Bir Ulus Doğdu * Bedriye Aksakal

19 Mayıs 1919 kaderimizi değiştiren bir doğuşun tarihidir. Bu tarihi iyi anlayabilmemiz için her an bıkıp usanmadan söylediğim tümceler vardır. Çok okuyunuz. Okudukça O büyük insan Atatürk'ü daha iyi tanımış olursunuz. Atatürk'ü anlamak demek, Onun düşüncelerini , yapmak istediklerini bilmek demektir..
19 Mayıs Milli Mücadelenin başlama tarihidir.
19 Mayıs, milli bağımsızlığa ve Türkiye Cumhuriyetine atılan ilk adımdır.
O büyük insan ümmetçi bir toplumdan ulus yaratmak için 19 Mayıs 1919'da tarihi yolculuğunu Samsun'dan başlayarak Erzurum ,Sivas ve Ankara'ya dek sürdürdü.
Tarihe baktığımızda, Birinci Dünya Savaşı'nda, Osmanlı'nın yer aldığı İttifak Devletleri yenilince, ülkeden kaçanlar oldu. Devlet onursuz ve korkak kişilerin elinde kaldı.Hainler türemeye başladı. Ülke yer yer işgal edildi. Yunanlılar İzmir'e çıktılar.
Atatürk'ün çevresindekiler; İngiltere'nin koruyuculuğunu, bazıları ise Amerika'nın mandasına girmenin çıkar yol olduğunu düşünüyordu. Mustafa Kemal tüm önerileri reddederek, onurlu bir ulus yaratmak ve Cumhuriyeti kurmak için 16 Mayıs 1919'da İstanbul'dan yola çıkar. O, Samsun'a çıkışından itibaren ilk kararının ve çizdiği yoldan , yöneldiği erekten hiç ayrılmamıştır.Bu kararını şöyle açıklar:
“Ben ulusun vicdanında ve geleceğinde sezdiğim büyük gelişme yeteneğini, bir milli sır gibi kendi vicdanımda taşıyarak, bütün toplumumuza yavaş yavaş uygulatmak zorundaydım.”
19 Mayıs 1919'da Mustafa Kemal, bir ulusun nasıl bağımsızlığını kazanacağını, bilim ve tekniğin en son verilerine dayalı ulusal ve çağdaş bir devleti nasıl kuracağının hazırlıklarını yaparken, bir taraftanda “Ateşi ve ihaneti gördük.”
Nazım Hikmet , “ihaneti” Kuvayi Milliye Destanında işler:
“…
Ateşi ve ihaneti gördük.
Ve kanlı bankerler pazarında
Memleketi Alaman'a satanlar,
Yan gelip ölülerin üzerinde yatanlar
Düştüler can kaygusuna
Ve kurtarmak için başlarını halkın gazabından
Karanlığa karışarak basıp gittiler.
Yaralıydı, yorgundu, fakirdi millet,
En azılı düvellerle dövüşüyordu fakat,
Dövüşüyordu, köle olmamak için iki kat,
İki kat soyulmamak için.
….”
Emperyalist güçlere karşı başlatılan savaş sonrası, yepyeni bir devlet kuruldu. Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti.
Atatürk'ün bağımsızlık düşüncesini bu günlerde belleklerimizden hiç çıkarmamız gerekir. Ne diyor Atatürk:”Tam bağımsızlık demek, elbette siyaset, maliye, ekonomi, adalet, askerlik, kültür gibi her alanda tam özgürlük demektir.
Bu saydıklarımın herhangi birinde bağımsızlıktan yoksunluk, ulusun ve ülkenin gerçek anlamıyla bütün bağımsızlığından yoksunluğu demektir.”