Runik Taşlar * Haydar Aksakal

17.02.2014 / 00:00
Doğal felaketler, büyük depremler ve harpler ülkelerin, medeniyetlerin yok olmasına neden oluyor. Uygarlık ve kültürlerinden geriye çok az iz kalıyor. Ayakta kalan insanlar, yeniden yerleşik düzene geçerek, yaşama tutunmaya çalışıyor.

Gerçek tarihi ve mazide kalan başarıları öğrenmek isteyen araştırmacıların karşısına yazılı taşlar çıkıyor. Sümerlerden günümüze, insanlar gittikleri yeri, yaptıkları işleri, harpleri ve sulh antlaşmalarını taşlara yazmışlar. Modern çağ da ki kentleşme bu geleneği unutturmuş, anıtlar kentlerin meydanlarına ve parklara yerleştirilmiştir.

Araştırmacı Servet Somuncuoğlu'na göre: “Avrasya coğrafyasındaki kaya resimlerinin çok büyük bir kısmı, Türklerin Asya'nın yüksek dağlık bölgelerindeki taşlara, kayalara çizdiği ve eski dünyanın dört bir yanına yurt kurarken, tarih öncesinden bugüne bıraktıkları izlerdir”. (1)

Türk kaya resimleri ve damgalar, bilim adamları ve tarihçiler tarafından gerekli şekilde araştırılmamış, tarih yazımında kaynak olarak kullanılmamıştır. Oysa bu belgeler en yalın tarihi yansıtmaktadır.

Asya'da, Altay Dağları'nda karşımıza çıkan, 10 bin yıl önce oluşan damgalar, bugün Anadolu'da karşımıza çıkıyor. Ankara kent merkezinden 80 km uzaklıkta, Güdül Salihler Köyü'ndeki damgalar, Ordu-Mesudiye, Esatlı Köyü ve “Orhun Abideleri”nde bulunan damgalar ile aynıdır. Güdül'deki yazılı belgeler ve kurganlar, binlerce yıldan beri Türkologları beklemektedir.

Kayalar ve kaya üzerine yazılanların çoğu runik yazıttır. İskandinav ülkelerinde daha çok görülür. Kayaların üzerine runik yazı yazma geleneği 4. yüzyıldan, 12. Yüzyıla kadar sürdü. Viking Çağı'nda, değişik yerlere dağılmış ölen erkekler için dikilmiştir. Zaman içinde, dikilen runik taşların rengi ve parlaklığı kaybolmuştur.

Danimarka Runik taşı 6 ve 7 yüzyılda ortaya çıktı. Ülke genelinde 250 tane, Norveç'te 50 tane, İsveç'te ise 1.700-2.500 arası Runik taş mevcuttur.

960'lı yıllarda, Danimarka'da Kral Herald (Mavi Diş) vaftiz edilirken, yeni bir çağın ve düzenin gelişini kutlamak için üç taraflı, iki tarafı resimlerle bezeli yazıtlı bir taş inşa edildi. Bu taşın dikilmesinden sonra İskandinavya'da Runik taş dikme geleneği başladı. Bir nesil sonra yok oldu. İsveç Uppland ve Sodermanland vilayetlerinde, Runik taş sanatı 12.yüzyıla kadar sürdü. İskandinavya'da 3.000 taş üzerinde, 6.000 civarında Runik yazı olduğu söylenmektedir. Dünyanın diğer bölgelerinde ki Runik taşlar da incelenmektedir.

950 ve 1100 yılları arasında Runik taşlar daha çok İsveç, Danimarka ve Norveç'te dikilmiştir. Uygur ve Kazakistan bölgelerinde binlerce Runik taş ortaya çıkarıldı. Az miktarda Runik taş İngiltere, İrlanda, İskoçya ve Faroe Adalarında vardır. Doğu Avrupa'da Runik taş görülmemiştir.

Bir taş yazıttaki Yunglinga destanında der ki
“Bir oğul iyidir
Geç doğsa bile,
Ve ölüm babası sayılırdı,
Bellek taşlarda
Nadiren yolda eşlik eder
Kaydeder akrabaları onun kan bağını.”
Runik taşların Orta Çağ'da, kilise inşaatlarında, malzeme olarak kullanılması tartışma konusu olmuştur. Genellikle tek bir anıt olarak görülür.

Bilim insanları, Runik taşların % 40'ını kendi özgün konumunda görmüştür. İskandinav toplumunda, Hıristiyanlık değişimi Runik taşlar üzerinde gösterilmiş, çiftliklerde bir anıt olarak değerlendirilmiş, mülkiyeti işaretlemişlerdir.

Runik taşlarda en çok sözü geçen ülke Güney İtalya, Balkanlar ve Batı Anadolu'yu da kapsayan Bizans İmparatorluğu'dur. Doğuya yapılan yolculukları anlatan İngvar Runik Taşları, İngvar'ın Müslüman dünyasına seyahatini anlatır. Bu geziden geriye dönen olmamış, onların anısına 25 Runik Taş dikilmiştir.

İngiltere'de bulunan 30 runik Taş, Vikinglerin ülkeye gelişi, zaferleri ve aldıkları tazminatın hikâyesini yalın olarak anlatır. Londra ve Bath'a gömülmüş Vikingleri işaret eder.

İsveç Uppland ve Danimarka adası Bornholm'de bulunan Runik yazıtlarda “Işık ve cennet” deyimi yer alır. Runik Taşların bazıları da övünmek için dikilenlerdir. Kadınlar hakkında birkaç sözü de bu taşlarda görmek mümkündür. Runik taşların yazılı yüzleri birçok doğal tehdit ile karşı karşıyadır. Uygun koruma teknikleriyle Runik taşlar korumaya çalışılıyor.

Kaynakça: (1) http://www.altayli.net/news.php?readmore=246
Resimler: http://www.bilinmeyenturktarihi.com/tag/ankara-gudul-kaya-resimleri/page/6