İZMİR'DE SEMPOZYUM: ARAMIZDAN AYRILIŞININ 50. YILDÖNÜMÜNDE HASAN ALİ YÜCEL'DEN GÜNÜMÜZE EĞİTİM, BİLİM, KÜLTÜR POLİTİKALARI

Türk Vatanının dağlarında, bayırlarında ve kırlarında, hatta en ücra yerlerinde kendi kendine açıp solan çiçek bırakmayacağız.? H.ALİ YÜCEL ?Eğitimde niteliğin artırılması amacıyla özel okullar teşvik edilerek sayıları artırılmalı, teşvik kapsamında çocuklarını özel okullara gönderen ailelere resmî okullardaki bir öğrenci maliyetinin yarısı kadar destek verilmeli ve bu yolla devletin eğitim harcamaları azaltılmalıdır.? 18. Milli Eğitim Şurası Kararlarından (Aralık-2010) Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği (YKKED) ve Balçova Belediyesi 25-26 Şubat 2011 tarihleri arasında Ekonomi Üniversitesi Konferans Salonlarında unutulmayan, aydınlanmacı Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel adına yukarıda başlığı verilen çok önemli, geniş katılımlı bir sempozyumu gerçekleştiriyorlar. Bu sempozyumun amacı yukarıda H.Ali Yücel?in 1940?lı yıllarda ifade ettiği ilerici-hümanist anlayışla ile günümüzün egemen anlayışını yansıtan 18. Milli Eğitim Şurasında alınan ve Aralık 2010 başlarında yayınlanan kararlara yansıyan ?piyasacı anlayışı? ifadesinde olduğu gibidir. Bu bir paradigma değişimidir. Türkiye; Cumhuriyet Eğitim Devriminin akıl ve bilimi rehber edinen, eğitimi bir ?insanlık hakkı? olarak gören doğasından, ?piyasa-inanç? ağırlıklı bir değişime yol alınan koşulları yaşamaktadır. Bu sempozyum ile Hasan Ali Yücel ve çalışma arkadaşlarının kimliğinde Cumhuriyet Eğitim Devriminin insan merkezli, ilerici özü irdelenecek ve günümüzde ülkeyi yönetenlerin eğitime bakış felsefeleri karşılaştırılarak ?Eğitim, bilim ve kültürde günümüzde ne yapmalı?? sorusunun yanıtları aranacaktır.Hasan Ali Yücel; 1897 yılında İstanbul?da doğar. Gelişim ve değişiminde aile ortamı ve o yılların düşünsel akımları önemli rol oynar. Osmanlı?nın son dönemlerindeki fırtınalı yaşam içinde hukuk ve felsefe eğitimi görür, doğu ve batı kültürünü hümanist bir anlayışla sentezler, içselleştirir. Öğretmen, müfettiş, Gazi Eğitim Enstitüsü Müdürü, Orta Öğretim Genel Müdürü, İzmir Milletvekili ve yaklaşık 8 yıl süren Milli Eğitim Bakanlığı ile Cumhuriyet Aydınlanmasına ismini yazdırır. İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç ile birlikte Köy Enstitüleri imecesini üreterek yoksul köy çocuklarının hayatlarında aydınlık bir pencere açarlar. Düşün, sanat, kültür adamı, yazar, siyasetçi ve aydın olarak ülkenin düşün dünyasına zenginlikler katarak 1961 yılında aramızdan ayrılır. Yıllar sonra 25 Ekim-16 Kasım 1995 tarihlerinde Paris?te toplanan UNESCO, doğumunun 100.yıldönümünde 1997 yılını Hasan ALİ YÜCEL yılı ilan eder. Bu 64 yıllık bir onurlu yaşama, emeğe karşı uluslararası değerbilirliğin gerekçesinde Yücel için ?Türkiye?de eğitim alanında reformlar yapan, kırsal kesimde okumaz-yazmazlığa karşı koymak için Köy Enstitülerini kuran, programlı bir şekilde Dünya Klasiklerini Türkçe?ye çevirten, UNESCO Kuruluş Anlaşmasına ilk 20 ülke arasında bulunan Türkiye adına imza koyan ve UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Kurucusu şair-yazar, eski Milli Eğitim Bakanı? ibareleri yer alır. Cumhuriyet Eğitim Devriminin en önemli özelliği bütünselliği ve ortak iradesidir. 