2012 – Ygs Sonuçları ve Düşündürdükleri * Kemal Kocabaş

1 milyon 837 bin 737 adayın katıldığı 2012-YGS sonuçları açıklandı. TBMM?nden kısa bir süre önce çıkan 4+4+4 yasası sonrası açıklanan sonuçlar eğitimin gerçek problemlerini ortaya koyması anlamında çarpıcı sonuçlar veriyor. 4+4+4 yasası tartışmalarında yasayı itiraz edenler bu yasanın ülkenin gerçek eğitim sorunlarını çözmeyi hedeflemediğini, bilimsel verilere dayanmadığını, pedagojik olmadığını öne sürmüşlerdi. Ülkenin temel eğitim sorunları olarak da eğitimde yaşanan nitelik kaybı ile nitelikli öğretmen yetiştirme sorunsalını önemle öne çıkarmışlardı.
Sınav sonuçlarını sıfır puan olan öğrenciler bazında son üç yıl için bakıldığında 2010-YGS?de 14 bin 156, 2011-YGS'de 38 bin 269, 2012-YGS sınavında ise 50 bin 805 öğrencinin sınavda ''sıfır'' puan aldığı görülmektedir. Son üç yılda sınavda sıfır puan alan öğrenci sayısındaki belirgin artış eğitimin niteliğini ne denli kaybettiğini göstermesi anlamında çarpıcıdır.Ülkeyi son on yılda yönetenler bu sonuçlardan sorumludur.
Diğer yandan sınavda testler bazında soruları tam yapan öğrenci sayılarında büyük düşüş görülmektedir. 2011-YGS?de Türkçe sorularının tamamını doğru yanıtlayan öğrenci sayısı 1392 iken bu yıl bu rakam 929 olmuştur. Temel Matematik testinde 40 sorunun tamamını cevaplayan öğrenci sayısı 2011-YGS?de 1805 iken bu yıl 1316 olmuştur. Bu rakamlardaki keskin düşüşler ülkedeki eğitimin sorunlarını işaret etmesi anlamında önemlidir ve özenle incelenmeye değerdir. Bu sonuçlar, ilköğretimde niteliği ölçen uluslararası PİSA yarışmalarında alınan sonuçları adeta doğrulamaktadır. YGS-2012 sonuçlarına göre, sınavdaki puan türlerinde Ankara ve Burdur en başarılı iller olurken en başarısız iller olarak Hakkari, Şırnak ve Van yer almışlardır. En başarısız illerin Doğu ve Güneydoğu Anadolu illeri çıkması eğitimdeki bölgesel, sınıfsal, cinsiyete dayalı eşitsizlikleri işaret etmesi anlamında değerlendirilmelidir. Kızların daha başarılı olduğu sınavda okul türüne göre başarı sıralamasında Sosyal Bilimler Lisesi ve Askeri Lise birinci ve ikinci sırada yer aldı. Bu liseleri Fen Lisesi, Anadolu Lisesi, Özel Fen Lisesi, Öğretmen Liseleri izledi. Akşam liseleri başarı sıralamasında son sırada yer alırken, bu lise türünü Endüstri Meslek Lisesi, Ticaret Meslek Lisesi, Özel Akşam Lisesi takip etti. İmam Hatip Liseleri de sıralamada 15. oldular.
Son iki yıl karşılaştırıldığında Türkçe testinde ortalama 2011-YGS?de 21.9 iken 2012-YGS?de 18?e düşmüştür. Matematik test ortalaması 2011?den 2012?ye geçişte 7.5?ten 6.92?ye düşmüştür. Sosyal Bilimler test ortalaması 11.6?dan 11.63?e çok küçük değerde yükselmiş, Fen Bilimleri testi ortalaması ise son iki yılda 4.1?den 3.56?ya düşmüştür. Tüm bu sonuçlar eğitim sisteminde ciddi yapısal sorunların olduğunu, bu sorunlar üzerinden bir eğitim reformuna gereksinim duyulduğunu işaret etmektedir. Tablet projesiyle, akıllı tahtalarla, eğitimi dinselleştirerek bu sorunların çözümü olanaksızdır.
Eğitimdeki nitelik kaybı çok boyutludur. Eğitimin tümüyle sınav odaklı oluşu, ücretli-sözleşmeli öğretmenlik statüleriyle öğretmenlik meslek onurunun yok edilmesi, eğitim fakültelerinin nitelikli öğretmen yetiştirememesi, kalabalık sınıflar, dershaneler, kurslar sorgulamayan, analitik düşünmeyen, sadece ezberleyen bir kuşak yaratmaktadır. Ezberci eğitim sistemi niteliksiz bir eğitimi üretmektedir. Tüm bunlar üzerinde yasalaşan 4+4+4 sistemiyle sorunların daha da ağırlaşacağı açıktır. Bu yasa çıkarken arkasında ciddi bir ihtiyaç analizi, ön çalışma, kaynak, öğretmen yeterliliği, eğitim fakülteleri anlamında bir ciddi çalışma yoktur. Sadece eğitimi nasıl dinselleştirebiliriz, laik-bilimsel eğitimi nasıl yok edebiliriz anlayışı temel alınmıştır. Ülkenin ve bir kuşağın geleceği hiç düşünülmemiştir. Önümüzdeki dönemlerdeki PİSA ve YGS sınavlarının daha vahim sonuçlar doğuracağı açıktır.
Tüm bu sonuçlar gösteriyor ki ilköğretim ve ortaöğretim çocuklarımıza Türkçe, matematik, fen bilgisi öğretemiyor. Uzun yıllar yabancı dil dersi almalarına rağmen öğrenciler bir türlü yabancı dil öğrenemiyorlar? Sistem çok az öğrenciye iyi eğitim veriyor. Bu da çok önemli bir kaynak kaybının oluşumuna neden oluyor. Türkiye bugün Dünyada 18. büyük ekonomi olmak gerçeği ile 187 ülke arasında 92. sıradaki insani gelişmişlik düzeyi arasındaki büyük, derin farkı yaşıyor. Farkın temel nedeni ise eğitim? Türkiye bu gerçeği göremiyor, görmek de istemiyor. Sonuçta 2012 Türkiye?sinde eğitim sınıfta kalıyor ve adeta dibe vuruyor. Türkiye bunu hak etmiyor?
Her yazı bir öneri ile bitmelidir. Ülkenin özgün Köy Enstitüleri, Öğretmen Okulları deneyimleri vardır. Öğretmen yetiştirmede bu deneyimlerden yararlanılmalıdır. Eğitim fakülteleri ülkenin bu zengin, nitelikli öğretmen yetiştirme deneyiminden yararlanmanın yollarını üretmelidir. Eğitim öğrenciyi sanatla, felsefeyle dönüştürürken Köy Enstitülerindeki gibi mesleki beceriler de vermelidir. Öğrenciler öğrendikleri bilgileri uygulayabilmelidirler. Beyinde öğrenilen bilgi elde beceriye dönüşebilmelidir. Ülkenin yüz akı, gerçek gözbebeği ve dünya eğitbilim zenginliğine armağan ettiği Köy Enstitüleri eğitimde niteliğin geliştirilmesi anlamında zengin bir hazinedir. Bu hazinenin üzerindeki örtüyü artık kaldıralım?