İstiklal Marşımız * Bedriye Aksakal

14.03.2013 / 00:00
Milli mücadeleyi anlamlı kılan ne değin değer ve kavram varsa İstiklal Marşı içinde yer almaktadır.
Tarihin içinde yol aldığımız zaman, Milli Mücadeleden önceki yıllara da gitmek gerekir.
Birinci Dünya Savaşı büyük acılar, yıkıklar bırakarak son buldu. Osmanlı, Sevr?e imza atarak ölüm fermanını imzalamış oldu.
Yüz yıllardır özgür havayı teneffüs etmiş olan bu millet 1919?da üzüntü ve karamsarlık içinde İstanbul?un işgalini izledi.
Çanakkale?de, büyük kahramanlıklar gösteren Mehmetçik silahsız ,aç ve bitkindi. Hiçbir vatansever, bu acıya, bu işgale katlanamazdı.
Atatürk?ün 19 Mayıs 1919?da Samsun?a ayak basmasıyla, Anadolu?da ?Milli Mücadele bayrağı? açılmış oldu.Bu bayrağın altına koşanlardan birisi de Mehmet Akif Ersoy?dur.
Acılı günlerde, Milli Mücadele ile ilgili yazılar yazdı. Camilerde, Sevr aleyhine konuşmalar yapan Akif, her koşulda halkı, milli mücadele bayrağı altına çağırdı.
TBMM açıldığında, Ankara?ya davet edildi. TBMM açılmadan birkaç gün önce Ankara?ya oğlu Emin ile gitti. Meclisin önünde Mustafa Kemal paşa ile karşılaştı.Konuştular…Onu Ankara?ya davet eden Mustafa Kemal Paşadır.
23 Nisan 1920?de TBMM açıldı. Mehmet Akif, 30 Nisan 1920 de Ankara?da Kocatepe Camiinde halkı milli mücadeleye çağırdı. Batı Anadolu?yu dolaşarak, kurtuluş için camilerde konuşmalar yaptı:?Bu vatanda giderse gidilecek yer kalmaz. ? diyordu.
Bu arada Milli Mücadeleyi engellemek isteyenler Konya?da isyan başlattı. Ankara Hükümeti Ersoy?u Konya?ya gönderdi. Onun etkili konuşmalarıyla isyan kolayca bastırıldı.
Onun Milli Mücadele ile ilgili çalışmasından dolayı Ersoy?un milletvekili olmasını meclis istedi.
Burdur?dan mazbatası geldi. Meclis hemen kabul etti.
Akif, il il dolaşmasını sürdürdü. O dolaştığı yerlere ümit taşıyordu.
Bu arada İsmet İnönü, Rıza Nur?a… İstiklal Marşı?nın yazılması ile ilgili düşüncelerini açıkladı. Bir yarışma açıldı İstiklal Marşı yazılması için. 724 şiir geldi. 500 lira bir ödül de konuldu.
Rıza Nur?un yerine Hamdullah Suphi gelmişti. Gelen şiirler beğenilmedi. Hamdullah Suphi?ye göre bu şiiri bir kişi yazabilirdi o da Mehmet Akif Ersoy?du. Milli Mücadele acısıyla , isyanıyla bu şiiri o yazabilirdi.? Korkma! Sönmeze…? gelinceye dek Çanakkale Destanında bunu dile getirmişti :
Korkma!
Cehennem olsa gelen
Göğsümüzde söndürürüz
Bu yol ki hak yoludur,
Dönme bilmeyiz…
Yürürüz!…
Açılan yarışma paralı olduğu için Akif katılmadı.
Hamdullah Suphi haber gönderdi. Para vermeyeceklerini söyledi. Mehmet Akif Ersoy: ısmarlama şiir yazamam, dedi.
Hamdullah Suphi Akif?e bir mektup yazar:
?Pek aziz ve muhterem efendim.
İstiklal Marşı için açılan müsabakaya iştirak buyurmalarındaki sebebin izalesi için pek çok tedbir vardır.