1923-1946 yılları arasında Mustafa Kemal, Mustafa Necati, Saffet Arıkan, Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç eğitim, bilim ve kültür alanında ilerici-hümanist anlayışı yaşama geçirmişlerdir. Hasan Ali Yücel Milli Eğitim Bakanı olduğu yıllarda 40 bin köyden yaklaşık 32 bin köy öğretmensizdir 17 Temmuz 1939 tarihinde 1. Maarif Şurası toplanır. Bu şuranın açılışında Yücel: ?Sayın Meslektaşlarım, ?Memleketimizde okuma yazma öğrenmemiş tek vatandaş bırakmamak için alınması gereken acil tedbirler vardır? Köy öğretmenini, köyde doğmuş, büyümüş, köy hayat şartlarını yakından duymuş gençler arasından seçip köy hayat şartlarının canlı olarak yaşadığı öğretmen okullarında yetiştirmeyi prensip olarak ele almış bulunuyoruz.? açıklaması Tonguç-Yücel beraberliğinde ?Köy Enstitüleri? aydınlığının müjdesini veriyordu. 17 Nisan 1940 tarihinde Köy Enstitüleri Yasası TBMM?de kabul edildikten sonra bakan Yücel söz alır ve sonuçtan duyduğu bahtiyarlığı ifade ederek Köy Enstitüleri ile ilgili olarak ???Köy Enstitüleri ilkesi, bu pratik ilke tamamıyla bizimdir. Taklit değildir. Türkçe buluştur. Benzersizdir. Çünkü millet sevgisi gibi bir kaynaktan ilhamını almıştır. Pedagoji kitapları yazmaz, klasik pedagoji bilmez. Bilmezler, çünkü bir eğitim kuramı değil, ulusal bir kalkınmanın temel ilkesidir ve onun gerçekleşmesi, hayata geçmesi atılımıdır?? diyerek TBMM?ne enstitüleri anlatır. Yücel?in bakanlık yaptığı (1938-1946) dönemi yeni bir aydınlanma dönemidir. Yücel 1943 yılında Ankara Devlet Konservatuarının ilk mezunlarının diploma töreninde ??Hangi milletten olursa olsun insanlığa yeni bir düşünüş, yeni bir duyuş getiren her esere bizim yüreklerimizin besleyeceği his, ancak saygı ve hayranlıktır. Biz bu saygı ve hayranlık duygumuzu nazari bir bakışla değil, yaparak ve yaşayarak, kendimizin kılarak ifade ediyoruz? Yazar bizden olmayabilir, bestekar başka ulustan olabilir. Fakat o sözleri ve sesleri anlayan ve canlandıran biziz. Onun için Devlet Konservatuarının temsil ettiği piyesler, oynadığı operalar bizimdir, Türk?tür ve millidir?? diyerek bir sanat eserine nasıl bakılması anlamında çarpıcı, günümüzdeki tartışmalara da yön veren hümanist değerlendirmelerde bulunuyordu. Hasan Ali Yücel dönemi yeni fakültelerin kurulduğu, 1946 Üniversite Yasasının hayata geçtiği bir dönem olarak da karşımıza çıkar. Yücel 1946 Üniversite yasasıyla ilgili olarak ?Bu kanun tasarısı Türk bilim hayatında, Türk üniversitelerinde yeni bir gelişmenin, ilerlemenin müjdecisi olacaktır. Bu kanun bir ana prensip, bir de köklü usul, metodu kapsıyor. Bütün maddeleri bu iki nokta çevresinde toplanmış sayılabilir. Ana prensip üniversitelerin özerk olmasıdır. Bu özerklik, yönetimde, öğretimde ve mali alanlardadır?? diyerek bugün kaybettiğimiz üniversite özerkliğinin altına imza atıyordu.Hasan Ali Yücel en yakın çalışma arkadaşı İsmail Hakkı Tonguç 26 Haziran 1960 tarihinde vefat eder. Yücel Cumhuriyet Gazetesi?nde yazdığı ?Çilekeş Tonguç? başlıklı yazısında : Bu satırları gözyaşlarımla yazıyorum. Kırk yıllık dostum ve uzun yıllar çalışma arkadaşım İsmail Hakkı?yı Cebeci?nin susmuşlar diyarına bırakıp döndüğüm şu anda, mezarının başında yüreğimden gelenleri dökerek konuştuğum gibi derin bir acı içinde kalemimi kalbimden taşan duyguların akışına bırakıyorum? Üstünden ve altından uğradığı vefasızlıklara karşı gösterdiği sabır, Tonguç?un ne kuvvetli bir adam olduğunun delilidir? Tonguç, Türk eğitiminin Pestalozzi?sidir. İsviçre?li Pestalozzi, yoksul ve kimsesiz çocukları okutup eğitmek için çalışmıştı. Tonguç, aynı acıyan ruhla köy çocuklarımızı bilginin ışığına kavuşturmak için çabaladı? Tanrı Türk Milletine onun gibi sahici hizmet adamları bağışlasın? ifadelerine yer vererek Tonguç?u uğurlar. 