8 Eylül Kurtuluş Parkı Anıtı * Haydar Aksakal

03.06.2013 / 00:00
Kentimizde yaşanan her olaya karşı duyarlı olmaya çalışıyorum. Manisa'daki yerel yöneticilerden birisi, aylar önce benimle iletişim kurdu. Ulu Parktaki Kurtuluş Anıtını Masonlar mı dikti? Diye bir soru yöneltti. Ulusal değerlerimize her zaman saldırı olabileceğini ve bunun doğru olmadığını söyledim. “Ortada bir tezgâh var, birileri bu anıtın kaldırılmasını istiyor, alet olmayın” dedim. Velev ki Masonlar dikse ne olurdu!

Aradan aylar geçti, Manisa Belediyesi peyzaj düzenlemesi, ışıklı havuz yapacağız diye Kurtuluş Anıtını ortadan kaldırdı. Reis vekili Azmi Açıkdil'e durumu anlatım. “Çalışmalar bitince anıt yerine konacak” diye söz verdi. Oysa Kurtuluş Anıtının ne zaman, nasıl ve kimler tarafından Ulu Park'a dikildiğini biliniyordu…

Şehzadeler Dönemi'nde, Manisa Saray-ı Amire bahçesindeki ok meydanına Nişan Taşı olarak dikilmiş. Okçuluk, Osmanlı'nın ve Türklerin yaşamında önemli bir konuma sahipti. Okçuluk yaygın bir spor dalı olarak kurumlarda ilgi odağı olmuş, Okçuluk tekkeleri kurulmuştu. Vakfiyelerde seçimle iş başına gelen okçuluk sporuyla ilgilenen yöneticiler vardı. Fazilet ve sporcunun ahlaklısı ön planda tutuluyordu. Hedef ve menzil okçuluğu üzerinde çalışma yapılıyordu. İçine pamuk ve pamuk çekirdeği konan nişangâh torbaları nişan anıtına yerleştiriliyor ve okçular atış talimleri yapıyordu. Menzil okçuluğunda hedef, oku oldukça uzağa atmaktı.

15-16 yüzyılda, ilk ok meydanları Bursa ve Edirne'de kurulmuştur. Gelibolu, Bağdat, Kahire, Üsküp, Amasya ve Manisa gibi kentlerde okçuluğa ilgi uyanlar arttıkça ok meydanları çoğalmaya başladı. Fatih Sultan Mehmet döneminde okçuluğa ilgi daha fazla artmış ve bağımsız bir spor vakfı kurulmuştur. Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u kuşatmasında, Haliç yamaçlarında otağını kurduğu meydana, II. Beyazıt, 1490'da Ok Meydanı Tekkesi (Tekke-i Tirendazan) yaptırmasından sonra buradaki büyük alana Ok Meydanı adı verilmiştir. Tekke hıdrellez günü açılır, altı ay açık kalır ok yarışmaları düzenlenirdi.

Menzil taşlarının boyları 1,5 metreden 7 metreye kadar uzardı, silindir, burmalı, kareli, üste doğru daralan piramit şeklinde görkemli anıtlardı. Uzun mesafelere atılan okların düştüğü yerleri belirlemek amacıyla da menzil taşları dikilmiştir.

Manisa Saray-ı Amire bahçesindeki Nişan Taşı, kameriyenin doğusuna, bugünkü Hükümet Meydanına yakın bir yere yapılmıştı. Etrafında çiçek bahçeleri ve yürüme yolları vardı. Manisa'daki St. John Kilisesi'nin güney doğusunda kalıyordu.

1437-1595 yılları arasında Şehzadeler döneminde, Manisa Sarayı'nda iki yüz bahçıvan çalışıyordu. Saray-ı Amire, küçük köşkleri, kuleleri, havuzları, şadırvanları, bahçeleri, hamamları, antik dönemden kalan mimari objeleri, çevresindeki cami ve medreseleriyle Manisa'ya gelen seyyahların dikkatini çekiyordu.

1595 yılından sonra sarayın bahçıvan kadrosu ve şehzadelerin Saray'ı Amire de kalmaları zorlaştı. Zamanla sarayın bahçesi bir çöplüğe döndü. Kentte yaşayan yerel yöneticiler üzgündü. Sarayından kalan eserler zamanla yok oluyordu.

Devrin kadısı, müftüsü, Belediye Reisi ve kentin ileri gelenleri bir araya geldi. Saray-ı Amire bahçesinde kalan, kültür mirasımız Nişan Taşı yeni yapılan belediye bahçesine dikildi. 1902 yılının Nevruz günü, askeri erkân, kadı, müftü, hocalar, öğrenciler ve Manisalıların bulunduğu kalabalık bir topluluk eşliğinde dualarla görkemli bir törenle açıldı.

Manisa'nın işgaline kadar anıt yerinde kalmıştı. 5-6-7 Eylül 1922'deki Manisa Yangınından sonra tamamen yoklar kervanına katıldı.

Manisa kentinin ortasında bulunan Ulu Mezarlık, 1935-1939 yılları arasında park haline getirilirken, Şehzadeler döneminden kalan Nişan Anıtı Belediye Parkından sökülerek buraya taşındı. Bazı düzenlemeler yapıldı. Ulu Parka “Kurtuluş Anıtı” olarak dikildi.

1973-1977 yılları arasında Belediye Başkanlığı yapan Ertuğrul Dayıoğlu anılarında diyor ki: “Ulu Park (8 Eylül Parkı) Doğu Caddesi tarafından yoldan bir buçuk iki metre çukurda idi. Yoldan parka merdivenle inilip giriliyordu. Bu çukurluğu İzmir Belediyesi'nden çok ucuz bedelle satın alınıp Belediyemizin kamyonlarının getirdiği beş yüz kamyon gübre ile Su kanalları kenarlarından DSİ izniyle alınıp getirilen iki yüz kamyon mili toprak karıştırılıp yayılarak doldurup şimdiki gibi yol seviyesine getirmiştik” diyor.

Ulu Park'ta bulunan “8 Eylül Kurtuluş Anıtı” Şehzadeler döneminde Saray- Amire bahçesinde bulunan Nişan Anıtı idi. 1902 yılında dualar eşliğinde belediye parkında yeniden açılmıştı. Ulu Park yapılınca oraya taşındı… Manisa Kenti'nin kurtuluş anıtıdır…