Zat-ı üstada nelerinin matlup bu şiiri vücuda getirmeleri, maksadın husulü için son çare olarak kalmıştır. Asil endişenizin icap ettiği ne varsa hepsini yaparız.
Memleketi bu müessir telkin ve tediye vasıtasından mahrum bırakmamanızı rica ve bu vesile ile en derin hürmet ve muhabbetinizi arz ve tekrar eylerim efendim.
5 Şubat 1921
Maarif Vekili Hamdullah Suphi.?
Etki karşısında kalan Akif ,İstiklal Marşı?nı, bütün hücreleriyle yazmaya başlar.
Yazımın ilk paragrafında dile getirdiğim gibi: Milli Mücadeleyi anlamlı kılan ne kadar değer ve kavram varsa İstiklal Marşı içinde yer almaktadır.
1921 martın meclisin ikinci döneminde İstiklal Marşını Hamdullah Suphi tok sesiyle okurken millet vekilleri ayakta şiiri büyük bir heyecanla dinleyip, alkışlarla ulusal marş olarak kabul edildi:
?Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen alsancak.
Sönmeden Yurdumun üstünde tüten en son ocak,
O, benim milletimin yıldızıdır parlayacak.
O, benimdir, o benim milletimindir ancak….?
Mehmet Akif, hasta yatağında yatarken, ziyaretine gelen Ruşen Eşref şaire: ? Bir daha böyle bir şiir yazar mısınız?? dediğinde Mehmet Akif Ersoy: ?Allah bu millete bir daha İstiklal marşı yazdırmasın. Yanıtını verir.
Kurtuluş Savaşı sırasında yazılan İstiklal Marşı, emperyalizme karşı yazılan bir şiirdir. Tarihimizi, medeniyetimizi anlatan, daha doğrusu özümüzü anlatır İstiklal Marşımız…
16 Mart Mehmet Akif?in ölüm yıldönümü, Mehmet Akif denilince hemen belleğime İstiklal Marşını hangi koşullarda yazdığı gelir. Ulusal Şairimizin ruhu şad olsun…

İstiklal Marşımız * Bedriye Aksakal

Ulusal şairimiz Mehmet Akif bir dizi etkinliklerde hafta içerisinde anıldı. İstiklal Marşımız'ın Türk Ulusu için ne değin önemli olduğu dile getirildi.
Milli mücadeleyi anlamlı kılan ne değin değer ve kavram varsa, İstiklal Marşı içinde yer almaktadır.
91 yıl öncesine gittiğimiz zaman, Milli Mücadeleden önceki yıllara da gitmek gerekir.
Birinci Dünya Savaşı büyük acılar, yıkıklar bırakarak son buldu. Osmanlı, Sevr'e imza atarak ölüm fermanını imzalamış oldu.
Yüz yıllardır özgür havayı teneffüs etmiş olan bu millet 1919'da üzüntü ve karamsarlık içinde İstanbul'un işgalini izledi.
Çanakkale'de, büyük kahramanlıklar gösteren Mehmetçik silahsız ,aç ve bitkindi. Hiçbir vatansever, bu acıya, bu işgale katlanamazdı.
Atatürk'ün 19 Mayıs 1919'da Samsun'a ayak basmasıyla, Anadolu'da 'Milli Mücadele Bayrağı' açılmış oldu. Bu bayrağın altına koşanlardan birisi de, Mehmet Akif Ersoy'dur.
Acılı günlerde, Milli Mücadele ile ilgili yazılar yazdı. Camilerde, Sevr aleyhine konuşmalar yapan Akif, her koşulda halkı, milli mücadele bayrağı altına çağırdı.
TBMM açıldığında, Ankara'ya davet edildi. TBMM açılmadan birkaç gün önce Ankara'ya oğlu Emin ile gitti. Meclis'in önünde Mustafa Kemal Paşa ile karşılaştı. Konuştular…Onu Ankara'ya davet eden Mustafa Kemal Paşa'dır.