25 Şubat 1961 tarihinde Hasan Ali Yücel de umutlarıyla, umutsuzluklarıyla yaşama veda eder. Oğlu Can Yücel, Hasan Ali Yücel için yazdığı ?Öldü? başlıklı yazısında babası için ömrünü Türkiye?de bir düşünce, bir bilinç ortamı kurulsun diye harcamış bir insanı, hiç olmazsa ölümü ardından düşünmek bir insanlık borcudur diyerek başladığı yazısında Cebeci mezarlığında ?Bu bir cenaze değil, bir temel atma töreni olmalı! Yücel?in cıvıl cıvıl anıtı üstüne kurulan bir bilinç yapısının temeli! Lamlı, elifli, caflı, kaflı kuraklara, ayazlara karşı iyi havaları, aydınlıkları yapındıracak bir düşünce işliği? diye düşündüğünü ifade ederek ?Yurdunu sevmek solculuksa, Hasan Ali Yücel , solcuydu tabii? Atatürkçülüğün halk ihtiyaçları temeli üstüne kurulu halkçı bir devlet anlayışı, ortaçağdan yeniçağa geçmemiz uğruna girişilen bir uygarlık savaşı bellemek solculuksa, Hasan Ali Yücel solcuydu? Türkiye?yi, sularında çarşaflı balıkların yüzüştüğü bir kapalı havuz değil, insan oğluna yenilik uçaklarına açık, ışıl ışıl bir havaalanına çevirmek istemek solculuksa Hasan Ali Yücel solcuydu? 2. Dünya Harbinde Türkiye?yi bir SS kışlası kılmaya yeltenen ırkçıları dağıtmak solculuksa Hasan Ali Yücel solcuydu? Evet; yurtta tek kişi aç, bakımsız, tek kişi okuyup yazmasız kaldıkça, rahat nefes almamacasına yaşamak solculuksa Hasan Ali solcuydu? Sanatı devletin başı sıkıştıkça çığırtkanlık etsin diye aklına getirdiği, ya da ?yar bana bir eğlence? kabili seyrandan seyrana andığı bir kırık dökük ufak tefek insanlar çevreltisi değil, insanoğlunun birlikte yaşama, daha iyilere, daha güzellere doğru özleminin en kökten, en içten belirtisi belleyip, tiyatroyu, operayı, edebiyatı, güzel sanatları, mimarlığı, musikiyi bir devlet meselesi genişliği içinde ele almak solculuksa Hasan Ali solcuydu.? diyerek Hasan Ali Yücel?in ilerici düşün dünyasını özetliyordu. Sempozyumda yaklaşık 90 bildiri tartışılacak. Pek çok genç akademisyen, sanatçı, aydın, köy enstitülünün yanı sıra sempozyuma bildiri ile Filiz Ali, Muharrem İnce, Özdemir İnce, Hıfzı Topuz, Adnan Binyazar, Ataol Behramoğlu, Prof. Dr. Yakup Kepenek, Doğan Hızlan, Dr. Alev Coşkun, Prof. Dr. İsa Eşme, Prof. Dr. Ahmet İnam, Mustafa Gazalcı, Prof. Dr. Cahit Kavcar, Dr. Niyazi Altunya, Öner Yağcı, Prof. Dr. Ergun Aybars, Prof. Dr. Semih Baskan, Prof. Dr. Zeki Arıkan, Prof. Dr. Ayfer-Kemal Kocabaş, Prof. Dr. Özdemir Nutku, Prof. Dr. Ali Arayıcı, Prof. Dr. Rıfat Okcabol, Prof. Dr. Hüseyin-Songül Sallan Gül, Alper Akçam, Doç. Dr. Haluk Erdem, Yard. Doç. Dr. Güzel Gier Yücel, Prof. Dr. Şule-Nihat Aycan, Prof. Dr. Oğuz Makal, Prof. Dr. Nejla Kurul, Varlık Özmenek, Prof. Dr. Meral Uysal, Prof. Dr. Nevzat Kavcar, Doç. Dr. Kemal Arı, Prof. Dr. Alpaslan Işıklı gibi isimler de katılacak.Bu sempozyumun yapılmasına sağladığı katkılar nedeniyle Balçova Belediye Başkanı Sayın Mehmet Ali Çalkaya, Kültür Müdürü şair Tuğrul Keskin ve çalışma arkadaşlarına teşekkür eder, sempozyumun ülkemiz düşün dünyasına katkı sağlaması, zenginlikler üretmesini dilerim.