Yeni Hukuk Muhakemeleri Kanununda Tahkim Sözleşmesi ve Yargılama Usulleri * Tuğçe İnç

Hepinize iyi haftalar sevgili okurlarımız. Geçtiğimiz hafta köşemizde tahkim sözleşmesi ve hakemlerin seçilme usullerinden bahsetmiştik. Bu hafta ise tahkim sözleşmesi ve tahkim sözleşmesinde yargılama usullerinden bahsedeceğiz.
6100 sayılı Kanunumuzun 11. kısmında düzenlenen tahkim hükümleri yabancılık unsuru içermeyen ve tahkim yerinin Türkiye olarak belirlendiği uyuşmazlıklar hakkında uygulanmalıdır. 6100 sayılı Kanunumuzun 408. maddesine göre taşınmaz mallar üzerindeki ayni haklardan veya iki tarafın iradelerine tabi olmayan işlerden kaynaklanan uyuşmazlıklar tahkime elverişli değildir.
Tahkim sözleşmesinin konusunu oluşturan bir uyuşmazlık hakkında dava açılmış ise davalı ilk itiraz olarak tahkim itirazında bulunabilir. Bu durumda mahkeme tahkim itirazını kabul edecek ve davayı usulden reddedecektir.
Tahkim sözleşmesiyle aksi kararlaştırılmadıysa tahkim yargılaması sırasında hakem ya da hakem kurulu taraflardan birinin talebi üzerine ihtiyadi tedbirin alınmasına ya da delil tespitine karar verebilecektir.
6100 sayılı Kanunumuzun 425. maddesine göre tahkim yeri taraflarca ya da hakem heyetince belirlenebilecektir. Hakem kurulu, taraflara önceden bildirmek kaydıyla başka bir yerde de toplanabilecek, duruşma ve keşif gibi işlemleri yapabilecektir.
6100 sayılı Kanunumuzun 426. maddesine göre; tahkim davası, hakemlerin seçimi için başvurulduğu ve eğer sözleşmeye göre hakemlerin seçimi iki tarafa ait ise davacının hakemini seçip kendi hakemini seçmesini diğer tarafa bildirdiği, sözleşmede hakem veya hakem kurulunu oluşturan hakemlerin ad ve soyadları belirtilmiş ise uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözülmesi talebinin karşı tarafça alındığı tarihte açılmış sayılacaktır. Taraflardan biri, mahkemeden ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz kararı almış ise iki hafta içinde tahkim davasını açmak zorundadır.
Taraflar aksini kararlaştırmadıkça, bir hakemin görev yapacağı davalarda hakemin seçildiği, birden çok hakemin görev yapacağı davalarda ise hakem kurulunun ilk toplantı tutanağının düzenlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde, hakem veya hakem kurulunca esas hakkında karar verilecektir. Tahkim süresi, tarafların anlaşmasıyla; anlaşamamaları halinde ise taraflardan birinin başvurusu üzerine mahkemece uzatılabilir.
Hakem kurulu, duruşma yapılmasına karar verebileceği gibi; yargılamanın dosya üzerinden yürütülmesine de karar verebilecektir.
Taraflarca aksi kararlaştırılmamışsa, hakem kurulu oy çokluğuyla da karar verebilir. Taraflar veya hakem kurulunun diğer üyeleri yetki vermişlerse, hakem kurulu başkanı, yargılama usulü ile ilgili belirli konularda tek başına karar verebilecektir. Hakem veya hakem kurulu, tarafların açıkça yetkili kılmış olmaları halinde hakkaniyet ve nesafet kurallarına göre veya dostane çözüm yoluyla da karar verebilecektir.
Tahkim yargılaması, nihai hakem kararının verilmesi veya aşağıdaki hallerden birinin gerçekleşmesi ile sona erecektir:
a) Davalının itirazı üzerine hakem veya hakem kurulunun uyuşmazlığın kesin olarak çözümünde davalının hukuki yararı bulunduğunu kabul etmesi hali hariç, davacı davasını geri alırsa.
b) Taraflar, yargılamanın sona erdirilmesi konusunda anlaşırlarsa.
c) Hakem veya hakem kurulu, başka bir sebeple yargılamanın sürdürülmesini gereksiz veya imkansız bulursa.
ç) Tahkim süresinin uzatılmasına ilişkin talep mahkemece reddedilirse.
d) Taraflarca kararın oybirliğiyle verilmesinin öngörülmesine rağmen, hakem kurulu oybirliğiyle karar veremezse.
e) Yargılama giderleri için avans yatırılmazsa.
Hakem kararına karşı yalnızca iptal davası açılabilecektir. İptal davası, tahkim yerindeki mahkemede açılacak, öncelikle ve ivedilikle görülecektir.
Sevgili okurlarımız bu haftalık da köşemizin sonuna geldik. Önümüzdeki hafta yine aynı köşeden buluşmak ümidiyle esen kalın?