Hukuk Fıkraları – Iıı * Tuğçe İnç

Sevgili okurlarımız, hepinize yeniden merhaba? Cumhuriyet Savcısı Ertem Türker?in 1975 Fon Matbaası basımlı ?Fıkralarda Hukuk? adlı kitabından kısa alıntıları bu köşemizde sizlere aktaracağım. Bu gerçek olduğu ifade edilen fıkraları okurken hepimizin insanlık ve adalet adına dersler çıkaracağına da eminim.
Bir Türk Hükümdarı İle Karşı Karşıya :
Fatih Sultan Mehmet kendi adına yapılan caminin sütunlarını başlarından birer parça kestirip binayı ?Ayasofya?dan alçak ettiği için? baş mimarına kızmıştı. Baş mimar İstanbul?da çok zelzele olduğundan? bu tedbiri aldığını söylemişse de Fatih dinlemeyip onu ağır şekilde cezalandırmıştı.
Bunun üzerine baş mimar İstanbul mollasına giderek Padişah?ı şikayet etti. (İstanbul Kadısı: Sarı Hızır Efendi)
Molla durumu Padişah?a bildirdi. Fatih cübbesini giyip beline topuzunu taktı ve mollanın dairesine geldi. İlk işi baş köşeye geçmek olacaktı. Fakat molla ona şikayetçi ile beraber ayakta durup ?müdafaa yapılması gerektiğini? söyleyince emre uydu.
Fatih baş mimara hazineden yeteri kadar para verilmesini teklif etti. Molla:
– Hayır, dedi. Hazineye el sürülmez. Kabahat senindir. Kendi parandan ödeyeceksin.
Fatih bu sefer kendi parasından yeteri kadar teklif ederek baş mimarın gönlünü aldı. Helallaştılar. Ayrılırken Fatih Mollaya:
– Bu Padişahtır diye bana saygı gösterip gevrek davransaydın şu topuzla seni hurda ederdim; diyerek eteğinin altından topuzu gösterdi.
Adalet Olursa :
Fatih Sultan Mehmet İstanbul?da hapishaneye giriyor. Orada hapsolmuş iki papaz görüyor. Onlara hangi sebepten hapsolduklarını sorar. Onlarda:
– İmparatora, pek yakın bir zamanda İstanbul?un Türkler eline geçeceğini söylediğimiz için bizi hapse attılar. Diye cevap verdiler. Bunun üzerine Fatih:
– Söyleyin öyleyse İstanbul benim elimden çıkar mı? Deyince Papazlar:
– Bize izin ver, memleketi gezelim ve haber verelim, dediler.
Papazlara Fatihin izniyle hapisten çıkınca bir zaman sonra Bursa mahkemesine uğradılar. Bir köylünün üç gün üst üste mahkemeye geldiği halde Kadıyı bulamadığını görüyorlar. Sonuncu, dördüncü gün Kadı mahkemeye geliyor. Köylü derdini anlatıyor:
– Komşum filan, haksız yere öküzümü taşla öldürdü. Öküzümü ödetivermenizi iztiyorum.
Kadı biraz düşündükten sonra:
– Oğlum, gerçi ben izini idim. Ama üç gün üst üste bulunamadığım için öküzünü benim ödemem lazım, diyor ve öküzün değerini köylüye veriyor. Papaz geri gelip Fatih?e:
– Türkler her zaman şimdiki gibi adil ve müşfik olursa, İstanbul, hiçbir zaman sizin elinizden çıkmaz. Fakat adaleti elinizden bıraktığınız gün sizin elinizden çıkar, dediler.
Bunun üzerine Fatih Papazları serbest bıraktı.
Sevgili okurlarımız bu haftalık da köşemizin sonuna geldik. Önümüzdeki hafta yine aynı köşeden buluşmak ümidiyle esen kalın?