Yeraltı Zenginliklerimiz * Mehmet Hekim

Son yıllarda en merak ettiğim konulardan birsi de BOR madeni olmuştur. Lisede okuduğum yıllardan kalma ve Bilim ve Teknik dergilerinden okuduğum çok yüzeysel bilgilere sahiptim, ?Bor madeni? konusunda. Özellikle bilim adamlarımızın 21.Yüzyılın BOR ve SU yüzyılı olacaktır, şeklindeki açıklamaları konuyu ilgimi daha da arttırdı. Ülkemizin yeraltı ve yer üstü zenginlik kaynaklarının yılardır sömürüldüğünü düşünmem ilgimin diğer bir bakış açısı oldu.
Bor nasıl bir maden derseniz; alüminyumun da içinde bulunduğu kimyasal ailenin, en hafif elementidir. Peki, ne işe mi yarıyor? Borun hafifliğine karşılık sert olma özelliği, keza yüksek ergime noktasına (2100 C ) sahip olması, ona roket ve mermi teknolojisinde özel bir yer bulmasına neden olmaktadır. Ayrıca oksit olarak cam, seramik ve maden endüstrilerinde bolca kullanılmaktadır. Sodyum oksit ve bor-oksit karışımından oluşan boraks ise, özellikle sabun ve deterjan üretiminde kullanılmaktadır. Boraks olarak ateşe dayanıklı malzemelerin, mikrop öldürücü dezenfektanların, kimi kâğıtların ve plastiklerin yapımında da kullanılmaktadır. Bor madenini 21. yüzyılın petrolü denmesindeki püf nokta ise Sodyum ? bor-hidrojen bileşiğinin; hidrojen gazı üretiminde kullanılması ve söz konusu bileşiğin hidrojen yakıtını kullanarak arabalarda veya diğer araçlarda önemli bir yer tutacağı öngörüleridir.
Türkiye dünyanın en büyük bor yataklarına sahiptir. Bilim adamlarımızın hesaplamalarına göre rezervimiz minimum 700 yıllıktır ve dünyanın %70?ini kapsamaktadır. Ülkemiz dışında ABD ve Arjantin?de hatırı sayılır bor üretimi mevcuttur. Kullanım sahaları ve kullanım ürünleri dikkate alınarak yapılan hesaplamalar borlarımızın reel değerinin 6?15 milyar dolar olduğunu ortaya çıkarmıştır. Ülkemiz dünyanın en şanslı ülkesidir. Akıllı, yurdunu seven, bağımsızlıkçı, kendi özel rantının yerine, yurdunun geleceğini düşün ellerde çok yakın zamanda dünyanın en zengin ülkesi olmamız içten bile değildir. Yeter kii bor madenimiz konusunda halkımız bilinçlensin, okullarımızda bu konuda tutarlı eğitim verelim, yeter ki bu konuda akıllı olalım. Akıllı olmazsak bize herkes kuş beyinliler ? ?Geçti Bor?un pazarı, sür eşeğini Niğde?ye? der?

Temel ve Cemal
Fadime kumar oynuyormuş. Temel de arada sırada gidip soruyormuş:
?Nasıl gidiyor kanaryam?
?Kaybediyorum.
Bir müddet sonra yine:
?Nasıl gidiyor güvercinim?
?Kaybediyorum.
Bu konuşma bülbülüm, serçem diye devam edince Cemal sormuş,
?Neden karına hep kuş isimleriyle hitap ediyorsun??
?-Bu kadar kişinin içinde kuş beyinli diyemem ya!? diye fısıldamış Temel.