muğla’da bir kadın kararır, sen sanırım
aklıma afrika düşer diken içinde bir kıta
gün geçer, sesim düşer uçurum kıyısına
-kıta; tel örgülerle anılır ve isa’dan sonradır
ölü balıklar vurur kıyıya, bir deniz solar mesela
bütün kıyılar solar, utanırsınız
utangaçsınız
gözlerime aşkın bütün uzaklığını düşürüyorsunuz
uzaklık; haksızlıktır, çok yasak sevişmelerle bilinir
muğla’da bir çocuk gülümser, sen sanırım
morlaşır dünya, yanan bir mumdan tutuşur
acılar biçim değiştirir ve dönüşür yangına
-yangın; ülkemde kitaplarla anılır, cunta
sonra karartma geceleri, çıldırtan ihanetler
jurnalciler itibarlıdır, arkadaşlar vurulur
vurulursunuz
kutsal kitaplara gömülür cesetleriniz
-ceset; dağlar onlarla doludur, eksik ihtilaldir de adları
muğla’da gül solar, sen sanırım
yarım şiirlerden sanırım, eksik aşklardan
o zaman intiharlar çoğaltırım, duymazsınız
-intihar; seçimdir, herkes biraz düşünür
sonra şiirden konuşuruz, gökyüzü sedeflenir
ne eylemcidir o, ne çok şeyi yeniden yaratır
yaratılırsınız
topraktan değil ama aşkın akan terinden
-ter; yeniden dönüştürür ve bazen aşktır da adı
muğla’da bir soru öldürülür, ben sanırım
üzgün sesinden sanırım, gidişinin inceliğinden
gözlerinin efkarından sanırım, anlatılan efsanelerden
-efsane; sonları hep hüsranla bitmez, bizim için de söylenir