23 Nisan 1920'de TBMM açıldı. Mehmet Akif, 30 Nisan 1920'de Ankara'da Kocatepe Camii'nde halkı Milli Mücadele'ye çağırdı. Batı Anadolu'yu dolaşarak, kurtuluş için camilerde konuşmalar yaptı: “Bu vatan da giderse gidilecek yer kalmaz” diyordu.
Bu arada Milli Mücadele'yi engellemek isteyenler Konya'da isyan başlattı. Ankara Hükümeti, Ersoy'u Konya'ya gönderdi. Etkili konuşmalarıyla, isyan kolayca bastırıldı.
Milli Mücadele ile ilgili çalışmasından dolayı, Ersoy'un milletvekili olmasını Meclis istedi.
Burdur'dan mazbatası geldi. Meclis hemen kabul etti.
Akif, il il dolaşmasını sürdürdü. O dolaştığı yerlere ümit taşıyordu.
Bu arada İsmet İnönü, Rıza Nur'a, İstiklal Marşı'nın yazılması ile ilgili düşüncelerini açıkladı. Bir yarışma açıldı İstiklal Marşı yazılması için. 724 şiir geldi. 500 lira bir ödül de konuldu.
Rıza Nur'un yerine, Hamdullah Suphi gelmişti. Gelen şiirler beğenilmedi. Hamdullah Suphi'ye göre bu şiiri bir kişi yazabilirdi, o da Mehmet Akif Ersoy'du. Milli Mücadele acısıyla, isyanıyla bu şiiri o yazabilirdi. 'Korkma! Sönmez'e gelinceye dek Çanakkale Destanı'nda bunu dile getirmişti :
Korkma!
Cehennem olsa gelen
Göğsümüzde söndürürüz
Bu yol ki hak yoludur,
Dönme bilmeyiz…
Yürürüz!…
Açılan yarışma paralı olduğu için Akif katılmadı.
Hamdullah Suphi haber gönderdi. Para vermeyeceklerini söyledi. Mehmet Akif Ersoy; 'Ismarlama şiir yazamam' dedi.
Hamdullah Suphi Akif'e bir mektup yazdı:
“Pek aziz ve muhterem efendim.
İstiklal Marşı için açılan müsabakaya iştirak buyurmalarındaki sebebin izalesi için pek çok tedbir vardır.
Zat-ı üstada nelerinin matlup bu şiiri vücuda getirmeleri, maksadın husulü için son çare olarak kalmıştır. Asil endişenizin icap ettiği ne varsa, hepsini yaparız.
Memleketi bu müessir telkin ve tediye vasıtasından mahrum bırakmamanızı rica ve bu vesile ile en derin hürmet ve muhabbetinizi arz ve tekrar eylerim efendim.
5 Şubat 1921
Maarif Vekili Hamdullah Suphi.”
Etki karşısında kalan Akif, İstiklal Marşı'nı, bütün hücreleriyle yazmaya başlar.
Yazımın ilk paragrafında dile getirdiğim gibi, Milli Mücadeleyi anlamlı kılan ne kadar değer ve kavram varsa, İstiklal Marşı içinde yer almaktadır.
1921 Mart'ında Meclis'in ikinci döneminde İstiklal Marşı'nı Hamdullah Suphi tok sesiyle okudu. Milletvekilleri ayakta şiiri büyük bir heyecanla dinleyip, alkışlarla ulusal marş olarak kabul edildi:
Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen alsancak.
Sönmeden Yurdumun üstünde tüten en son ocak,
O, benim milletimin yıldızıdır parlayacak.
O, benimdir, o benim milletimindir ancak….”
Mehmet Akif, hasta yatağında yatarken, ziyaretine gelen Ruşen Eşref, Şair'e: 'Bir daha böyle bir şiir yazar mısınız?' dediğinde, Mehmet Akif Ersoy, 'Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın' yanıtını verdi.
86 yıl önce yazılan İstiklal Marşı, emperyalizme karşı yazılan bir şiirdir. Tarihimizi, medeniyetimizi anlatan, daha doğrusu özümüzü anlatır İstiklal Marşımız…