okurudur. Doyumevindeki boş zamanlarını okuyarak değerlendiriyor ve okuduklarını müşterileriyle tartışıp değerlendirebiliyor. Son sohbetimizde Üzeyir Garih?in ?Globalleşme Sürecinde Türkiye ? kitabını okuyordu. Müjdat Gezen?in ?Galiba Ben Sanatçıyım ? kitabını ödünç olarak istediğimi kitabını unutturmamak için kaşeleyerek vermesi kitaba karşı ayrı bir duyarlılıktı. Yakın geçmişte öğle yemeğine gelen öğrencilere çekilişle günde 5 kitap dağıtması sıradan bir özendirme değil, bilinçli bir kültür hizmetiydi.
Alaşehir-Denizli kavşağının sağ köşesindeki bu sevimli kendi halindeki sıcak ve kitap kokan yer yani ?Çakır?ın Yeri? sadece anlatılmaz. Görülür yenilir, içilir, okunur desek daha toparlayacağı olur diye düşünüyorum. Eğer bir gün yolunuz Alaşehir, Sarıgöl, Denizli ve Antalya istikametine düşerse uğramanız menfaatiniz icabıdır. Hem Çakır Köftesi , toprakta güveç ve kuru fasulye hem de varsa doğal kaymak ve özel keçi peynirli künefe, organik içecekler özellikle doğal nar suyu midenizi, kitaplar ise beyninizi doyuracaktır. Sizleri yürekten kutluyorum, Büyük Çakır?ın yürekli oğlu Günay Usta ve güler yüzlü çalışanları? Kitap ve okuma konusunda diğer işyerlerine de örnek oldunuz. Manisa?dan selam olsun Çakır Köfteye ve Çakır anlayışına?